Birçok şeyin zamlandığı günümüzde, elbette suyu ucuz kullanmayı-içmeyi, herkes arzu eder değil mi?
“Su şehr-i Bursa” dergimizin daha önceki sayılarında, su ile alâkalı yazdığımız bir makalede, hem Kur’an âyetlerinden, hem de onun tefsiri mahiyetindeki bazı güzel sözlerden istifade ile suyun yaratılmasının, tamamen bir mu’cize olduğunu ve Allah’ın kudretinden başka bir şey olmadığını ifade etmiştik. Ama her şeyi maddede arayan bazıları bunu kabul etmemiş. Eh, kabul etmeyebilirler. Kimsenin inancına karışmayız (onlar bize karışsa da), ama madem kudret-i İlâhiyeden geldiğine inanmıyorsunuz, o zaman dünyanın birçok yerinde susuzluktan kırılan birçok insan var. Sizler de, suyun formülünü biliyorsunuz, oralara da, en mahir kimyâgerlerinizi alıp gidin bakalım, bir damla su yapabilecek misiniz?
Neyse, gelelim konumuzun başlığı olan suyu ucuz kullanmaya, içmeye. Benim çocukluğum Ankara’sında, hazır su alanlar çok azdı.
Cam damacana ve etrafında sarılı hasır muhafazası ile “Kavacık” ve daha sonraki senelerde de, “İnci” markalı suların ambalajları hâlâ gözümün önüne gelir. Bu dediğimiz tabiî, yarım asır öncesinin hatırası. Genellikle, birçok vilayette şebeke suları, içilebilir özellikteydi.
Daha sonraki senelerde, damacana suları, millette alışkanlık yaptı ve tüketim çoğaldı. Tabiî, arz-talep doğrultusunda da, birçok firma ortaya çıktı. Bunlardan çoğunluğu kaynak sularını kullanırken, bazıları da, kuyu sularını işleyerek, piyasaya sürdü. İnsanlar arasında, “çeşme suyu içilmez” diye bir hissiyat meydana getirdiler.
Su ve sağlık konularıyla uğraşan bir doktorun, “ölü su-canlı su- diye bir tabirini duydum. Sordum, ne demek olduğunu. “Çeşme suları canlı, damacana suları ölü su” dedi. Bu tabir bana değişik geldi. Gerçekten de, bizim çeşme suyu ve diğer damacana suları ile alâkalı tabloyu imcelediğinizde, mukayese farkını görürsünüz. Meselâ, sulardaki ph (power or potential of hydrogen “hidrojenin potansiyel gücü”) 1-7 arası, asitik, 7-14 arası alkaliktir. Bunun nötr olanı 7 olarak kabul edilir. Bizde, 6,5 /8,5 arası en ideal ölçü olarak kabul edilir. Çeşme suyunun ph ı: 8,2’dir. Diğerleri de tabloda görünmektedir. Çeşme sularının içilmesinden, bazı yerler çok memnunken, bazı yerlerden şikâyet gelmesi, genellikle ana hattan, site ve apartman içlerine bağlanan hatların eskimiş, paslanmış, delik v.s olmasından kaynaklanıyor. Bursa’da, hemen hemen bütün ana hat şebekelerini en son teknolojik boru hatlarıyla yenilemiş durumdayız. Apartman ve siteler de, zamanla bağlantı borularını yenilerse, sıkıntılar ortadan kalkar.
Bursa’da, su fiyatlarının yüksek olmasından şikâyet edenler var. Aslında, damacana suyunun 19 litresine, 10-15 TL: verenlerin, bir ton suya, 3,5 lira gibi bir miktara itiraz etmesi anlaşılmıyor. Yani, damacana suyunun fiyatıyla, çeşme suyu ile yaklaşık, 50 damacana doldurulur. Diğer bir ifade ile bizim suyumuzun tonu 3,5 TL. civarındayken, ortalama damacana sularının ton fiyatı 500 TL. civarındadır.
30 büyükşehir su fiyatlarıyla mukayeseli tablomuzda görüleceği gibi, Bursa çeşme suyu ilk sıralarda değil, tam 19. sırada yer almaktadır. Bursa, Türkiye’nin 4. Büyük şehri iken, üç büyük şehirden sonra geldiği gibi, birçok küçük şehirden de sonra gelen bir fiyat ucuzluğu vardır. Bunu da, inceleyerek ve mukayese ederek görebilirsiniz.
Son olarak, suyun ucuza mal edilmesinin bir yolu da, israf etmemek, har vurup, harman savurmamaktır. Kullanacağımız kadar ve çeşme ve bataryalar az açılarak su kullanılmalıdır. Bu konuda, Peygamberimiz (asm) şöyle buyurmaktadır. “biriniz, akan bir dereden abdest alırken bile israf etmeyiniz”. Özellikle, evlerinde genç çocukları olanların çoğundan bizlere gelen bir şikâyet de şudur. “çocuklar banyoya girince, duşu bir açıyorlar, banyo bitene kadar kapatmıyorlar.” İşte israfın en büyüğü de burada yapılmaktadır. Suyumuzu israf etmezsek, hem su fiyatlarımız azalır, hem de bizden sonra gelecek nesillerin de kullanacağı kaynakları, onlara miras olarak bırakmış oluruz.