Emirdağ Lâhikası - page 121

kardeşlerim, çoktan size söylemek lâzım gelirken unut-
muştum. kerametli Yirmi dokuzuncu söz, o sözün yal-
nız birinci makamıdır. o sözün ikinci makamı ise, ehem-
miyetine binaen –ki, bir vecihte ona da “
Ayetü’l-Kübra
namını İmam-ı Ali radiyallahu Anhu vermiş olan– Yirmi
dokuzuncu lem’a-i Arabiyedir ki, “Allahü ekber” gibi sa-
ir tesbihatın mertebelerindeki nur’ları beyan ediyor ve
Hizb-i nuriyenin de bir me’hazıdır.
Umum kardeşlerime birer birer selâm ve dua ederim.
gizli olan her gecede muhtemel bulunan leyle-i kadirle-
rinizi tebrik ederim.
Kardeşiniz
SaidNursî
ì®í
Œ
34
œ
Aziz,SıddıkKardeşlerim!
Bilmukabele, biz de ramazanınızı tebrik ediyoruz. rü-
yalarınız pek çok mübarektirler. İnşaallah, Cenab-ı Hak
sizi büyük ihsanlara mazhar eyleyecek diye bir işarettir.
Bu zamanda en büyük bir ihsan, bir vazife, imanını
kurtarmaktır, başkaların imanına kuvvet verecek bir su-
rette çalışmaktır. sakın, benlik ve gurura medar şeyler-
den çekin. tevazu, mahviyet ve terk-i enaniyet, bu za-
manda ehl-i hakikate lâzım ve elzemdir. Çünkü, bu
Emirdağ Lâhikası – ı | 121 |
olabilir.
mübarek:
feyizli, bereketli, kutlu.
nam:
ad, isim, lakap.
ramazan:
Kamerî ayların doku-
zuncusu ve üç ayların sonuncusu,
oruç ayı.
sair:
diğer, başka, öteki.
selâm:
barış, rahatlık, selamet ve
esenlik dileme.
sıddık:
çok doğru, dürüst, hakkı
ve hakikati tereddütsüz kabulle-
nen.
suret:
biçim, tarz.
terk-i enaniyet:
benlik ve enani-
yetten vazgeçme.
tesbihat:
tesbihler, Cenab-ı Hakkın
bütün noksan sıfatlardan uzak ve
bütün kemal sıfatlara sahip oldu-
ğunu ifade eden sözler.
tevazu:
alçak gönüllülük, bir kim-
senin başkalarını kendinden kü-
çük görmemesi.
umum:
bütün, herkes.
vazife:
görev.
vecih:
cihet, yön.
allahü ekber:
Allah en büyük
ve en yücedir.
ayetü’l-kübra:
en büyük delil,
ayet anlamında Risale-i Nur’da
7. Şua adlı eser.
aziz:
izzetli, muhterem, say-
gın.
beyan:
anlatma, açıklama.
bilmukabele:
karşılıklı, karşılık
olarak.
binaen:
-den dolayı, bu se-
bepten.
Cenab-ı hak:
hakkın ta ken-
disi olan şeref ve azamet sa-
hibi yüce Allah.
dua:
Allah’a yalvarma, niyaz.
ehemmiyet:
önem, değer,
kıymet.
ehl-i hakikat:
hakikati arzu-
layanlar, gerçeği bulup onun
peşinden gidenler; Allah
adamı.
elzem:
daha (en, pek) lâzım,
lüzumlu, gerekli.
ihsan:
bağışlama, ikram etme,
lütuf.
iman:
inanç, itikat.
inşaallah:
Allah izin verirse.
keramet:
Allah’ın velî kulla-
rında görülen olağanüstü hâl-
ler veya tabiatüstü hâdiseler.
Leyle-i kadir:
Kadir Gecesi,
Kur’ân-ı Kerîm’in dünya sema-
sına nazil olduğu gece, rama-
zanın 27. gecesi.
mahviyet:
alçak gönüllülük,
kendini değersiz gösterme.
mazhar:
bir şeyin çıktığı gö-
ründüğü yer; nail olma, şeref-
lenme.
medar:
sebep, vesile.
mehaz:
bir eser hazırlanırken
müracaat edilen kaynak.
mertebe:
derece, basamak.
muhtemel:
ihtimal dahilinde,
1...,111,112,113,114,115,116,117,118,119,120 122,123,124,125,126,127,128,129,130,131,...1032
Powered by FlippingBook