Hayatımızda nice sevdiklerimizle birlikteliklerimiz oldu ve inşallah olmaya devam edecek. Eski dostlarımız, yeni dostlarımız, eskimeyen dostlarımız…
Bediüzzaman Hazretleri, zamanımız için “Şimdi bu acip, dostsuz zamanda” ifadesini kullanır. (Şualar)
Bunu, yaşadığımız vakitlerde rahatlıkla görebiliriz. Hiç umulmadık zamanlarda sizi yalnız bırakan, ihtiyaç zamanlarında size sormadan çekip giden…
Küçük bir meseleden dolayı selam vermekten imtina eden dostlar da vardır.
“Eski dost düşman olmaz.” terennümü halkımızın dilinde gezer.
Üstadımız: “Siz, birbirinize en fedakâr, nesebî kardeşten daha ziyade kardeşsiniz.” derken, hatırımıza birçok önemli şey geliyor.
“Evet, mü’min, kardeşini sever ve sevmeli. Fakat fenalığı için yalnız acır. Tahakkümle değil; belki lütufla, ıslahına çalışır.” sözünde tedavi edici harika formüller vardır.
Ömrüm boyunca nice dostlarım ile beraber oldum. Dostların çok çeşitlidir.
Eskiyen dostlar vardır dünyamızda. Ne adresleri kalmıştır ne adları ve sanları. Yeni dostlarımız vardır; kimi varlıklıdır, kimi vefasızdır. Eskimez dostlarımız vardır. Onlar, her şartta sizleri anar ve vefalarını her vesile ile size gösterirler.
Mevlana Cami:
“Dost istersen, Allah yeter,
Yârân istersen, Kur’an yeter,
Mal istersen, kanaat yeter,
Düşman istersen, nefis yeter.” demekle doğru isteklerin muhataplarını bize tarif etmiştir.
Onun için; samimi, iyi dost olacak insanların iyiliklerinin ve güzelliklerinin yolculukta, alışverişte, yemek-içmekte belli olduğu belirtilmiştir.
Dava birlikteliğindeki dostlukların hakiki oluşu, kişinin şaşmaz ölçülere sadakatiyle ve o prensipleri tatbik etmesi ile anlaşılır.
Bizler, sevdiklerimizi “eskimez dostlar” kategorisine koyduk. “Bir göz için çok gözler sevilir” tavsiyesini hiçbir zaman hatırımızdan çıkarmadık.
Dostlarımızı dünyevî dostlar makamında görmediğimiz için; onları Allah namına sevdiğimizden hiçbir zaman hüsrana uğramadık.