BAŞGAN

Selâmün Aleyküm pek saygıdeğer Pazarola okurları! Bu satırları size yurdumda ağlayarak yazıyorum. Yurdumda dediysem, yurdum olan yurt değil, yurt odası olan yurt. Hepiniz Ankara'ya Gençlik Kongresi'ne gittiniz biliyorum. Bu sefer maruz kalacağım "KIZ SEN GİTMEMİŞ MİYDİN?" ya da "Yapamadın oralarda döndün di mi?" gibi çılgın soruları düşünüp kendimi dizginledim. Yoksa uçak biletlerinin 2000 lira olmasıyla falan alâkası yok. Ayrıca bu ikinci soruya maruz kalacağıma buraya yerleşirim daha iyi. KİMSEYE "ÇEDİLE YAPAMAMIŞ GERİ DÖNMÜŞ" dedirtmem ben!! O yüzden efendi gibi oturuyorum oturduğum yerde. Canlı yayını açıp Çekya sokaklarında dolaşayım da maneviyatımız gelişsin di mi? Gördüğünüz gibi hizmette yine sınır tanımıyorum. 

PROTESTO HAKLARI VAR

Sınır demişken, "Geçen hafta Fransa'daydın ne ara Çekya'ya döndün yine?" diyorsanız, Makron'la biraz takıştığımız için acil dönüş yaptım. Sarı yeleklilerle falan başı dertte zaten biliyorsunuz. Protestoların yapıldığı sokaklardan falan geçtim de cam kapı ne var ne yoksa indirmişler. Genellikle hafta içi çalıştıkları için de protestolarını Cumartesi günü yapıyorlarmış. Mesai yapar gibi protesto yapıyorlar, vallahi ilginç. "Neden hâlâ devam ediyorlar protestoya?" diye sordum. Başlarda ekonomik sıkıntılar yüzünden olsa da, şu anda Makron'u istifa ettirmeye çalışıyorlarmış. "Protesto hakları var, kullanıyorlar" diye de bir cevap aldım. Öyle önüne gelen her hakkını kullanmaya çalışırsa ne olur canım bu ülkenin hali? Aaa görülmüş şey değil. Katlanamam ben bu kadar hürriyete deyip dönüş yaptım işte. Unutmayın ki haklarımız onları kullanalım diye değil, sorulduğunda "şu gibi haklarımız var, ama kullanırsak değeri kaybolur diye böyle vitrinde saklıyoruz" demek için vardır. Yoksa aklınıza başka şeyler gelmesin. 

KORNA

Fransa'da ilgimi çeken bir başka şey de otoyollarda ışık olmaması ve insanların asla çok zor durumda kalmadıkça korna çalmamalarıydı. Şeritlere parlayan küçük şeyler koymuşlar, farlar sayesinde gece yolunuzu görebiliyorsunuz. İşte fakirlikleri burdan belli. Yazık. Yolu aydınlatacak kadar bile ışıkları yok, gelmiş aydınlık bir gelecekten dem vuruyorlar. Bu şekilde gözlerinizi boyamalarına asla izin vermeyin sayın arkadaşlar. Bunlar bir takım spekülasyonlardır. Aslı astarı yoktur. Fark ettiyseniz yazımın başından beri aldığım bilgiler için herhangi bir kaynak belirtmedim. Çünkü ben de bu bilgiler bana nereden geliyor bilmiyorum. Göklerden gelen bir bilgi vardır, bildiniz mi? Her şey o ânı yakalamakla ilgili. Yakalarsanız bir gecede âlim olabilirsiniz. Ama âlim olduğunuzu ilân etmeye falan kalkışmayın sakın! Çünkü henüz hiçbir şey sonuçlanmış değil. 

1  OY

Geçen hafta yapılan mahallî seçimlerimiz de bütün hızıyla devam ediyor. Az gelişmiş ülkelerde bu tarz seçim şeyleri 1 gün, hatta apaz gelişmiş ülkelerde ise birkaç saatte tamamlanıyor. Ama Türkiye gibi 1. Dünya Ülkeleri'nde bu süreç en az 1 hafta sürer. Hatta gelişimle doğru orantılı olarak, dosta güven düşmana korku salma dereceniz nispetinde bir oy kullanma süresi yaşarsınız. Ben şahsıma Türkiye Geneli Belediye Başkanı olmam için 80 milyon oy verildiğinden eminim. Ama medya yine sizleri kandırmaya çalışıyor, oylarımı çalıp demirciye satıyorlar. Bu işin de peşini bırakmayacağız! Ne yapacağız peki? Bizim istediğimiz sonuç çıkana kadar tekrar tekrar sayacağız oyları. Yaptığım hesap doğruysa her sandıktan bana yaklaşık 2,666 oy çıkmış olması lâzım ki kazanabileyim. Şimdi açılan sandıklarda bakıyoruz bana Türkiye genelinde kendim dahil 1 oy atılmış. Ama işte dediğim gibi onu bir şekilde halledicez yani. Gerekirse seçimi iptal ederiz. Siz bunları düşünmeyin şimdi Çedile Başgan halledecek her şeyi, esen kalın!