Risale-i Nurlar’la muhatap olan gençler çağın gerçeklerini daha iyi okuyorlar.
Haz ve hız çağında, iyiliklerin içindeki Cenneti lezzeti, kötülüklerin içindeki Cehennemi azabı, daha ahirete gitmeden dünyada iken görüyorlar. Bu tehlikeyi önceden sezmek ve atılacak adımın az sonrasını görmek gibi bir şey.
Bu çağ bilhassa gençler açısından rehbersiz yaşanacak bir çağ değildir. Gencin, çağı yaşarken ve yorumlarken elbette tecrübeli beyinlere ihtiyacı olacaktır. Daha iyi bir şey, elde edilmiş iyi bir şeyin üzerine bina edilecektir. Geçenlerde, gazetemizdeki köşesinde Orhan Güler kardeşimizin, konuyla ilgili tesbitiyle, ‘Çocuk’ dergisini sadece çocuklar, ‘aile’ dergisini sadece kadınlar hazırlamadığı gibi, ‘genç’ dergisini de sadece gençler hazırlamaz.’ Gençler de sadece gençlere bırakılacak kadar önemsiz bir dönem değildir.
Çocuklar yetişirken elbette onları ilmek ilmek işleyen, siyanet meleği gibi koruyan, kollayan, maddî ve manevî ihtiyaçlarına koşan ebeveynlere, eğitimcilere, büyüklere ihtiyaç vardır.
Bediüzzaman Hazretleri gençlere binler tecrübelerle içinden geçilmiş bir hayatın içinden seslenmektedir: “Ben yetmiş beş yaşımda, binler tecrübelerle ve hüccetlerle ve hadiselerle aynelyakin bildim ki: ‘Hakikî zevk ve elemsiz lezzet ve kedersiz sevinç ve hayattaki saadet, yalnız imandadır ve iman hakikatleri dairesinde bulunur. Yoksa dünyevî bir lezzette çok elemler var. Bir üzüm tanesi yedirir, on tokat vurur gibi, hayatın lezzetini kaçırır.” (Gençlik Rehberi)
Görüldüğü üzere cümleler, bir yaşanmışlığın izlerini taşımaktadır. Gençler yetişirken mutlaka terbiye edici ellere muhtaçtır. Gençlerin büyüklerine, ‘Ben zaten kocaman adam olmuşum, artık benim hayatıma karışmayın.’ cümleleri bir hamlık, kabalık ifadesi olur. Çünkü gençlik dönemi, attığı adımın az sonrasını göremeyen, akıl ve kalbi etkisiz hâle getirip, bir dakikada katledip seksen bin saat hapis elemini göze alabilen kör hissiyatın etkisindedir. Onun için bu dönem etkili, olgun rehberlere ihtiyaç duyar. Özenle seçilmiş arkadaş çevresine de. Tabiî ebeveyn için avuç içindeki kuşun serbesti ile uçurulmaması da baskıyla öldürülmemesi de bir terbiye titizliği ihtiva eder. Gençlere, ihtiyaç durumunda kendileri olmaya yardımcı olmak yeterli olacaktır. Kendi olmaya katkı sağlamayan hiçbir yardım hakikî anlamda ferdin mutluluğuna katkı sağlamaz.