Hem sevap hem de günah işlemeye meyilli olan insan, mânen en yüksek mertebelere çıkabileceği gibi, en aşağı derekelere de düşebilir bir vaziyettedir. “Ticaret ve memuriyet için, mühim vazifelerle bu dâr-ı imtihan olan dünyaya gönderilen insan”ın kendisine ebedî saadeti kazandıracak ticareti en güzel bir şekilde yapabilmesinin mühim bir şartı, günahlarının farkında olması, günahların bu zamanda ne derece tehlikeli bir hâl aldığının şuurunda olmasıdır. Bu zaman öyle bir zaman ki bir adamın günahı bir kalmıyor, çoğalıyor ve başkalarına sirayet ediyor. Bu konuda hassasiyet gösteren Bediüzzaman Hazretleri, “Şu zamanda bir adamın bir günahı, bir kalmıyor. Bazen büyür, sirayet eder, yüz olur.” ve “Âhirzamanda, bir şahsın hatiât ve günahlarının gayet dehşetli bir yekûn teşkil ettiğine dair rivayetler vardır. Şimdi bu zamanda müteaddit esbabını gördük. Müteaddid o vücuhundan radyom ile anlaşıldı ki, o bir tek adam, bir tek kelime ile bir milyon kebâiri birden işler ve milyonlarla insanı dinlettirmekle günahlara sokar” buyurarak, günümüzde günahların ne kadar dehşetli bir hâl aldığını ifade etmektedir. Bediüzzaman Hazretleri radyo ile bu hakikati anlamış ve bizlere izah etmiştir. Şimdi günümüzde ise radyonun yanı sıra televizyon ve internet gibi unsurlar da böyle azîm günahların işlenmesine sebebiyet vermektedir. Bizlere düşen bu günahlara karşı her daim teyakkuz içerisinde olmaktır.