"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kaos

ŞAKİR ARGIN
12 Eylül 2013, Perşembe
Uykusuz kaldığım bir Eylül gününün gecesinde bu yazıyı kaleme aldım. İslâm âleminin gelmiş olduğu bugünkü kaos hali benim gecemi uyanık hale getirdi.

Bir gün bir arkadaşımının internetten izlettiği uzunca bir programın kısa bölümlerinden çıkardığım çözümleme Üstadımın ‘müsbet hareket’ anlayışını daha iyi kavramama yardımcı oldu. O programda dünyayı menfaatleri uğruna kaoslar oluşturarak yönetmeye çalışan bir zihniyet veya teşkilâtlardan bahsediyordu. Toplumlar, devletler, sınıflar birbirlerine düşman haline getiriliyor savaştırılıyor ve bu kaos ortamında menfaat elde ediyorlardı.
İzmir’de ayakkabı imalathanesinde tanıştığım Suriyeli iki genç ile sohbet ederken, Suriye’nin durumu ve Müslümanların halini konuşuyorduk. O gençlerden birinin ifadesi beni çok etkiledi. Diyordu ki; ‘Biz Müslümanlar birbirimizi öldürüyoruz, İsrail ve Amerika seyrediyor.’
Bu söz beni daha önce yaşanan hadiseler götürdü. Dine müdahale eden yöneticilere karşı ayaklanmanın gerektiğini isteyenler Bediüzzaman’ın da kendilerine katılmasını istiyordu. Üstadımız böyle bir durum karşısında bu hareketin Ahmed’i Mehmed’e kırdırmaktan başka bir işe yaramayacağı hükmünü verip, bu harekete katılmıyor. Ankara’da meclisteki çeşitli görüşmelerden sonra aldatmakla iş gören (dinsizlik namına) dehşetli bir planın işletildiğini ve onlarla mücadelenin siyaset yoluyla değil, iman hizmeti ile yapılması gerektiğini söyleyip, Van’a inzivaya çekiliyor. Daha sonra oradan sürgün ediliyor.
Van’daki yakınları “Seyda, müsaade et,  seni vermeyelim” dediklerinde Üstadımız bir müsbet hareket örneği sergiliyor. Onu sürgüne götürmek için gelen askerlerin vazifeli olduklarını, görünüşte rejimin görevlileri olduğunu, ama hakikatte Üstadımızı yeni hizmet mahallerine, Risale-i Nur’un neşredileceği mekânlara götüren bir vazifeli olduklarını ifade ediyor bir nev’î. Böyle bir müsbet hareketten kaos çıkar mı? Ayaklanmak kolay olanı, merdane sabretmek zor olanı. Fakat uzun vadede kazanan taraf olduğunu tarih gösterdi. Risale-i Nur anlayışı dünyanın her yerine yayıldı.
Bizler, Nur Talebeleri kaos oluşturup Ahmed’i Mehmed’e kırdırmak isteyenlere mi yardımcı olacağız? Yoksa müsbet hareket yolunu seçip merdane sabır ile barış yolunu mu seçeceğiz? İman hizmetinden alelacele hayat ve şeriat safhalarına geçip, olgunlaşmamış inanların harap olmasına mı çalışacağız? Bizler kaostan mı yana olacağız, yoksa barıştan yana mı? Elbette barıştan yana olmak gerek...

Okunma Sayısı: 1367
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı