Millete anlatacağı bir şey kalmayan iktidar,(muhalefetten) sinekten yağ çıkarmaya çalışıyor.

Zira düzenli anket yaptırıp ve yol haritasını ona göre belirleyen AKP, bütün anketlerde eridiğini görmesine rağmen, gelecek seçimleri garantiye alma planları yapmakta.

Daha önce denediği Suriye kartına tekrar muhtaç hale geldi. Rusya Devlet Başkanı Vilademir Putin’le görüşme neticesinde Erdoğan, Eylül ayında yapılacak Şangay beşlisine davet aldı. Birbirinin siyasetine muhtaç halde olan iki lider, NATO’ya üye olmasına rağmen Türkiye’yi pakta karşı bir kalkan, NATO’ya da Rusya’yı kalkan olarak kullanmak isteyen bir siyasetle, Suriye’de bir sınır ötesi harekat düşünülüyor. Bu alışveriş sayesinde hem Putin nemalanacak, hem de Türkiyedeki seçim kazanılacak hayalleri siyaset gündeminde. Rusya’dan gelecek paralar da bu minvalde...

ÇÖZÜM SÜRECİNDEN SONRA 

Doğuda oy kaybeden AKP, “Çözüm süreci” masası devrildikten sonra milliyetçi oylara göz dikti. Bu süreçte MHP, BBP ve Vatan partisiyle aynı karede duran AKP, Ege’de “Mavi vatan”, güneyde “Kürt özerkliği”  üzerinden siyaset yapıyor.

Dikkat edilirse ne zaman bir seçim gündeme gelmişse, bu operasyonlar da gündemden düşmedi: “Pençe Kilit operasyonu”, “Zeytin dalı harekatı”, “Şah Fırat operasyonu”, “Fırat kalkanı”, “Barış pınarı harekatı” vb. sınır ötesi harekatlar hep bu neviden. 

Esasen son zamanlara bakıldığında “Güvenlik mi, özgürlük mü?” sorusunda, güvenlik önceleniyor, hürriyet öteleniyor. Bunu iyi okuyan AKP, eriyen oylarını milliyetçilik ve vatan üzerinden toparlama derdinde ki, güvenlik kartını iyi kullanıyor. Çünkü milletin bu güvenlik tercihini iyi bilen AKP, muhalefeti de yanına çekme derdinde. Özellikle tezkerelerde CHP ve HDP haricinde hemen herkes söz konusu güvenlik olunca bir noktada birleşiyor. Zaten MHP gibi bir çok parti de milliyetçilik üzerinden siyaset yapmakta. Merkezde olan partiler bile bu hassasiyet üzerinden, seçmen kaybetmemek adına bu harekatlara destek veriyor. Evet sınırımızda terör unsurlarının tehditlerine fırsat verilmez, verilmemeli. Ancak ortada (Kuzey Irak haricinde) IŞİD’le savaşan unsurların bize bir tehdidi yoksa harekat manasızdır. Mehmetçikleri şehid vermeye ve oradaki Kürt halklarının istirahatini bozmak olan bir harekat, faydadan çok zarar getirir. Hele ki bu bir seçim yatırımı şüphesi taşıyorsa!

Muhalefet, 15 Temmuz’da, ona bağlı olarak 19 Mayıs Samsun’da, söz konusu darbeleri lanetlemekse, üzerine düşeni yaptı. Ancak AKP bunu kendi hanesine yazıp, her fırsatta da kullandı.

Burdan hareketle; muhalefetin AKP’nin muhtemel bir harekat peşinden OHAL ilan etmek ve onun gölgesinde seçime gitmek istemesini, dolayısıyla seçim güvenliğinin riske edilmesi oyununa gelmemeli.

Aslında Türkiye korkularla yönetiliyor; din elden gidiyor, darbe, bölünme, sığınmacılar, cemaat, terör gibi korkularla senelerimiz heba oldu.

Bu korku imparatorluğu artık son bulmalı. Muhalefet, milleti Kürd’üyle, Türkü’yle farklı inanç anlayışlarıyla kucaklayıp, devletle barıştırmalı ve AKP’nin kazanma tahtası olmamalı.