Bizim muarızlara Londra’da demiştim ki; “gelin sırat-ı müstakimi ortak nokta yapalım” diye! işte o noktaları aramaya devam ediyoruz.
Bir önceki yazıda imanî meseleleri okuyanların hidayetleri tamam da istikametlerinden ne haber? demiştik. Zira imanî mes’eleler insanın hidayetini, içtimâî ve siyasî mes’eleler istikametini temin eder. İşaratü’l i’caz’a bakıp sırat-ı müstakimin birinci şartının zulümatı beşeriyeye karşı elmas gibi parlamak olduğunu, Felak Sûresi’nin Asay-ı Musa’daki tefsirinde görüyoruz. Dört tarzda bu asrın emsalsiz dört dehşetli ve fırtınalı maddî ve manevî şerlerine ve inkılâplarına ve mübârezelerine aynı tarih ile parmak basıyor.
Manen: ”Bunlardan çekininiz!” emretmek elbette Kur’ânın i’cazına yakışır bir irşâd-ı gaybidir.
Bu asırdaki zulümat-ı beşeriyenin; bu asrın emsalsiz inkilâp ve ihtilâllerinin olduğunu, bunlardan birinin de 1971 muhtırası olduğuna Felak Sûresi’nin dikkat çektiğini ve Bediüzzaman’ın Asay-ı Musa’daki tefsiriyle Müslümanları ta 1951’de ikaz ettiğini, buna rağmen onlara talebelerinden bile aldananların olduğunu ifade etmiştik. İşte şimdi oradan devam ediyoruz ve geldik 1980 ihtilâline...
Bu ihtilâlin önce sebeplerine, sonrada sonuçlarına bakalım. Bir kere Ecevit zamanında yüzde yüz onlara çıkmış enflasyonu yüzde onlara indirip yokların var haline geldiği bu memlekette yani ekonomiyi düzelten Demirelin 1981’de yapılacak olan seçime girerse tek başına silip süpüreceğini gören müflis ihtilâlcilerin, onun önunü kesmek için yaptığı bir ihtilâldir. Maalesef bir kısım Nurcular da o ihtilâle taraf olmuş, fakat Yeni Asya tek başına mücadele edip 470 gün kapalı kalmasına rağmen muhalefetini yapmış ve zulümatı beşeriyeye karşı elmas gibi parlamıştır.
MSP ile koalisyon olan Ecevit, sözde Kıbrıs Fatihi olunca, tek başına iktidara gelmeyi aklınca garantileyip Erbakan’la koalisyonu bozarak 77’de erken seçime gitmişti. Fakat işaret ve beşaretlere dayanan Yeni Asya okuyucuları olan Nurcular, sağın birliğini temin etmek için çalışarak, CHP’nin iktidarını engellemişti. Yani maksada uygun şekilde iktidara 13 milletvekili kala CHP engellenmiş oldu. Ecevit ise transferlerle 13 vekili bulup iktidar olmuştu, ancak o kiralık adamların rüşvet ve yolsuzlukları, enflasyonun da yüzde yüz onlara fırlaması sonucu ara seçimlerde de 43 senatörlükten 33’ünü ve 5 milletvekilini Demirel alınca, Ecevit dayanamayıp istifa etmiş, Demirel kurduğu azınlık kabinesiyle enflasyonu yüzde onlara indirmişti. Fakat buna rağmen ordu anarşiyi durdurmak şöyle dursun, tahrik, Amerika’nın da desteği ile 80 ihtilâli yapılmıştı. Ve maalesef Nurculuk adına o ihtilâle taraf olanlar olmuş, fakat Yeni Asya yine orada da itirazını yapmış, elmas gibi parlamıştır.
Bu anlatmaya çalıştığım vahim durumu o günün meşhur paşalarından Bedrettin Demirel de, itiraf ederek “biz bir yıldan beri ihtilâlin olgunlaşmasını bekledik” diye de, bu gerçeği teslim etmiştir. Üstatlarının uyarısına rağmen bu ihtilâle destek verenler nasıl istikamette, olabilirler? Biz bunlarla hangi noktada buluşabiliriz?
İşte bu gibi anormalliklerin sonucu olarak o fitneci ihtilâl anayasasına halkın yüzde 92’si çeşitli tek yönlü propaganda sonucu muarızlarımız oy vermişlerdir, tek başına Yeni Asya kahramanca direnmiştir.
İşte zulümat-ı beşeriye içinde elmas gibi parlamak böyle olur ve çok şükür biz bu fitnelerden azade kaldık, hiçbir ihtilâl ve darbeye alet olmadık.