"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Dizimize vurmadan başımızı vuralım!

Rifat OKYAY
03 Nisan 2019, Çarşamba 00:19
Çocuk eğitiminde şunu akıldan hiç çıkartmamak ve unutmamak lâzımdır:

Çocukların inanmaya, iman etmeye, itikat etmeye ve bütün bunları yaşayabilmeye bizlerden, yetişkinlerden ve bütün eğitim faktörlerinden çok daha fazla ve gerçek manada ihtiyaçları vardır.

Bunun en belirgin örneği 2,5-3 yaşlarından itibaren çocuğa verilen dini bilgilerin çok kolay ve kısa zamanda öğrenebilmeleridir. Aynı zamanda dini emirleri ve ibadetleri yerine getirmeye çalışan ebeveynin ve büyüklerinin dine dair emirleri daha hızlı ve kolayca taklit etmeleridir.

Gerçekte Efendimiz; daha doğar doğmaz çocuğun kulağına ezan okutmakla ve bir Müslüman ismini vermekle; daha dünyaya gelirgelmez çocuğun dine muhatabiyetini ve dini terbiyenin başladığını haber vermesiyle çocuğun inanmaya ve itikat etmeye yaratılıştan muhtaç ve meyilli olduğunu göstermesi bize bu konuda en büyük bir yol gösterici olmaktadır.

Allah’ın kendisine gösterdiği şefkat ve merhamet ve nimetlendirmelerini; yine çocuğumuzun hayatından, yaşadığı, yediği içtiği herşeyden ve etrafındaki bütün varlıklardan örneklerle çocuğumuza anlatmak ve öğretmek mümkündür.

Çocuklarımızın inanç noktasındaki hiçbir sorusu cevapsız bırakılmamalıdır. “Allah var mı? Allah yer içer mi? Allah’ın ailesi var mı? Allah yaratıldı mı? Allah bizi duyar mı, görür mü? Allah bizi sever mi? Allah bizi cezalandırır mı? Allah olmasaydı bütün bu görünen her şey olur muydu? Başka Allah var mı? vb.” suallerin cevapları ebeveyn tarafından bilinmelidir ki, bunları cevaplandırabilsin. Bunların anlatımı için çocukların anlayabileceği  örnekler ve bilgiler için hazırlıklar yapılabilmelidir. Bu konuda tabir-i caizse: “Okuyup, araştırıp ders çalışılmalıdır…”

İman, itikad, inanç, tevhid, kader, ahiret, haşir, adalet, nübüvvet konularında; bu konuların komprime tabletler halinde, adeta ilâç gibi cevaplarının verildiği, izah ve ispatlarının örnekleriyle yapıldığı, yazıldığı kaynak tefsir eseri Risale-i Nurlar’a muhakkak müracaat edilmeli ve okunarak çocuklarımıza öğrendiklerimizi anlatabilmeliyiz.

Bu konuda önemli olan yaşı küçümsememek ve öğretme, eğitime vaktini, zamanını erteleyerek kaçırmamaktır. Bizler ebeveyn ve bütün eğitim faktörleri olarak gerçekten bu konuda treni kaçırmadan; kendimiz çocuklarımızın inanma duyguları için özel hazırlık, plân, proje bilgi birikimi hazırlıklarını yapabilmeliyiz. Dizimize vurmadan; eğitim ve öğretimin bütün inançla alâkalı kapılarına başımızı vurmalayız.

Okunma Sayısı: 1297
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı