"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Kadınlar yuvalarına dönmeli...”

Osman ZENGİN
13 Haziran 2020, Cumartesi
Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri’nin, kadının İslâmdaki yeri ve onlara verdiği ehemmiyeti anlattığı, başta Tesettür Risalesi olmak üzere, diğer kısımlarda da; nadide, naif ve cins-i lâtif olan kadınlarımıza, yol ve yön göstererek, Ahzab Sûresi’nin 33. âyeti olan; “Evlerinizde oturun. Önceki cahiliye dönemi kadınlarının açılıp saçıldığı gibi siz de açılıp saçılmayın”ı esas alarak, “kadınlar yuvalarına dönmeli” diyor.

Üstad, mel’un ifsad komiteleri tarafından, cemiyet hayatının bozulması işinde kadınların kullanılmasını, ortada paspas gibi ezilmesini istemiyor. Dinimizin, onlara güzel muamelede bulunmamız emrini de nazara vererek, Peygamberimizin (asm) “Sizin en hayırlınız, kadınlarınıza en iyi davrananlarınızdır” gibi, bir çok hadis-i şerifte de beyan edildiği surette, kadınlara, lâyık olduğu yerin verilmesini istiyor.

İşte Üstadın, kadınların güzel hâllerle hâllenmesini anlattığı bir Risalesinin adı “Tesettür Risalesi’dir” bir küçük kitapçık olan Risalenin ismi de, “Hanımlar Rehberi”dir. Tesettür Risalesi’nde, mevzuları îzah ederken verdikleri misal de çok enteresandır. Meselâ; erkek-kız kardeş arasındaki münasebeti anlatırken, kız kardeşinin simasının (yüzünün) onun kız kardeşi olduğunun alâmeti olduğunu, ama bacaklar için aynı şeyin mümkün olmadığını, yabancı bir kadınla kendi kızkardeşinin yüzlerine baktığında kızkardeşine karşı bir karabet, yakınlık hissedip, nefsî bir hareketlenme olmayacağını, ama bacaklar için bir karabet ve yakınlık olmadığını, her iki kadının bacağının da aynı mesabede olduğunu anlatarak, gayet çirkin ve alçakça bir hissin uyanmasına sebebiyet vereceğini ifade ediyor.

İşte, bu Tesettür Risalesi’nde geçen, “bir adi kundura boyacısı” misalinden dolayı Üstada verilen tek bir ceza budur. (8-9 yaşlarında bir çocukken, 60’lı senelerin hemen başlarında, ben de o ayakkabı boyacısının olduğu yerde boyacılık yaparken, o hadiseyi anlatmışlardı ve aklımda kaldığına göre de, o adamı görmüştüm) enteresan bir şey. Asrın deccalının mahiyetinin anlatıldığı şeylere ceza yok, Tesettür bahsine var. Niye? Çünkü, milleti mahvetmek isteyen hain güçlerin elindeki en tesirli silâhların başında, kadınlar gelmektedir. Üstad da, kadınlarımızın aşağılanmaması için gayret göstermiştir.

Tabiî burada, kadınların evlerinde oturmayıp, iş hayatlarında olanlar var. Onlar için vaziyet nasıl olacak? Elbette, kadınların yapabileceği mesleklerde istihdam edilmeleri mümkün. Ama erkek dirayeti, gücü ve inisiyatifi gereği (yaratılıştan gelen farklılıklar bunlar) yapılması îcab eden her meslekte de kadınların muhakkak istihdam edilmesi diye bir şey yok. Ve enteresandır. Bir zaman, bir gazetede (dinî hassasiyeti olmayan bir gazete) bir haber okumuş ve şaşırmıştım. Rusya’da yapılan bir ankette kadınların, kariyer için çalışmayıp, evlerinde çocuklarına bakması yönündeki oylamada, % 70 oranında oy çıkmış. Aslında kadının fıtratı bu. Kırk senedir, devlet memurluğunda yaptığımız idarecilikte de, bunları müşahede ettik. Normal bir vaziyette yüzüne bakmayacağı adamın emri altına girip, üstelik bir de, ondan azar işitmesi, çok görülen hâllerdi. Tabiî, fiilî ve sözlü ta’cizler de başka... Bizim alt birimimizde cereyan eden bu hadiseler için, kaç tane kadın memur gelip, durumu bazen de ağlayarak anlatmışlardı.

Bu koronavirüsten dolayı, memurlar evlerine çekilince, biraz da sosyete bir hanım personelimizle görüştüğümüzde bana söylediği sözler, bütün bu makalenin yazılmasına sebeb olmuştur. “Efendim, evde o kadar rahat ettim ki, demek gerçekten de kadının yeri eviymiş.”

