Hem de tam zamanında geldin Ramazan.
Dünya büyük bir buhran içinde.
Musîbeti, cinayetin neticesi olarak tarif eder Bediüzzaman Hazretleri.
Tabi, mükâfatın da başlangıcı olarak izah eder.
İnşallah bu musîbet, intibahımıza ve silkinişimize vesile olur.
Şimdi önümüzde büyük bir fırsat var.
Zira rahmet ve merhamet ayı olan Ramazan geldi kapımıza.
Ona gönül kapımızı açalım.
Zira onu küstürür isek daha büyük musîbetlere muhatap olabiliriz.
Kendi suçumuzdan dolayı masumların da yanmasına vasıta olmayalım.
İnsanlığımızı gösterelim. Müslümanlığımızı canlandıralım.
Kur’ân bu ayda nazil oldu.
İçinde bin aydan daha değerli olan Kadir Gecesi var.
Kadir Gecesi, seksen küsûr yıllık bir manevî mükâfatı içinde saklıyor.
Sadece ülkemiz değil, bütün insanlık aklını başına almalı.
Yoksa, akıbetimiz hiç iyi değil.
Bu virüs, serseri bir tesadüfün elinde başı boş gezmiyor.
O da Allah’ın bir askeri, O’nun emri dairesinde hareket ediyor.
Onu Dünyamızdan dışarı çıkarmanın bir yolu da, Ramazan’ı şefaatçi yaparak duâ etmektir.
Dünyanın büyük bir İnkılâbı İslâmiyet ile olacaktır.
Yeter ki insanlık tamamen çizgiden çıkmasın.
Ramazan’dan iki grub imtihan içindedir.
Bir grup, ehli imandır Müslümanlardır.
Artık husûmet ve düşmanlıklara son verin, kardeş olun diyor.
İkinci grup, gayrı müslimlerdir.
Onların bu Hak dini araştırmaları ve intisap etmeleri gerekir.
Bu noktada ehli imanın en önemli vazifesi doğru İslâm’ı Dünyalılara halimizle ve fiillerimizle anlatmaktır.
İşte Ramazan tam bu fırsatın adıdır.
Bunu fırsatı iyi değerlendirmeliyiz
Sen hoş ve safa geldin Ramazan.