İnsan fıtratı icabı, her şeyin iyisine taliptir.
Yediğimiz, içtiğimiz, giydiğimiz, kullandığımız her şeyin en güzel, en kaliteli olmasını ister, bunun için her türlü gayreti gösteririz. Ama birer Mü’min olarak kendimizin en iyi, en güzel ve en mükemmel bir kişi olma gerçeğini göz ardı ederiz. Oysa insanın iyi ve mükemmel olması, hiçbir şeyin iyi ve mükemmel olmasıyla kıyas dahi edilemez.
Kur’ân ahlâkıyla ahlâklanarak, insanlığa ahlâk yönünden önderlik ve rehberlik eden Peygamber Efendimiz’in (asm) en büyük hedeflerinden biri de her hâl ve hareketiyle insanlığa örnek olacak ve ahlâkı güzel bir nesil yetiştirmekti. Bu konu hakkında Sahabelerle konuşan ve sorularak sorarak konunun daha iyi anlaşılmasını sağlayan Peygamber Efendimiz (asm) birgün Ashabına, “Size en hayırlılarınızın kimler olduğunu bildireyim mi?” diye sormuşlardı. Onlar da kulak kesilip, “Buyur ya Resûlallah” demişlerdi. Kâinatın Efendisi (asm) buyurmuşlardı ki: “En hayırlılarınız, ömrü uzun ve ahlâkı güzel olanlarınızdır.”1
Evet, ahlâkı güzel olanları herkes sever, tanır ve onlara doyum olmaz. Böyle insanlar Peygamber Efendimizin (asm) bu dünyada takdir ve övgülerine mazhar oldukları gibi, kıyamet gününde de O’nun (asm) en yakınında bulunacaklardır. Başka birgün de bu hususa dikkat çeken Resul-i Ekrem Efendimiz (asm) “Size en çok sevdiğim ve kıyamet gününde bana en yakın olan kimseyi bildireyim mi?” diye Sahabelere bir soru sormuşlardı. Cenâb-ı Hak’tan sonra en çok sevdiğimiz ve Allah’ın da Habibi olan Peygamber Efendimizin (asm) hem en çok sevdiği insan, hem de O’na (asm) en yakın kimse olabilmek kadar önemli ne olabilir? Bir Mü’min için bundan daha kıymetli ne var? O mübarek Sahabe-i Kiram, bu soru karşısında birden çarpılmışa dönmüşlerdi. Kim Resûlullahın (asm) en çok sevdiği ve kıyamet gününde ona en yakın kimse olmak istemezdi! O an nefesler tutulmuş, sesleri çıkmaz olmuştu. Bundan dolayı ikinci hatta üçüncü defa tekrarladı sorusunu Allah’ın Habibi (asm).
Bir müddet sonra o şokun etkisinden kurtulmuş olmalılar ki, “Evet, ya Resûlallah, haber ver” dediler. Âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber Efendimiz (asm) buyurdular ki: “Ahlâkı en güzel olandır.”2
İşte biz Mü’minler ahlâkı bu sebeple öyle basite almamalıyız. Ahlâk öyle bir şey ki, her şey eskidiği, yaşlandığı ve yıprandığı halde yaşlanmayan, eskimeyen, yıpranmayan en büyük bir hazinedir. İnsanı a’lâ-yı illiyine çıkartan ve insana gerçek değerini kazandıran bir hakikattir. Evet, sevgi, saygı, şefkat, yardımlaşma, dayanışma, cömertlik gibi güzel hasletlerle donanmış güzel ahlâk sahibi insanlar kadar dünyada değerli başka ne hangi mahlûk var?
Rabbim bizleri güzel bir ahlâk ile ahlâklanıp, Habib-i Ekrem’in (asm) en çok sevdiği ve kıyamet günü O’nun (asm) yakınında olan hayırlı insanlardan eylesin. Âmin…
Dipnotlar:
1- Fethu’r-Rabbanî, 19:74, Hadis no: 1.
2- Fethu’r-Rabbanî, 19:75, Hadis no: 6.