Okunma Sayısı: 2449
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Gazi

    14.6.2020 12:15:04

    Hasılı: Kadının en çok istediği şey eşinden şefkat görmektir. Erkekteki şefkat duygusunu ortaya çıkarmak ancak erkeğin duygusal doyum ve kendine ihtiyaç duyan bir kadını kanatları altına almakla gelişecektir. Anneler kızlarını yetiştirirken güçlü ol, paranı kazan, kendini ezdirme vs… gibi öğütler verirken aslında kızlarına merhametsiz, sevgisiz, ilgisiz kal diyor olduklarını fark etmeleri gerekiyor. Zira evli bir kadının, bu en fıtrî ihtiyacının yerini ne ekonomik hürriyeti, ne makamı, ne savaşçı karakteri, ne de erkek gibi gücü doldurabilir. https://www.yeniasya.com.tr/yasemin-yasar/kadin-ne-zaman-gucludur_503874

  • Hüseyin

    13.6.2020 18:15:14

    Osman kardeşin yazdığını ben çok iyi anladım. Ayet, hadis ve üstadın sözlerinden misaller vererek yazdığı yazıda, “kadınlar tamamen çalışmasın, evinde otursun” demiyor. Şerh düşmüş zaten. Amma çok da mecbur olmayanların çalışmasının da doğru olmadığını anlatmış.

  • Hilal

    13.6.2020 10:36:53

    Osman abi, gene bizi yazmışsınız, teşekkür ederiz. Ramazanda yazdığınız “ sahura hanımdan önce kalkmak” yazınız da çok hoş olmuştu. Etrafa sorduğumda, bayağı da ses getirdiğini öğrendim. Ezberleri de bozmuş lakin, bazı “ maço” lar da size kızmıştı. Bu yazı da çok güzel oldu abi. Gerçekten de, enine boyuna ve iyi geçişlerle, mesajı vermişsiniz. O üstadın erkek-kız kardeş örneğini işleyişinizde ilginç.

  • barış

    13.6.2020 09:44:30

    Şu anda yaşanan sosyo ekonomik bütün sıkıntılatın başında bu kadın istihdamı geliyor ve toplumu bozuyor.

  • R.Kalyoncu

    13.6.2020 09:42:51

    Ahzab-33'deki "ve karne" kelimesini bazı müfessirler esreli okuyarak ayete "evinizde vakarlı olun" anlamı vermişlerdir ki; (Bknz: Teʾvîlâtü’l-Ḳurʾân Tercümesi 11.C. S.382) bunun doğruluğu; kadınların bayram ve cumadan yasaklanmamasından anlaşılmaktadır. Zaten kadınlara evlerine kapanıp oturmaları tavsiye/emredilmiş olsaydı herhalde buna ilk önce Hz. Aişe riayet ederdi. Nitekim 24. Lemadaki; “…köylü mâsum kadınların nafakalarını kendileri çıkarmak için çalışmaları nev'inden kendinizi idareye çalışınız” beyanı, kadının ihtiyaç halinde çalışması gerektiğini ifade etmektedir. Ayrıca, bugünkü sosyal medya ve iletişim araçları ile eve kapanmanın ahlaksızlığa engel olamayacağı açıktır. Önemli olan husus; iş hayatında kadınlara uygun çalışma ortamının sağlanması ve erkeklerin kadınları rahatsız etmeyen ahlâki olgunluğa kavuşması ve de Müslüman kadınların giyim kuşamı, hal ve tavırları ile ciddî ve vakarlı olmasıdır.

  • Mehmet

    13.6.2020 00:31:37

    Maişet ve daha rahat yaşama veya emeklilik gibi hallerden dolayı kadınlar çalışmakta.Bazıları fıtratına uygun işlerde bazıları daha zor şartlarda.Kimisi iş bulamadığından çalışmayıp evde.Kimisi iş bulsa da hergün işe gitmek istememesine rağmen 3 kuruş gelirim olur sigortam yatar, ileride emekli olurum düşüncesiyle yine de işe gitmekte.Hülasa derdi maişet ve rahat arzusu bu cepheden kadını alıp evine kolay kolay koyamaz.Fakat Memlekette istihdam olur ve erkeğin geliri ile işler biraz daha kolaylaştırılırsa veya Annelerin çocuk sayısına endeksli olarak siğortalarını devlet yatırırsa kadınların bir çoğu evlerini tercih edecektir.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı