Neyi, neden tercih ettiğimiz önemlidir. Tercihlerimizin bir arka planında, çok yönlü bileşenler vardır. Hayatımız, o bileşenlerle biriktirdiklerimizden tercih ettiklerimizdir. Nefis de vicdan da elde olanlarla fiil yapar.
Göze, kulağa, akla, hayale ilişenler depomuzdakilerden doğup gelir.
Bir anlamda Cennetimiz de Cehennemimiz de iradî tercihlerimizin meyvesidir.
Varlığı, ‘İlâhî bir tercih’ olan insan hayatı, birer tercihler manzumesidir.
İnsana tercih etme iradesinin verilmesi ne kadar kıymetlidir. ‘Böyle yaşayacaksın, bitti.’ denilen bir hayat, ne kadar içe sinerdi, ne kadar insanı mutlu ederdi? Fiillerimizin faili olmamız, ne güzeldir.
Geldiğimiz yer, gideceğimiz yer birer tercihtir. Hayat, tercihlerden oluşur. Tercihler, hayat kalitesini oluşturur. Bugün tercih ettiğimiz şey, geleceğimiz olur. Neyi tercih ettiğimiz, neleri yaşayacağımızı belirler.
‘Bir şeyi diğer bir şeye yeğlemenin / tercih etmenin’ altında ihtiyaçlar, inançlar, faydalar, zararlar gibi kimi bilerek, kimi bilmeden yapılan iradî durumlar vardır.
İnsan bu iradî durumlardan sorumludur. Ülke, bölge, toplum, kültür, eğitim düzeyi, sosyal tabaka, yaş, cinsiyet, arkadaş çevresiv.b. unsurlar değiştikçe, tercihler de değişir.
Duygulara inememiş bir değer tercihi, yaşanılmayı haketmez. Nasihatlerin karşılık bulmaması bundandır. Bir duygunun, bir davranışın arkasında pek çok bileşenler vardır.
Duygu oluşurken bütün bileşenler anbean bir nakışlı dokuma gibi aşamalardan geçer.
Onlarca mühendisin, yüzlerce işçinin iskelesini kurup çalıştığı dev bir inşaattaki bir küçük çivi önemli bir görevi ifa eder. Tercihler de böyledir. Terazinin bir kefesindeki, bir şeyi yapmama bileşenleri diğer kefedeki yapma bileşenleri ile sürekli tartılıyor.
Hayat böyle tercihlerle örülür.
Bir küçük mimik, hayata bağlar veya koparır.