* “Beyin tek bir işe odaklanmak ister; çünkü ancak bu şekilde o iş için en iyisini yapabilir.” (Banu Arslan)
* “‘Sûr’ gibi, insanın mahsus uzayında vicdan (...) aynı sesi taşımaktadır. Evrensel ses olan ‘sûr’un insandaki kulağı vicdandır.” (Caner Kut)
* “‘Affetmek’ hakikatini (...) âyetle [Nur Sûresi: 22.] biraz daha anladıktan sonra, Üstad Bediüzzaman’ı anlamak da kolaylaşıyor. Demek bu yüzden affetmiş kendisine zulmedenleri; [onlara] hakkını helâl etmiş, bedduâ dahi etmemiş...” (Emine Sultan Çakır)
* “(...)Hikmetle yoğurulmuş hakikatlerin evvelâ kendimizin ve dolayısıyla âlemin zulümatını parça parça etmesini arzu ediyorsak eğer, ‘şefkat’ keskinliğine muhtacız!” (Ersin Acar)
* “En eğitilebilir hislere sahip olduğumuz ve hislerin en çok eğitilmesi gereken dönemdir gençlik.” (Fethiye Akay)
* “(...)Bizim tarihimizde ‘mülteci’ değil, ‘muhacir’ tanımı vardır ve bu tanım, içinde merhameti de barındırmaktadır.” (Hasan Yüksel)
* “Bizlere düşen, insanları zarara girmeden evvel yaptıkları kötü fiiller için ‘uyarmak, nasihat etmek, irşat etmek’ ve zarara girmeleri hâlinde de âkıbetleri hususunda onlara duâ etmektir.” (Said Yüksekdağ)
* “Nâmı dünyaya yayılan Mimar Sinan’ın kalfalık eseri olan Süleymaniye Camiinin muhteşem akustiğinin benzeri, bugünkü teknolojiyle dahi yapılamıyor!” (Şeyda Sultan Zengin)
BİZİM AİLE
* “İki dindar genç görücü usûlüyle değil, modern şekilde tanışmış olsalar dahi, ‘evlilik kararı öncesinde bazı konuların şahitler huzurunda konuşulması’nı önemli buluyorum; zira ileride bir anlaşmazlık ortaya çıktığında her iki tarafın da haklarını korumak ve onlar arasında hakemlik yapmak için, bu konuşmalara şahitlik eden biri daha faydalı olacaktır!” (Ayşenur Aydoğdu Akten)
* “En iyi oyuncak en pahalı oyuncak değildir. En iyi oyuncak, çocuğun tekrar tekrar oynamak isteyeceği ve her oyununa uyarlayabileceği oyuncağıdır. Yani ‘yapılandırılmamış oyuncaklar’ dediğimiz oyun hamuru, yap-bozlar, legolar, hattâ çamur!..” (Berfin Betül Karakoyun & Büşranur Yıldız)
* “Bizler (...) olaylara ‘îman gözlüğü’nü takıp nazar edersek, zahiren zulmetli görünen olaylar izale olur ve karanlıklar aydınlığa çıkar; çünkü ‘îman gözlüğü’ her şeyi güzel gösteren nuranî bir gözlüktür.” (Elif Kübra Sertbakan)
* “Sultan Mehmet’in gittiği yolda şimdi geldiğimiz nokta (...), İstanbul’un fethinin sembolü olan Ayasofya’nın açılışını boynu bükük ve çaresiz bekler durumda olmamızdır—Mayıs ayları coşku ve sevinç değil, hüzün ve üzüntü ayları olmaya devam ediyor!..” (Rifat Okyay)
* “Özellikle ‘görsel medya’ kullanılarak âdeta zihinler uyuşturuluyor, insanlar ‘uzaktan kumanda edilen gönüllü köleler’ hâline ge[tiri]liyor...” (Yasemin Güleçyüz)
Not: Yukarıdaki tespitler, dergilerin Mayıs 2019 tarihli sayılarından derlenmiştir.