Zamanımızda her şey çok bol ve fazlasıyla var. Çok şükür istediğimiz, bildiğimiz ve duyduğumuz her türlü nimete ulaşabilmekte gayet kolaylaşmış. Hem de nimetlerin kıymetleri açısından bakılırsa gayet de ucuz.
Eskiden ehl-i dünya, ehl-i sefahat, ehl-i dalâlet ve ehl-i küfür yokluğu, nimetlerin azlığını kullanarak nimetleri vereni, ikram ve ihsan edeni tanıtmamaya, öğretmemeye, söylettirmemeye ve hatta inkâr ettirmeye çocuklarımızı zorlarlar, yönlendirirler ve eğitmeye çalışılardı. Şimdilerde ise bu hal elbise değiştirmiş israfla, iktisatsızlıkla ve nankörlükle yaptırılmak için çocuklarımız eğitilmeye çalışılıyor.
Meşhurdur, dinsiz rejimin uygulamaları için yetiştirilen öğretmen bozuntusu sınıfta sorar: “Allah’tan şeker isteyin bakalım verecek mi?” Ve çocuklar ister!... “Şeker gelmedi değil mi?“ ve kendisi ağzından salyalar akıtarak: “Şekeri benden isteyin…” der ve çocuklar ister!.. Cebinden çıkardığı şekerleri çocuklara dağıtarak küfrünü, dalâletini ve sefihliğini de kusarak: “İşte gördünüz mü Allah yok! Olsaydı benim gibi verirdi der.”
Allah’a sonsuz şükürler olsun ki bugün eğer ebeveyn biraz dikkatle öğretmeye çılışırsa; anne-babasının verdiği şekerin, onlara da Allah tarafından verildiğini 2,5–3 yaşlarında öğrenebilir ve Allah’ı tanıyabilir.
Eğitim faktörlerinden hiçbirisi çocuğun Allah’a olan inancının belirlenmesinde 0-6 yaşı es geçmemelidir ve muhakkak bir surette nimet sahibi nimetlendirici, vücudu ve hayatı veren, devam ettirenin O olduğunu öğretilmelidir. Bu gün ilmin yükselen ve parlayan her basamağı, her cümlesi, her fiili Cenab-ı Hakk’ın varlığını ve birliğini ilân ve ispat edip yaymaktadır.
Gerçekten bir şeyler verebilenin, aslından her şeyi yarattığı ve her şeyin ilk yaratıcısı ve son yaratıcısı yalnız ve yalnız Allah’ın olduğu; ancak böyle bir Allah’ın her şeyin gerçek sahibi olarak her şeyi yine yarattığı her canlıya verebileceği çocuklarımızın anlayabileceği küçük misallerle ona yavaş yavaş, ama ısrarlı ve devamlı bir şekilde anlatılabilmeli, konuşabilmeli ve öğretilebilmelidir.
Asıl sahip iyi öğretilmediği zaman sahte ve yalancı sahipler meydanları doldurur ve kendilerini bir ilah gibi çocuklarımızın zihinlerine nakş etmeye başlarlar. Önemli olan kâinatın yaratılış ve yaşayış düzeni gibi “boşluğa fırsat vermemek” tir. Kâinat boşluk kabul etmediği gibi çocuk eğitimi de erteleme, yanlış ve noksan eğitimi yaratıcı konusunda affetmez. Yanlış adamların yanlışlarından önce çocuklarımıza Allah’ın ve doğruların doğruluğu öğretilmelidir.