Dinde hükümferma olan hak ve adalet, hissiyatı tadil ve tahdit eder; sair hissiyata kıyas olunmaz.
[“Ziya-i Hakikat” başlıklı makaleden (Volkan, 25 Mart 1325/7 Nisan 1909)]
Sual: Böyle nazik bir zamanda hissiyat-ı diniyeyi heyecana getirmekle teskin ve tadili güç olur?
Elcevap: Dinde hükümferma olan hak ve adalet, hissiyatı tadil ve tahdit eder; sair hissiyata kıyas olunmaz.
Hem de bu heyecanın hararetiyle, imtizac-ı kimyeviye-i anâsır gibi, bize lâzım olan ziya-i maarif ve hararetli kuvvet ve şevki tevlid edecektir.
Hem de terakkiyat ve medeniyete lâzım olan hissiyat-ı ulviyede en bedevî adam, en münevverü’l-fikir gibi İslâmiyet namıyla tarik-ı terakkîde şevk-i vicdanî ile sevk edecektir.
Hem de bu sadâ-yı dinî bu merkez-i hilâfetten sudûr etmekle etrafa akis-endaz olmazsa istibdat her unsurda merkezden iftirak meylini ektiğinden, bu meyilden istifade ederek bazı sahib-i zuhur mütemehdîlik veya müceddidlik namıyla başka taraflarda bu sadayı çıkaracak ve bu devlet-i İslâmiyeyi tefrikaya düşürecek ve bu ism-i mübareği de tenzil ve tahdit edecektir.
Hem de intizam-ı idareye şiddet-i ihtiyacımızdan yüz derece veya daha ziyade tehzib-i ahlâka muhtacız. Bu da iksir-i diyanetledir. Zira umum enbiyanın memalik-i Osmaniyeden zuhuru kaza ve kader-i İlâhînin bir işaret ve remzidir ki, bu memleket insanlarının tekemmülâtı ve tehzib-i ahlâkı hiss-i dinin mâyesiyle olacaktır.
Hem de Şeriatla münasebet-i vehmiyeden başka irtibatı olmayan istibdat, o kadar zamanda o derece dâhil ve hariç muhacemata karşı kendini muhafaza ettiğinden, şimdi Şeriatın has abd-i memlûkü ve münasebet-i hakikî ile merbut olan Meşrûtiyet-i meşrûa, bu kuvvet-i azîme-i şer’iyeye isnad ve istimdad etmek zarurîdir.
ESDE, Makalat, s. 65-66
Lûgatçe:
abd-i memlûk: Kul ve köle.
akis-endaz: Yankılanma.
enbiya: Peygamberler.
iftirak: Ayrılma, dağılma.
imtizac-ı kimyeviye-i anâsır: Elemetler arası kimyasal reaksiyon.
istibdat: Baskı; keyfî idare.
memalik-i Osmaniye: Osmanlı memleketleri.
Meşrûtiyet-i meşrûa: Dine uygun Meşrûtiyet düzeni.
münasebet-i vehmiye: Gerçekte olmadığı halde var olduğu zannedilen münasebet.
mütemehdîlik: Mehdîlik iddiasında bulunmak.
remiz: İşaret.
tadil: Dengeleme.
tahdit: Sınırlama.
tarik-ı terakkî: İlerleme yolu.
tehzib-i ahlâk: Ahlâkı güzelleştirme.
terakkiyat: İlerlemeler.
ziya-i maarif: Eğitim-öğretim ışığı.