"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Fırsatı değerlendirmek

Rifat OKYAY
08 Nisan 2020, Çarşamba
Elbette ki yeis bize yakışmaz.

Ümitvar olacağız. Ümitsizlik iman zaafiyetimizi gösterir. İmanlı insanlar Allah’a olan yakınlıklarını daima duâ ve niyazla hayatlarında ortaya koyabilmeli ve gösterebilmelidirler. Ubudiyetin; Allah’a  samimî, içten, gönülden ve ihlâsla yapılan her türlü ibadet olduğunu bilmemiz ve bu şekilde ümidimizi, gayretimizi; fiillerimizle, yaptıklarımızla gösterebilmemiz gerekmektedir.

 İşte yaşadığımız gibi duâ etmenin ve ümitvar olmanın vakti gelmedi mi? Yanında sabır da lâzım tevekkül de... Kendi nefsimize, ailemize, yakınlarımıza ve topyekûn milletimize önce bunlar lâzım. Duâ, iltica, ümid, sabır ve tevekkül... Okumamışsak, bilmiyorsak, duymamışsak ve yaşamamışsak işte; okumanın, bilmenin ve yaşamanın zamanı. Her şeyden evvel çok okuyarak imanımızı tahkikî iman derecelerine çıkarmaya çalışacağız. Bizler için en önemli meselenin tahkikî iman olduğu şuurunu da yine okuyarak kazanacağız inşaallah.

İnsanlar için en üzülülecek hal hastalık damarı ve bunun getirdiği ümitsizlik, yeis halidir. Böyle hasta bir insana en tesirli bir ilâç ve teselli ise her şeyden önemli ve nâfi olan iman ve ümit ilâcıdır devasıdır. Çünkü bu noktadan da hastalığı büyük ve aldatmaz bir nasihatcı ve bizleri ikaz eden, uyaran, ders veren hakikî bir mürşid olarak görüyoruz.

Eğer hastalıkları böyle güzel manalarıyla anlayabilirsek, neden Şafi-i Hakim Rabbü’l-Âlemin’in en sevdiği kullarına, ibadına hastalıkları ve musîbetleri verdiğinin hikmetini de anlamış oluruz. Bizler derdimizi en çok tabiblere ve ilâçlara değil de bizlere bu musîbetleri ve belâları veren Rabbimize en evvel anlatabilmeliyiz. O Şafi-i Hakim’den şifa vermesini duâ ve niyazla isteyip O’nun yarattığı her türlü tıbbî sebebe de müracaat edebilmeliyiz.

Hastalıkların geldiği bu günler de, hastalığın sebep olduğu istirahat günlerini, vakitlerini de imanımızı kuvvetlendirecek Risale-i Nurlar gibi kitapları çok çok okuyarak geçirebilmeliyiz. Çünkü bu vakitler de büyük bir nimettir. Yine Allah’ın lütfuyla bizlere ikram edilmişlerdir.

Şu içinde yaşadığımız teknoloji asrında, her türlü mevcut olan dijital ortamlarda bu kitap okumalarını kalabalık dinleyiciler ile de yapabileceğimiz mümkün görünüyor. Ve bazı mahaller bu ders ortamlarını fevkalâde güzel bir şekilde gerçekleştirebiliyorlar.

Bizler elimizden geleni yapacağız. Rabbimiz bizleri muvaffak eder, etmez... Bizim üzerimize düşen vazife ise okuyarak, çalışarak O’nun kapısını edeble ve ihlâsla, ümidle, şevkle çalabilmektir. İkram edici, ihsan edici ve muvaffakiyetler verici yalnız ve yalnız O’dur.

Kendi okumalarımızdan anlayabildiklerimizi, bizim gibi Risale-i Nurlar’la okuma yapanlarla da müzakere ortamlarında paylaşmak da ayrı bir nimet ve güzellik olacaktır inşaallah. Gayret bizden muvaffakiyet, başarı Rabbimizden. Önemli olan bir başlayabilmektir. Bundan sonra arkası gelir inşaallah. 

Hepimize dikkatli, şevkli, faydalı, feyizli, bereketli okumalar. 

Rabbim muvaffak etsin.

Okunma Sayısı: 1369
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı