Sanırım bütün problemler bilip de uygulamadıklarımızdan kaynaklanıyor.
Bilip de uygulamamak cehaleti, bilmemek cehaletinden daha tehlikeli duruyor ve sanki çağın imtihanı bu gibi.
‘Müfritane irtibat’, iman kardeşleriyle, sadece Allah için sıklıkla görüşmek anlamındadır. İşyeri, ev ziyareti, haftalık sohbetler fark etmez, nitelikli görüşmeler ciddî bir ihtiyaç. Bu görüşmelerde rahmet celbolunuyor.
Siz mü’min kardeşlerinizle görüşmeseniz birileri onlarla görüşüyor. Kâinat boşluk kaldırmıyor. Gitmediğiniz yerde, başkaları olur.
Kıymetli kardeşim Demirpençe ile Cumartesi’nin bir saatini, önceden de zaman zaman sohbetlerimize gelen iki esnaf kardeşimize uğrayıp, haftada bir sohbetlerde görüşme isteğimizi ilettik. Karşılıklı memnuniyet hâsıl oldu.
Bakkal Mehmet kardeşimiz, ‘Beni derse giderken ararsanız gelirim. Beni kendi halime bırakırsanız, gelemem. İş, tembellik, bir sürü bahane var. Ama ders deyince dururum, müsait zamanlarım olur. Daha sık ziyaret bekliyorum. Yoksa insan uzaklaşıp gidiyor.”
İkinci durağımız, çocuk giyimi üzerine iş yeri olan Halil kardeşimizdi. Kahvelerimizi yudumladıktan sonra, konuyu haftalık sohbetlere getirdik.
Bam teline dokunmuş gibi konuşmaya başladı: “Abilerim, ben bu konuda çok dertliyim. Daha önce esnaf arkadaşlarla haftada bir Risale-i Nur sohbeti yapıyorduk. Çok istifade ediyorduk. Ama sonra ne oldu ise, ders kalktı. Ben ondan sonra kendimi sahipsiz hissetmeye başladım. Meğer o Nur sohbetleri bize kimlik kazandırıyormuş. Derslere çok büyük ihtiyaç var.”
Durum anlaşıldı. İlgili kardeşlerle istişare yapılıp, her hafta merkezî derse katılımın sağlanacağı kararına varıldı. Hatta Yusuf kardeşimiz derse getirip götürmeyi de kabul etti. Allah için görüşmeklerde herkese güzel neticeler vardır.
Ziyaret edilen kardeşin işyerinde, evinde küçük bir ders yapınca, emin olun insanların üzerinden korku dalgası, ihmal dalgası, tembellik dalgası uzaklaşıyor; şevk geliyor, aşk geliyor, ümit geliyor, neşe geliyor… Faaliyet içinde lezzetini de taşıyor, ücretini de, bereketini de, biraz rahatı bozmak gerekiyor o kadar, gerisi geliyor… Görüşmeden, yardımlaşma olmuyor.