İstanbul Türkiye’nin kalbi hükmünde.
Bu pek çok alan için böyle kabul edildiği gibi, iman ve Kur’ân hizmetleri için de böyledir. ‘İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi kaybeder.’ siyasî tesbiti gibi, beynelmilel hedefleri olan teşekküller için de İstanbul ciddiye alınmalıdır.
İstanbul’un kapıları dünyaya açılmaktadır. Batı’dan ve İslâm ülkelerinden gelen ciddî nüfus, Risale-i Nurlar için de birer barış elçisi olabilir. Taksim’de faaliyet gösteren sevgili Ertan kardeşimin Yeni Asya için, ‘Taksim’de Yeni Asya’nın bir ofisi olmalı.’ teklifi oldukça yerinde.
Birkaç günlük ‘İstanbul hizmetleri’ gözleminde yeni bir şevki fark ettim. Kalp hükmündeki merkez şehirlerin hizmet heyecanı, bağlantılı merkezlere de yansır. Bir hizmet noktasından gelen telefona verilen cevaptaki ses tonu bile orada bir kıpırdanışa veya tevakkufa sebep olabilir. Hasılı kalp önemli.
Hizmetteki sorumlu kişilerin hal ve hareketleri; onlardaki dağınıklık, ihlâssız davranışlar, amaçsız, hedefsiz sözler, Risale-i Nur’dan olmayan, hissi cümleler muhatabı da olumsuz etkiler. Beynelmilel hareket alanı olan, yüksek dâvânın önünde vizyon problemi oluştururlar. Yemesi içmesi ölçüsüz, sözü davranışı tutarsız, yaşadığı ortam özensiz, dinlemeden hep konuşmayı tercih eden, Risale-i Nur’dan kurduğu cümleleri davranışıyla tekzip eden hayat tarzları hizmete, Risale-i Nurlar’a, gelecek nesillere zarardır. İstanbul, Ankara, İzmir gibi merkezi şehirlerdeki hizmet vitrininde bulunan insanların şahs-ı manevî şuuruyla hareket eden, şevk dolu, Risale-i Nur’a vakıf, vizyonu düzgün insanlar olmaları oldukça önemlidir.
Bu vesileyle İstanbul Yeni Asya Vakfı’ndaki yeni vizyonu, işleyişteki düzeni, vakıfta kalan öğrencilerin hizmet şuurunu, o mekânla ilgilenenlerin ‘hizmet merkezi titizliği’ni tebrik etmemek mümkün değil.
Unutmayalım, kalp atışları bütün bedeni etkiler.