"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Tefekkür burcundaki çiçek

Şemseddin ÇAKIR
15 Temmuz 2022, Cuma
Elbette bir saatine bir senelik sevap atfedilen tefekkürün en kıymetlisi, hem nur hem de kuvvet olarak tavsif edilen iman tefekkürüdür ve iman; “tefekkür burcunda açan bir çiçektir.” Yoksa bir saat tefekkürün bir sene nafile ibadetten hayırlı olmasının sebebi başka ne olabilir ki?

Bu gerçeği Üstad Hazretleri: “Katiyyen bil ki; hilkatin en yüksek gayesi ve fıtratın en yüce neticesi iman-ı billahtır”sözüyle hülasa eder. (Yirmi İkinci Mektub, s. 264)

“‘Bütün tarikatların en mühim neticesi hakaik-i imaniyenin inkişafıdır.’ Ve, ‘Bir tek mesele-i imaniyenin vuzuh ile inkişafı bin keramata ve ezvaka müreccahtır.’” (Hizmet Rehberi, s. 29)

İşte insanlığı öylesine ulvî bir nurdan mahrum etmek için ateizm ve deizm anlayışı  ortaya atılmıştır. Masonluğun ve komünizmin ardında hasûd Yahudiler olduğu gibi, bu anlayışın ardında da yine o dessaslar vardır; o millet, hasedinden ve fesatlarından diğer semavi dinleri çökertmek için bu gibi anlayışları ve varsayımı bilim kisvesiyle ortaya atmışlardır. Mesela; Karl Marx menhus ideoloji uğruna kitleleri yakmıştır.

Hani “Bir deli kuyuya taş atar, kırk akıllı çıkaramaz” demişler ya işte öyle.

Halbuki, imana ait ne varsa gerçektir; bilakis ateistlerin ve deistlerin arzuları ve hayalleri asla gerçekleşemeyecektir. Zira bu arzularının ve hayallerinin ihtimal hesaplarında da yeri yoktur. Mesela; bir hücrede otuz bin çeşit bileşen vardır ve bunların ihtimal hesaplarıyla teşekkülüne; değil dünyanın, kainatın ömrü dahi yetmemektedir. Bunlar; “Cahil cesur olur.” kabilinden Hz. Adem aleyhisselâm gibi, ilmiyle meleklere üstün gelen bir peygambere cehalet isnat edecek kadar idraksizdirler. 

Demek vicdanını ve iz’anını o derece ipotek eden, insanlar da varmış. Bir muhteşem camide kaç bileşen olduğu malum, saymaya dahi lüzum yok; yani insan eseri olduğu halde bir camiyi tesadüfe veremeyenin bir camiayı ve cemaati tesadüfe vermesi ilim değil, tamamen hamakattir.

Zira “illet-i tamme” diye bir kaide vardır ki, bir şeyin oluşması için bütün parametrelerin aynı anda mevcut olması gerekir. Zira, sistemin zaman aşımına tahammülü yoktur. Buna da, “indirgenemeyecek komplekslik” denir. Onların iddiaları ise daha teoriye bile çıkamamış, hipotezde kalan varsayımlardır. Çünkü bilim değeri olmadığı için müzakereye alınmamıştır.

Aslında bunların yaptıkları kompleksten kaynaklanan bir inat uğruna çılgınlıktır. Bunları ciddiye almak dahi insanlıktan istifa etmeyi gerektirir.

Günümüzdeki modern bilim dalı olan kuantum fiziği ise, bir üst akıl tarafından bu sistemin ve kâinatın idare edildiğini açıkça ilan etmiştir. Bediüzzaman Hazretleri ise: “Akıl ve ilim ve fen hükmettiği istikbalde, elbette bürhan-ı aklîye istinad eden ve bütün hükümlerini akla tesbit ettiren Kur’an hükmedecek“ demiştir.

Temsilî bir rivayete göre, bir adamın avladığı küçücük serçenin bile o avcıya: “İmkansızı kim söylerse söylesin inanma.” diye nasihat ettiği nakledilir. 

Değil fıtrî olan harika sanatın şahikalarına, en basit olan insan sanatına bari benzeyen bir tesadüf gösterememenin hesabını vereceklerdir. Bu meseleyi Bediüzzaman: “Bir köy muhtarsız olmaz. Bir iğne ustasız olmaz, sahipsiz olamaz. Bir harf kâtipsiz olamaz, biliyorsun.” diye formülize ve hülâsa eder. Ben bizzat bu temsillerle bir çok kişinin imanının kurtulmasına vesile olduğumu misallerle ispat edebilirim.

Yine Bediüzzaman: “Her şeyi maddede arayanların akılları gözlerindedir; göz ise maneviyatta kördür.” diye bunların; ayet-i kerimenin ifade ettiği gibi manen kör ve sağır olduklarını izah ve ispat eder. 

Demek; tam tavazzuh etti ki; “Cennet ucuz değil, cehennem dahi lüzumsuz değil.” “Zalimler için yaşasın cehennem.”

Okunma Sayısı: 1799
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • S.topuz

    16.7.2022 07:30:47

    ÇARE VAR: O da tüm inananların,bilhassa İSA aleyhisselam ümmeti ile MÜSLÜMANLARIN ,bu dinsizlik, ahlaksızlık ve HUKUKSUZLUKLARA ve de KATLİAM VE KIYIMLARA beraberce engel olup,manevi bir SEFERBERLİK İLAN EDEREREK, İNSANLIĞA SIRADIL MÜSTAGIMİ gösterip,İman ve KUR'AN Tefsirleri Risale-i NURLARLA Sahili Selamete ulaştırması şarttır. Bunun başka alternatifi kalmamıştır. Vesselam.

  • S.topuz

    16.7.2022 07:30:09

    Hem Deccal'ın rejimine ve teşkil ettiği komitesine ve hükûmetine ait garib halleri ve dehşetli icraatı, onun şahsıyla münasebetdar rivayet edilmesi cihetiyle manası gizlenmiş. Meselâ: "O kadar kuvvetlidir ve devam eder; yalnız Hazret-i İsa (A.S.) onu öldürebilir, başka çare olamaz." rivayet edilmiş. Yani, onun mesleğini ve yırtıcı rejimini bozacak, öldürecek; ancak semavî ve ulvî, hâlis bir din İsevîlerde zuhur edecek ve hakikat-i Kur'aniyeye iktida ve ittihad eden bu İsevî dinidir ki, Hazret-i İsa Aleyhisselâm'ın nüzulü ile o dinsiz meslek mahvolur ölür. Yoksa onun şahsı bir mikrop, bir nezle ile öldürülebilir."(Şualar - 581). Demekki, DECCALİZMİ tamamen yok etmek eşyanın tabiatına ters ve iman- küfür mücadelesi de KIYAMETE kadar devam edeceğine göre, o zaman tek ÇARE VAR:

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı