Çocuklar için disiplinli, otoriter, aşırı baskıcı olmak çocuklarımıza hiçbir şey kazandırmaz.
Aksine onların istemediğimiz davranışları kendi başlarına, habersizce öğrenmelerin, yapmalarına sebep olabilir.
Belki de ölçülü bir kuralcılık ve prensip uygulamaları daha faydalı olabilir. Bu durum ve uygulama eğitimin, öğretimin içerisinde yapılacak, öğretilecek davranışın küçük bir parçası ve “sanki çok önemli değil” kaidesi dahilinde yapılabilmelidir.
Aşırı derecede anneci-babacı-dedeci-öğretmenci olmak da; her halde diğer eğitim faktörlerinin çocuğa çekingenliği, vurdum duymazlığı ve bağımsız hareket etme arzularını kazınmasına sebep olur. Her eğitimci çocuğun durumuna göre çocukla; çocuğun hisleri, duyguları, aklı, kalbi gibi olma veya olabilme gayreti içerisinde öğretilecek şeyler için bir gayret içerisinde olabilirse ve bunu yavaş yavaş uygularsa belki aşırılık ve zararları çocuk açısından ortaya çıkmayabilir.
Çocuğun kabiliyeti ölçülmelidir. Çocuğun yaşına ve eğitimlere cevap verebilme kapasitesi muhakkak ölçülebilmelidir. Ve bütün bunlar yapıldıktan sonra vasatî/orta derecede bir eğitim-öğretim basamak yapılmalıdır. Çocuğun öğrenmesini istediğimiz hiçbir şey için hiçbir zaman zorlama ve sıkı takiple kapasitesini aşma gibi bir yanlışlığa düşülmemelidir. Zamanında… Az az… Küçük küçük… Mahiyeti basit ve önem derecesi ayarlanmış eğitim ve öğretim metodu çocuğun algılama ve öğrenme verimi, neticeleri bakımından önemlidir.
Sonra kendi elimizle yapamadığımız, fakat çocuğun başka eğitim-öğretim ve çevre faktörlerinden kaptığı, öğrendiği ve uygulamaya koyduğu hiçbir davranışı hemen, birden düzeltmemiz ve değiştirmemiz mümkün olmaz.
İlla kî, burada da çocuğun her davranışı bilhassa anneler tarafından dikkatle takip edilebilmeli ve zamanında, eğitim ve öğretime uygun bir şekilde müsbet manada müdahaleler yapılmalıdır. “Kesip atmak” kesinlikle uygulamaya konmayacak bir davranıştır..
Bizler elimizden geldiği kadar; çocuğa yüklenmek yerine çocuğu yüreklendirmeliyiz. Ona çalışma, öğrenme aşkı, şevki ve ümidi aşılamaya çalışmalıyız. Eğer böyle yaparsak hem ileride doğacak yanlışlıkların sebebi olan pısırıklığın, vurdumduymazlığın, çekingenliğin ve saldırganlıkların önüne geçmiş oluruz.