"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Cumhuriyet, adalet ve hürriyetle mana kazanır

Risale-i Nur'dan
29 Ekim 2020, Perşembe
Eskişehir Mahkemesinde gizli kalmış, resmen zabta geçmemiş ve müdafaatımda dahi yazılmamış bir eski hatırayı ve latif bir vakıa-i müdafaayı beyan ediyorum.

Orada benden sordular ki: “Cumhuriyet hakkında fikrin nedir?”

Ben de dedim: “Eskişehir mahkeme reisinden başka daha sizler dünyaya gelmeden ben dindar bir Cumhuriyetçi olduğumu elinizdeki tarihçe-i hayatım ispat eder. 

Hülâsası şudur ki: O zaman, şimdiki gibi, hâlî bir türbe kubbesinde inzivada idim. Bana çorba geliyordu; ben de tanelerini karıncalara verirdim, ekmeğimi onun suyu ile yerdim. İşitenler benden soruyordular; ben de derdim: “Bu karınca ve arı milletleri cumhuriyetçidirler. O cumhuriyetperverliklerine hürmeten, taneleri karıncalara verirdim.”

Sonra dediler: “Sen Selef-i Salihîne muhalefet ediyorsun.”

Cevaben diyordum: “Hulefa-yı Râşidîn; her biri hem halife, hem reis-i cumhur idi. Sıddık-ı Ekber (ra), Aşere-i Mübeşşereye ve Sahabe-i Kirama elbette reis-i cumhur hükmünde idi. Fakat manasız isim ve resim değil, belki hakikat-i adaleti ve hürriyet-i şer’iyeyi taşıyan mana-yı dindar Cumhuriyetin reisleri idiler.”

İşte ey müddeiumûmî ve mahkeme âzâları! 

Elli seneden beri, bende bulunan bir fikrin aksiyle beni ittiham ediyorsunuz. Eğer lâik Cumhuriyet soruyorsanız; ben biliyorum ki, lâik manası bîtaraf kalmak, yani hürriyet-i vicdan düsturuyla dinsizlere ve sefahetçilere ilişmediği gibi, dindarlara ve takvacılara da ilişmez bir hükûmet telâkki ederim. On senedir -şimdi yirmi sene oluyor- hayat-ı siyasiye ve içtimaiyeden çekilmişim. Hükûmet-i Cumhuriye ne hal kesbettiğini bilmiyorum. El-iyâzü billâh, eğer dinsizlik hesabına imanına ve ahiretine çalışanları mes’ul edecek kanunları yapan ve kabul eden bir dehşetli şekle girmiş ise, bunu size bilâperva ilân ve ihtar ederim ki: ‘Bin canım olsa, imana ve ahiretime feda etmeye hazırım! Ne yaparsanız yapınız, benim son sözüm “Hasbünallahu ve ni’me’l-vekîl” [Allah bize yeter; O ne güzel vekildir] olarak, sizin beni idam ve ağır ceza ile zulmen mahkûm etmenize mukabil derim: Ben, Risale-i Nur’un keşf-i kat’îsiyle, idam olmuyorum, belki terhis edilip, nur ve saadet âlemine gidiyorum. Ve sizi, ey dalâlet hesabına bizi ezen bedbahtlar, idam-ı ebedî ile ve daimî haps-i münferid ile mahkûm bildiğimden ve gördüğümden, tamamıyla intikamımı sizden alarak, kemâl-i rahat-ı kalp ile teslim-i ruh etmeye hazırım!’                                           

Mevkuf Said Nursî

Bediüzzaman Said Nursî Tarihçe-i Hayatı, s. 422

***

Cumhuriyet ki (HAŞİYE) adalet ve meşveret ve kanunda inhisar-ı kuvvetten ibarettir. On üç asır evvel Şeriat-ı Garra teessüs ettiğinden, ahkâmda Avrupa’ya dilencilik etmek, din-i İslâm’a büyük bir cinayettir ve şimale müteveccihen namaz kılmak gibidir.

HÂŞİYE: O zaman “Meşrûtiyet,” şimdi o kelime yerine “Cumhuriyet” konulmuş.

Eski Said Dönemi Eserleri, D. Harb-i Örfî, s. 45

LÛ­GAT­ÇE:

Aşere-i Mübeşşere: Cennetle müjdelenen on Sahabî.

Hulefa-yı Râşidîn: Dört büyük halife.

hürriyet-i şer’iye: Şeriat dairesindeki hürriyet, şeriatın kurallarıyla sınırlı olan hürriyet.

kanunda inhisar-ı kuvvet: Kuvvetin kanunda toplanması, gücün hukukta olması.

müddeiumûmî: Savcı.

Selef-i Salihîn: Ehl-i Sünnet ve Cemaatin ilk rehberleri ve Ashab ile Tabiînin ileri gelenleri ile Tebe-i Tâbiînden olan Müslümanlar.

Sıddık-ı Ekber: En büyük doğrulayıcı, sâdık; Hz. Ebûbekir.

sefahetçi: Dinen yasak olan zevk ve eğlencelere düşkün bir hayat süren.

Okunma Sayısı: 2167
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Cenk çalık

    29.10.2020 01:37:06

    "Elli seneden beri, bende bulunan bir fikrin aksiyle beni ittiham ediyorsunuz" cümlesi mevzuyu özetliyor aslında. Cumhuriyeti arı ve karınca gibi canlılarla açıklayan ve yaşayan başka kim vardır? Üstad iddia etmemiş, ispat etmiştir. Oysaki aksi iddiada bulunanlar hiçbir zaman ispat edememiştir. Üstadın mevzulardaki mantığını iyi analiz etmek gerekir. Zira herkesin kendine göre bir cumhuriyet tanımı olabilir. Üstad önce bu kavramı tanımlayarak fikrini ortaya koyar. Sonra yaşadığı hadiseleri nazara vererek sözde kalmadığını yaşadığını ifade eder. Bu bizler içinde çok önemli bir metottur vesselam...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı