"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Fıtrî kanunlara uyulmazsa, terakkide muvaffak olunamaz

Şemseddin ÇAKIR
22 Şubat 2019, Cuma 00:22
Rüyada bir hitabe - 4

Bediüzzaman, bir esrarengiz rüya ile çağa seslenirken, önceki bölümlerde beyan ettiği, “medeniyet-i habisenin beş menfi esasına” ve onun sebep olduğu  Roma dehasının sonuçlarına dikkat çekerek şöyle devam etmektedir: 

Serbest hevanın tahakkümüyle; havâic-i gayri zaruriye havaic-i zaruriye hükmüne geçtiğinden, bedeviyette bir adam dört şeye muhtaç iken, medeniyet yüz şeye muhtaç ve fakir etmiştir. Say (çalışma, gayret) masrafa kâfi gelmediğinden; harama sevk etmekle, ahlâkın esasını şu noktadan ifsat etmiştir. Cemaate, nev’e verdiği servet, haşmete bedel ferdi, şahsı, fakir, ahlâksız etmiştir.” (AVM ve diğer toplu alış veriş merkezlerine bakılırsa bu dehşetli fark görülebilir.) İşte bu gibi menfi sebeplerdendir ki, “Kurun-u ûlânın mecmu vahşetini, bu medeniyet bir defada kustu!” Elbette bu işin bir de bloklar boyutu (AB ve ABD gibi) var ki, onlar da küçük devletleri dev gibi yutmuşlar. Demek bu menfi beş esas insanlığa zavallılık ve vahşet getirdiğini Bediüzzaman böylece  isbat etmiştir.

İşte bu gibi sebeplerden dolayıdır ki, Âlem-i İslâmın şu medeniyete karşı istinkâfı ve soğuk davranması ve kabulde ıztırabı, cay-ı dikkattir.

Bu da gösteriyor ki; “Zira istiğna ve istiklâliyet hassasıyla mümtaz olan şeriattaki İlâhî hidayet, Roma felsefesinin dehâsıyla aşılanmaz, imtizaç etmez, bel’ olunmaz, tâbi olmaz.”. Zira biri fıtrî öbürü sun’î, biri Rahmanî öbürü şeytanîdir. Bediüzzaman, gayrı fıtrîden dâima uzak durmuştur. Üstad yine 22. Lem’anın ikinci işaretinde  “Hayat-ı içtimaî beşeriyede bir çığır açan eğer kàinattaki kanun-u fıtrata muvafık hareket etmezse hayırlı işlerde ve terakkide muvaffak olamaz. Bütün harekâtı şer ve tahrip hesabına geçer” diye insanlığa tebliğ görevini ifa etmiştir. Bu teşhislerin neticelerini istatistiki tesbitler olarak hadisat-ı âlemi gözler önüne sermiştir.

Şimdi biraz şu, “Serbest hevanın tahakkümüyle havaic-i gayrı zaruriye; havaic-i zaruriye hükmüne geçmiştir” ne demektir? Onun hakkında bir kaç serd-i kelâm  edelim.

Bediüzzaman Hazretleri, insanda hayvanın aksine fıtraten duygular ve meyillerin sınırlanmadığını ifade eder. Eğer hayat-ı içtimaiyede fıtrî kanunlara uyulmazsa, nefis ve heva bir kısım insanları havalandırarak uçurumlardan uçuruma atar ve çoğu ondan zarar görür. O da insanlığı üzer ve mutsuz eder.

Haftaya nasip olursa beşerin beş menfi esasına karşı Kur’ân medeniyetinin beş müsbet esası işlenecektir.

Okunma Sayısı: 1519
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı