Sözler - page 255

ayr› ayr› taamlarla doldurarak, k›flta erzak› tükenen bîça-
re zîhayatlara getiren; ve küre-i arz denilen bu Rahmanî
iafle ambar› ve bir sefine-i Sübhaniye ve bin bir çeflit ci-
hazat› ve mallar› ve konserve paketleri tafl›yan bu depo
ve dükkân-› Rabbanî, ne derece o fabrikadan büyük ve
mükemmel ise, okudu¤unuz veya okuyaca¤›n›z fenn-i ia-
fle mikyas›yla, o kat'iyette ve o derecede, küre-i arz de-
posunun Sahibini, Mutasarr›f’›n›, Müdebbir’ini bildirir,
tan›tt›r›r, sevdirir.
Hem nas›l ki
dört yüz bin millet, içinde bulunan ve her
milletin istedi¤i erzak› ayr› ve istimal etti¤i silâh› ayr› ve
giydi¤i elbisesi ayr› ve talimat› ayr› ve terhisat› ayr› olan
bir ordunun mu'cizekâr bir kumandan›, tek bafl›yla bütün
o ayr› ayr› milletlerin ayr› ayr› erzaklar›n› ve çeflit çeflit
eslihalar›n› ve elbiselerini ve cihazatlar›n›, hiçbirini unut-
mayarak ve flafl›rmayarak verdi¤i o acip ordu ve ordu-
gâh, flüphesiz, bedahetle, o harika kumandan› gösterir,
takdirkârâne sevdirir.
Aynen öyle de, zemin yüzünün ordugâh›nda ve her
baharda yeniden silâh alt›na al›nm›fl bir yeni ordu-yu
Sübhanîde, nebatat ve hayvanat milletlerinden dört yüz
bin nev’in çeflit çeflit elbise, erzak, esliha, talim, terhisle-
ri gayet mükemmel ve muntazam ve hiçbirini unutmaya-
rak ve flafl›rmayarak bir tek kumandan-› azam taraf›ndan
verilen küre-i arz›n bahar ordugâh›, ne derece mezkûr
insan ordu ve ordugâh›ndan büyük ve mükemmel ise,
sizin okuyaca¤›n›z fenn-i askerî mikyas›yla dikkatli ve ak-
l› bafl›nda olanlara o derece küre-i arz›n Hâkim’ini ve
SÖZLER | 255
O
N
Ü
ÇÜNCÜ
S
ÖZ
harika:
ola¤anüstü.
hayvanat:
hayvanlar.
iafle:
g›da.
istimal:
kullanma.
kat’iyet:
kesinlik.
kumandan:
komutan.
kumandan-› azam:
en büyük ku-
mandan; Allah.
küre-i arz:
dünya, yer küre.
mezkûr:
ad› geçen.
mikyas:
ölçü, ölçü aleti.
millet:
halk.
mu’cizekâr:
mu’cizeli.
muntazam:
intizaml›, düzgün.
mutasarr›f:
sonsuz tasarruf hakk›
ve yetkisi olan, her ifli kendi istek
ve kurallar›na göre idare eden Al-
lah.
müdebbir:
idare eden, yöneten
ve ilmiyle her fleyin sonunu gö-
rüp, ona göre hikmetle ifl yapan
Allah.
mükemmel:
tamamlanm›fl, nok-
sans›z, tam, eksiksiz.
nebatat:
bitkiler.
nevi:
çeflit, cins.
ordugâh:
ordunun bar›n›p ko-
naklad›¤› yer.
ordu-yu Sübhanî:
her türlü ek-
siklik ve noksanl›ktan uzak olan
Cenab-› Hakk›n ordusu.
Rahmanî:
Rahman olan Allah’a
ait.
sefine-i Sübhaniye:
her türlü ku-
sur ve noksandan uzak olan Ce-
nab-› Hakk›n bir gemi gibi yarata-
rak uzayda gezdirdi¤i dünya.
Sübhanî:
Allah’a mahsus, ‹lâhî.
taam:
yemek, afl, yiyecek.
takdirkârâne:
takdir ederek.
talim:
e¤itim.
talimat:
e¤itimler.
terhis:
göreve son verme.
terhisat:
terhisler.
zemin:
yer.
zîhayat:
hayat sahibi.
acip:
hayret veren.
ambar:
zahire ve kuru g›dala-
r› koymaya yarayan büyük
depo.
bedahet:
aç›kl›k, aflikâr.
bîçare:
zavall›, çaresiz.
cihazat:
cihazlar, aletler.
erzak:
yiyecek, içecekler.
esliha:
silâhlar.
fenn-i askerî:
askerlik sanat›
ile ilgili ilim.
fenn-i iafle:
g›da bilimi.
Hâkim:
her fleyi hükmü alt›n-
da tutan, her fleye galip olan
Allah.
1...,245,246,247,248,249,250,251,252,253,254 256,257,258,259,260,261,262,263,264,265,...1482
Powered by FlippingBook