Rahmet, mağfiret, Kur’ân ve duâ ayı olan bir Ramazan-ı Şerif’e daha Allah’ın izniyle ulaşmış bulunmaktayız. Bu mübarek aya kavuştuğumuz için ne kadar hamd û senâ etsek azdır. Çünkü bu ay öyle bir aydır ki Kur’ân-ı Hâkim’de bildirildiği üzere (Kadir Sûresi) bin aydan daha hayırlıdır. Cenâb-ı Hakk’ın rahmetinin sağanak yağan yağmur gibi cisim cisim yağdığı bu zamanlarda biz mü’minler, bu aydan en güzel ve en verimli bir şekilde istifade ve istifâzâ etmeye çalışmalı; mânevî, ruhî ve kalbî hastalıklarımız olan günahlardan arınmaya gayret etmeliyiz. Zira Peygamber Efendimiz (asm) “Ramazan gelip geçtiği hâlde günahları bağışlanmayan kişinin burnu yere sürtülsün.” buyurarak bizleri ikaz etmektedir. Biz de inşâallah, bu köşemizde mü’minin en büyük baş belâsı olan günah mes’elesini, Risâle-i Nur gözüyle anlamaya çalışacağız. Ayrıca bizleri günaha sevk eden nefis ve hissiyatı tanımaya çalışacak ve şeytanın telkin ettiği vesveseler üzerinde duracağız. Son olarak da âhirzaman fitnesinden ve günahlardan uzak durmanın en kısa ve en kolay yollarına değinmeye çalışacağız. Bu vesîleyle Yüce Rabbimden, bu mübarek ayda bütün günahlarımızdan arınmayı niyaz ediyor, milletimizin ve bütün âlem-i İslâm’ın Ramazan-ı Şerif’ini tebrik ediyorum.