Sözler - page 15

SÖZLER | 15
B
‹R‹NC‹
S
ÖZ
Birinci Söz
B
‹SM‹LLÂH
her hayr›n bafl›d›r.
1
Biz dahi baflta ona
bafllar›z. Bil ey nefsim! fiu mübarek kelime ‹slâm niflan›
oldu¤u gibi, bütün mevcudat›n lisan-› hâliyle vird-i zeba-
n›d›r.
Bismillâh
ne büyük tükenmez bir kuvvet, ne çok bit-
mez bir bereket oldu¤unu anlamak istersen, flu temsilî
hikâyeci¤e bak, dinle. fiöyle ki:
Bedevî Arap çöllerinde seyahat eden adama gerektir ki,
bir kabile reisinin ismini als›n ve himayesine girsin—tâ
flakilerin flerrinden kurtulup, hacat›n› tedarik edebilsin.
Yoksa, tek bafl›yla, hadsiz düflman ve ihtiyacat›na karfl›
periflan olacakt›r.
‹flte böyle bir seyahat için, iki adam sahraya ç›k›p gi-
diyorlar. Onlardan birisi mütevazi idi, di¤eri ma¤rur. Mü-
tevazii bir reisin ismini ald›, ma¤rur almad›. Alan› her
yerde selâmetle gezdi. Bir kat›üttarika rast gelse, der:
“Ben filân reisin ismiyle gezerim.” fiaki defolur, iliflemez.
Bir çad›ra girse, o nam ile hürmet görür. Öteki ma¤rur,
bütün seyahatinde öyle belâlar çeker ki, tarif edilmez.
Daima titrer, daima dilencilik ederdi. Hem zelil, hem re-
zil oldu.
defolma:
uzaklaflma, çekip git-
me.
hacat:
ihtiyaçlar, gerekli fleyler.
hadsiz:
s›n›rs›z, sonsuz.
hay›r:
iyilik, iyi ifller ifllemek.
himaye:
koruma, korunma.
hürmet:
sayg›.
ihtiyacat:
ihtiyaçlar.
‹slâm:
insanl›¤a gönderilen en
son din.
kabile:
birlikte yaflayan, konup
göçen, bir sülâleden gelen insan-
lar.
katݟttarik:
yol kesen, eflk›ya.
lisan-› hâl:
bir fleyin duruflu ve
görünüflü ile bir fleyler ifade et-
mesi.
ma¤rur:
gururlu, kibirli, kendini
be¤enmifl.
mevcudat:
dünyada var olan,
mevcut olan fleyler; varl›klar.
mübarek:
u¤urlu, hay›rl›.
mütevazi:
gururlu olmayan, al-
çak gönüllü.
nam:
isim, ün, flan.
nefis:
daima kötülü¤ü emreden
insandaki duygu • bir fleyin ken-
disi, zat›.
niflan:
alâmet, iflaret.
periflan:
kötü duruma düflme.
rast gelmek:
umulmayan bir an-
da karfl›laflmak.
reis:
baflkan, sorumlu kifli.
rezil:
maskara, baflkas›n›n e¤len-
cesi.
sahra:
büyük çöl.
selâmet:
tehlikeden, korkulardan
ve kötülüklerden kurtulma.
seyahat:
gezme, dolaflma, yolcu-
luk.
flaki:
haydut, yol kesen, asi.
fler:
kötülük, fenal›k, zarar.
tarif:
anlat›p tan›tma; tan›m.
tedarik:
sa¤lama, temin etme,
karfl›lama.
temsilî:
gerçe¤i akla yaklaflt›ran
örnek; sembolik.
vird-i zeban:
dilden düflmeyen
zikir.
zelil:
afla¤›lanm›fl, alçalm›fl.
bedevî:
göçebe hayat› yafla-
yan; çölde yaflayan.
belâ:
büyük zarar ve s›k›nt›ya
yol açan olay.
bereket:
bolluk.
bismillâh:
Allah nam›na, Al-
lah için, Allah’›n ad› ve izni ile.
daima:
her zaman, sürekli
olarak.
1. Ahmed bin Hanbel,
Müsned
, 2:359; Neseî,
Sünenü'l-Kübra
, 6:127, 128; ‹bni Hibban,
Sahih
,
1:173, 174.
]
Birinci Söz
, Barla’da
1926’da Türkçe olarak
telif edilmifltir.
1...,5,6,7,8,9,10,11,12,13,14 16,17,18,19,20,21,22,23,24,25,...1482
Powered by FlippingBook