Kitaplar önemlidir. Okunan kitaplar ise çok daha önemlidir. Hayatta maddi olan kazançlar ve çalışmalar güzeldir, lazımdır. Ve yine hayatta manevi olan çalışmalar, kazançlar ise çok çok daha önemli ve lâzımdır.
Şöyle diyelim; herkes okuyor. Kimisi kitap okuyor. Kimisi kitapların aleyhinde okuyor. Kimisi kitapsız olmak için okuyor. Kimisi kitaplık, kütüphane görüntüsü için okuyor. Kimisi dünyevi bir şeylerin elde edilmesi için okuyor. Kimisi de okumuş olmak için okuyor. Uzatmayalım, kimisi de okumak üzerine kitapları alet ederek martaval okuyor.
TÜYAP Kitap Fuarına Yeni Asya Neşriyat standında her sene olduğu gibi imza günlerine iştirak ettik. Bu sene ki gözlemim ve notlarım şöyle oldu:
Belki yakışıksız olacak ama sol fikre sahip yayınevleri yüzde yetmişe çıkmış, sağ fikre sahip yayınevleri ise yüzde otuzlara inmiş.
Okurlar da ayın şekilde reklam edilen iki senelik, üç senelik şişirme yazarları arıyorlar ve imza kuyruğundalar.
Maalesef her kitap fuarının gözde ve ekseriyetini teşkil eden kitapbakarlar yine aynı coşku ve kalabalıklarda; ellerinde reklamasyon poşetleri, ağızlarında sakız, ha ha ki ki yüksek sesle sohbetler yaparak bakmaya devam ediyorlar.
Okumaktan evvel demek ki kalite ve seviyeyi yakalamak lazım.
Satışlardaki yüzde 50 – yüzde 70 indirimlerin çok yayınevi tarafından ilân edilir olması ise yayıncılığında SOS verdiğini gösteriyor.
Keşke kaliteli okur, kaliteli yazar ve kaliteli yayınevleri geleneği devam etseydi.
Devlet bu kitap ve kitap sevgisi konusunda maalesef iflas etmiş. Yeni yetişen nesil sadece ve sadece okuyup adam olmayı değil para kazanıp çok çeşitli menfaatler elde etmeyi düşünüyor. Ve bu yolda başarılı olabilmek için okumak hariç her yolu deniyor.
Ne olursa olsun herkesin birinci olarak kitap gibi aziz bir dostu olsun. Ve bu dostluk daima okumak ile taçlansın temenni ediyorum.