Bu ne biçim bir başlangıç oldu ya, hiç bana yakışıyor mu? Baştan alıyoruz. HEPİNİZE MERHABA ÇOK SAYGIDEĞER PAZAROLA OKURLARI! Oh be, kendimize gelelim şöyle. Bildiğiniz gibi geçen hafta Hollanda’daydım, ama artık değilim. Tekrar Çekya’ya geldim. Tam Amsterdam’dan dönüş yolundaydım ki, trende Notre Dame’ın yandığı haberini aldım. Ne kadar üzüldüğümü, nasıl içimin yandığını anlatamam. Yakın zamanda gidip görmemin de bunda etkisi vardır diye düşünüyorum. 13. Yüzyıldan kalma böylesine kıymetli bir tarihî eser yandığı için kahr-u perişan oldum.
KAZIN YAĞI
Tabi ben böyle hassas bir kalbi barındırdığımdan, sandım ki herkes benim gibi üzülür. Maalesef kazın ayağı öyle değilmiş. Yok neden üzülüyormuşum Fransızların katedraline, onlar bizim ülkemize ne oyunlar oynuyorlarmış, hatta başka ülkeler de varmış böyle yanması temenni edilen, bizim bir camimiz yansa onlar ne eğlenirlermiş. Evet, gördüğünüz gibi bunlar bizleri bulunduğumuz ligde on adım ileriye taşıyacak altın düşünceler. Eğer her baktığımız yerde bir muhalefet sathı görmeyi başarırsak, Nirvana'ya ulaşabileceğimiz kanısındayım. Öyle ya, sokaklarda portakal keserek Hollanda'yı boykot etmek millî birlik ve beraberlik duygularımızı nasıl da körüklüyor!
FRANSIZ ODA ARKADAŞIM
Ben şahsen Çekya’ya geldiğimden beri insanlara İslâm’ın aslında nasıl bir din olduğunu Kur’ân-ı Kerîm’de insanlara ne gibi tavsiyeler olduğunu anlatarak en azından yakın çevremdeki insanları yanlış bildikleri konularda bilgilendirmeye gayret ediyorum. Ama Yeni Zelanda’da camilere saldırı düzenlendiğinde benimle birlikte üzülen, bizim için dua eden Fransız oda arkadaşıma, Müslümanların Notre Dame için attığı tweetlerin açıklamasını vallahi yapamıyorum, yüzüm yok. Arkadaşlar bakın, anlıyorum, her gün izlediğimiz televizyon kanallarından, takip ettiğimiz sosyal medyalardan nefret söylemleri yayıldığı için, bırak dünya vatandaşlarını, din kardeşlerimizi bile ötekileştirerek böyle her olaya bizim taraf-öteki taraf diye bakıyoruz, ama bu yanlış. Siyasî tercihler din değildir. Hiçbir kutsal kitapta hangi partiye oy verileceğine dair yönergeler yazmaz. Tarihî bir eser yanıp kül olduğu için üzülmek kimseden bir şey götürmez. Biz daha kendi ülkemizde birbirimize saygı duymayı öğrenemezsek zaten değil Notre Dame, Dünya yansa umurumuzda olmaz.
ANA FİKİR
Ama ben istiyorum ki kimsenin yüreği daha fazla yanmadan, birbirimize düşmanlık edeceğimize birlik olalım ve adavete adavet edelim. Hatırlıyor musunuz 2002 Dünya Kupası’nı? İlhan Mansız’ın son dakikada Senegal’e attığı ve bizi yarı finale taşıdığı altın golü, ve nasıl bütün Türkiye bir olup aklımızı kaybederek sevindiğimizi? Ben hatırlamıyorum o sırada 4 yaşında olduğum için sdfjhsgdfhsgdjf. Ama ana fikri anladığınızı düşünüyorum. Ana fikir şu; bizi ayrıştıran insanları bir kenara bırakıp, ne kadar çok ortak noktamız olduğuna bakalım, birbirimizi kardeşlik duygusuyla kucaklayalım. Çünkü unutmayın, “Mü’minler ancak kardeştir” ve hayatta gerçek güzelliği ve huzuru imanda bulan insanların adavete ve kine ayıracak bir dakikası bile yoktur. Haftaya görüşmek üzere, esen kalın!