Her sene mutad olarak devam eden ve bu sene de Allah’a şükür, alnımızın akıyla ve de hafta başında yağış gözükmesine rağmen, Rabbimizin müsaadesiyle iyi bir havada, yapabildiğimiz “Bursa Ulucamii Bediüzzaman mevlidi” dönüşü eve giderken cep telefonuma baktım.
WhatsAp’tan bir mesaj gelmişti. Urfa’nın kahramanlarından Nihat Çiçek kardeşimizden gelen bu mesajda, Bekir İbiş Ağabeyimizin vefat haberi veriliyordu. “Allah rahmet eylesin!” dedik. Hemen aklıma bir tevafuk geldi. Bundan iki sene önce de, gazetemiz yazar ve şairlerinden, Cemil Arıkan kardeşimizin de aynen böyle mevlid gününde vefat haberini almıştık. Üstadlarının vefat gününde ahirete irtihal eden bu iki muhtereme de, Allah rahmet eylesin.
Bekir İbiş Ağabeyimiz, 1944 senesinde, Denizli Tavas’ta doğar. Ortaokul çağlarında, Isparta İmam Hatip okulunda yatılı olarak okur. Son sınıflara doğru, Risale-i Nurlarla müşerref olur. Nurları okumaya başlar. 5. Şua’yı okuduktan sonra kalbine bir ilham gelir ve onunla alâkalı bir şiir yazar. Tabiî bu şiir duyulunca, hemen okuldan atıp, hapse sokarlar. Çıktıktan sonra da, dışarıdan okulu bitirip, Aydın’ın bir mahallinde müftülük memuru olarak çalışırken, 12 Mart 1971 hain hareketinden sonra, Tekirdağ’a sürgün edilir. Bu onun için bir sürgündür, ama öyle sürgün değil. Toprak altına atılan tohumun sürgünüdür. Onun Tekirdağ’a gelmesiyle, oranın o sürgün başak verir ve nurun oradaki, hemen hemen ilk nüvesini atar.
Bir müddet sonra, memuriyetten de istifade ederek, kuyumculuk mesleğini icra eder. Tabiî, hizmetlerin her türlüsüne de koşarak… Bir müddet gazete Yönetim Kurulu azalığı da yapar. Verilen her hizmete koşan Bekir Ağabeyimiz, Marmara Bölgesinin sekreterliğini de yaparak, bölge vilayetlerindeki, hizmet ve faaliyetlere koşar. Biz de, Bursa’da, onunla çok görüşüp, konuştuğumuz, hâlleştiğimiz gibi, İstanbul v.s. gibi bazı yerlerde de münasebetimiz olmuştu. Halim-selim, muhterem bir ağabeyimizdi. Mütebessim, az konuşup çok iş yapanlardandı. Tabiî, ayak olmayı, baş olmaya tercih edenlerdendi. Davasında ve hizmetinde fanî olanlardandı, enaniyette değil…
Geçen senelerde kalp ameliyatı olmuş, biz de “geçmiş olsun” diyerek konuşmuştuk. Geçen hafta yine o rahatsızlığından dolayı hastahaneye, yoğun bakıma yattığı bildirilip, dua talebinde bulunuluyordu. Bir hafta sonra da bugün, işte rahmetli oldu. Allah rahmet eylesin.
Isparta’daki arkadaşlarımızdan, Niyazi Budak’ın da kayınpederi, olan Bekir İbiş Ağabeyimize, binlerce rahmetler diliyoruz. Kabri pûr nur, makamı cennet olsun İnşâallah! Camiamızın, ailesinin başları sağ olsun.