"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Meşrutiyet meyelân-ı hakkı uyandırır

Risale-i Nur'dan
15 Ağustos 2022, Pazartesi
Suâl: “En evvel rüesamız ıslah olunmalı?”

Cevap: Evet, reisleriniz malınızı ceplerine indirip hapsettikleri gibi, akıllarınızı da sizden almışlar veya dimağınızda hapsetmişler. Öyle ise, şimdi onların yanındaki akıllarınızla konuşacağım:

Eyyühe’r-rüus ve’r-rüesa! Tekâsülî olan tevekkülden sakınınız. İşi birbirinize havale etmeyiniz. Elinizdeki malımızla ve yanınızdaki aklımızla bize hizmet ediniz. Çünkü şu mesâkini istihdam ile ücretinizi almışsınız. İşte hizmet vaktidir... “Yazın kaybettiğinizi telâfiye çalışmalısınız.” [Arabî ibarenin meali]

Suâl: “Bir iki senedir herkeste bir arzu-yu diyanet ve meyelân-ı hak uyanmıştır. Hatta bizim Gevdan, Mâmhuran hırsızları da Şeyh Ahmed’in bir nasihati ile sofî olmuşlar. ‘Bu meyil ve istek, kötülüğün yolunu kesmiştir.’ [Arabî ibarenin meali]”

Cevap: Reşadetpenah Meşrutiyet ve şeyh-i Risale-i Nur (HÂŞİYE-1) sayesindedir. Zira Meşrutiyet-i şer’iye taht-ı efkâra çıktı, hablü’l-metin-i milliyeti ihtizaza getirdi; nurânî urvetü’l-vüska olan İslâmiyet ihtizaza geldi. Her bir Müslim anladı ki başıboş değil, menfaat-i müştereke ile ve hiss-i mücerred ile başkalarıyla bağlıdır. Umum İslâm bir aşiret gibi birbiriyle merbuttur. Nasıl, bir aşiretten bir adam iyilik etse, umum aşiret bu namus ile iftihar eder, hissedar olur; o namus bir olarak kalmaz, binlerle aynada görünen bir mum gibi binler olur, o aşiretin rabıta-i hayatiyesine nur ve kuvvet verir. Eğer birisi bir cinayet işlese, bütün efrad-ı aşiret onunla bir derece müttehem sayılır. Meselâ, şu mecliste olan adamlar birbiriyle bağlı olursa, birisi kendisini çamura atsa, arkadaşlarını ya beraber düşürecek veya tahrik ile taciz edecek. Binaenaleyh, şimdi bir günah “bir”likte kalmaz, bine çıkar; bir hayır, “Bir daneye benzer ki, ondan yedi başak sümbüllenir. Her bir başakta da yüz dane bulunur.” [Bakara Suresi: 261] hükmüne geçer.

İşte şu nüktedir ki, ya fikren veya ruhen uyanmışlara ağlamaya hâhiş vermiştir. Bir bahane ile ağlarlar, tevbekâr olurlar. Lâkin minare başında olan akıl, kalîb-i kalp dibinde bulunan sebebini iyi göremiyor.

Elhâsıl, İslâm uyandı ve uyanıyor. (HÂŞİYE-2) Fenalığı fena, iyiliği iyi olarak gördüler. Evet, şu dereler aşâirini tevbekâr eden işte bu sırdır. Hem de bütün İslâm yavaş yavaş bu istidadı almakta ve kesbetmektedir. Lâkin sizler bedevî olduğunuzdan ve fıtrat-ı asliyeniz oldukça bozulmamış olduğundan, İslâmiyetin kudsî milliyetine daha yakınsınız.

HÂŞİYE-1: Madem Nurcular, Mâmhuran içine girmişler; öyleyse “şeyh-i Meşrutiyet” yerine, Ahrar perdesi ve hamiyet-i İslâmiye ve milliye ve elbette İttihad-ı Muhammedî dairesinde olan “şeyh-i Risale-i Nur” denilmeli.

HÂŞİYE-2: Evet, kırk beş sene sonra Pakistan, Arabistan aşâiri dahi hâkimiyet ve istiklâllerini kazandılar. Eski Said’i bu derste tasdik ediyorlar ve daha edecekler.

Eski Said Dönemi Eserleri, Münazarat, s. 202

LÛ­GAT­ÇE:

eyyühe’r-rüus ve’r-rüesa: “Ey reisler ve başkanlar!” anlamında bir hitap.

hablü’l-metin-i milliyet: kopmaz bir ip gibi kenetleyen millî özellikler.

ihtizaza gelmek: harekete geçmek.

Meşrutiyet-i şer’iye: şer’î Meşrutiyet, dinî kurallarla sınırlı Meşrutiyet yönetimi.

meyelân-ı hak: hakka yönelme duygusu, gerçeğe ulaşma isteği.

reşadetpenah: doğru sığınak.

rüesa: reisler.

şeyh-i Risale-i Nur: hakikat yolunda öncü olan ve doğru yolu gösteren Risale-i Nur.

taht-ı efkâr: fikirlerin tahtı.

tekâsülî: tembellikten gelen.

urvetü’l-vüska: kopmaz ve sağlam kulp; Müslümanlık.

Okunma Sayısı: 1496
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Cenk Çalık

    16.8.2022 16:52:50

    " Evet, reisleriniz malınızı ceplerine indirip hapsettikleri gibi, akıllarınızı da sizden almışlar veya dimağınızda hapsetmişler. Öyle ise, şimdi onların yanındaki akıllarınızla konuşacağım: Eyyühe’r-rüus ve’r-rüesa! Tekâsülî olan tevekkülden sakınınız. İşi birbirinize havale etmeyiniz. Elinizdeki malımızla ve yanınızdaki aklımızla bize hizmet ediniz. Çünkü şu mesâkini istihdam ile ücretinizi almışsınız. İşte hizmet vaktidir... “Yazın kaybettiğinizi telâfiye çalışmalısınız.” Aklını başkasının cebine koyan aklını da kaybetmiş demektir. Netice de ne akıl kalıyor ne de mal. O halde akıl nimetini Rabbimizin emrettiği gibi kullanmak elzemdir vesselam.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı