Bu yazımızda da Bediüzzaman’ın diğer mücedditlerden farkını izah etmeye çalışalım.
Bunun için öncelikle Peygamber Efendimizin (asm) mücedditlik makamı ile ilgili şu Hadis-i Şerifini nazara vermek istiyorum: “Muhakkak Cenab-ı Allah bu ümnete bundan sonra her asırda bir müceddit gönderecektir.”. (Ebu Davut Fiten.1)
Bu Hadis-i Şerif-i Efendimiz (asm) ashabına mealen “Size gelinceye kadar, insanlık azıtıp sapıttıkça peygamler gönderilip Allah ‘ın (cc) emirlerini tebliğ etmiştir. Sizden sonra peygamber gelmeyeceğine göre, emr-i hak vaki olduktan sonra ümmet yeniden bozulur da sapkınlıklar ortaya çıkarsa, ümmetin hali ne olacak” şeklindeki soruya karşı o şekilde cevap vermiştir.
Buna ilâveten ashab kıyametin vaktini kestirmek için o mücedditlerin sayısını sorunca da Efendimiz (asm) “Kureyşten on iki imam gelmedikçe, kıyamet kopmayacaktır” buyurmuşlardır. (Müslim Hilâfet ve fezail-i sahabe) Yani her asırda “El ulema-ü veresetül enbiya” hadis-i şerifi mu’cibince de mücedditlerin gönderildiği bir vakıadır.
Sistem belli olduğuna göre Müslümanlara düşen bu kronolojik sıraya göre asrın vazifelisini beklemek ve bulmak değil midir? Biz de böyle bir sorumlulukla arayıp 12. Müceddid’in Mevlânâ Halit ve 13. Ve büyük Mehdi’nin Bediüzzaman olduğuna kanaat getiriyoruz.
Bu mevzuda en doğru şâhidimiz; 12. Müceddid olan ve 50 milyon civarında müride riyaset eden Mevlânâ Halid-i Bağdadî Hazretleri’dir. Bu zat “Hadaik-ul Vardiye”de ve Osmanlıca İsmet Efendi’nin Risale-i Kutsiyesinde belirtildiği gibi o, “Benden sonra büyük mehdi gelecektir” demiş ve sarığını cübbesini de, Bediüzzaman’a göndermiştir.
Ayrıca şu rivayetler de bu hükmü desteklemektedir: “On iki Halife (imam) olduğu müddetçe İslâm aziz olacaktır” (Müslim İmare 5, 6, 7 ve 8)
Bu ne demektir? On ikinci imamdan sonra felâketler ve ona karşı da, Mehdi gelecek demektir ve aynıyla vaki olmuştır. Zira; Efendimiz’in (asm) 13. Müceddit, yani Büyük Mehdi, felâketler ve helâketler asrının adamı olarak tavzif edilmiştir.
Şia kaynaklarından da, benzer rivayetler şöyle geçer “Ben peygamberlerin Efendisiyim, Ali de; vasilerin (el ulema vereset-ül enbiya meselesi) efendisidir. Vasilerin sonuncusu da Mehdidir” (S. Kuleyni)
Bu gibi rivayetler özde aynı, fakat bizim şialarla yorumlarımız farklıdır.
Meselâ: Biz mücedditleri asırlara göre beklerken, onlar sıradan kabul edip ilk iki asır civarında bitince Mehdiyi muntazarı mecburen icat ve kaybedip ahirzamanda ararlar. Bu bir tezattır.
Şimdi biz de diyoruz ki, ey ehli iman, akıl ve vicdan! bu gerçeği niçin görmüyorsunuz?
Bu gerçeği keşfedenlerden birisi de, Nakşibendi şeyhlerinden olup, Bediüzzaman’ı tanıdıktan sonra şeyhinin işaretiyle beklenen Mehdi’nin O Zat olduğunu gören merhum Hasan Feyzidir.
Bir şiirinde;
“Yollarda bıraktık geçtik dervişi
Attık gönüllerden öyle teşvişi
Kâfî parlayan nurun güneşi
Ey ma’kes-i rahmet-i âlem Risâle-i Nur” diyor.
Büyük Mehdi’nin siyaset âleminde, diyanet âleminde, saltanat ve cihad âlemlerinde ve çok dairelerde vazifeleri vardır (5. Şuâ 19. Mesele) Öbür mücedditlerin ise ya diyanet, ya siyaset gibi tek görevi vardır.
Adetullah’a binaen her fesad-ı ümmet zamanında bir mürşit, bir muslih, bir müceddit, Gavs, Kutup ve Mehdi gönderilmiş. Bu kaideye göre en büyük bir fesad-ı ümmet zamanında; en büyük mürşid, en büyük müctehid, en büyük müceddit, en büyük gavs, en büyük kutup ve en büyük mehdi gönderilecektir.
Bizim inancımıza göre en büyük fesad-ı ümmet; Hilâfetin kaldırılması, medreselerin (bütün dinî okulların) kapatılması, Kur’ân-ı Kerîm’in yasak edilmesiyle 1950 ye kadar yaşanmıştır. O halde en büyük mehdide gelmiştir.
Başkumandan olan büyük mehdi iman hayat ve şeriat metoduyla; Mekke döneminin imanını yaşamış, Medine döneminin hayatını ve Mekke’nin fethiyle her ikisinin şeriatını da yaşayacaktır.
İmanı başa alması; onun görevinin idrakinde oluşunun alâmetidir ve Bediüzzaman’ın diğer mücedditlerden farkı 13. Müceddit, yani, Müceddid-i A’zam ve Mehdi-i A’zam olmasıyla bütün alanlarda görevli oluşudur. Risâle-i Nurlar’ı okuyan bunu aynıyle görecektir. Aynı zamanda Bediüzzaman Âli Beytten olup, bütün özellikleri bîhakkın taşıyan büyük bir kahramandır.
Şimdi herkes elini vicdanına koysun ve en büyük fesad-ı ümmetin ne zaman ortaya çıktığını görsün.
“Asrının müceddini tanımayan cahil ölümüyle ölür.” hadis-i şerifiyle, şimdilik bu bahsi de, noktalıyorum.