Mesela güneşin sıcağından bazıları sıkıntı çekerken, bazılarının da hoşuna gider lezzet alır. Kış mevsimini kimi severken kimi nefret eder. Bu her şey için böyle çeşitlenir gider.

Ramazan ayı içinde aynı şey geçerlidir. Kimileri lezzet alır ruhi yükselişe geçerken, kimileri üzerine yükümlü olduğu görevi yerine getirmediği için bu aydan ve bu ayın gelmesinden sıkıntı duyar. Çevrenize baktığınızda bunu rahatlıkla görürsünüz. Bu ayın gelişinden rahatsız olan olduğu gibi, gidişinden üzüntü duyanlarda mutlaka vardır.

Bu günlerde hissettiğim haletlerden biri tamda bu. Ve bu ay içinde yaşadığım ve son senelerde sıkça gördüğüm “Oruçsuz İftar sofraları” ve içkili restaurantlarda iftar yemeği...

Evet yanlış okumadınız. Bir davet, yer içkili bir restaurant, amaç iftar yapmak. Soruyorum nasıl olacak?

Cevap: İçkili kısım iç tarafta, biz dış kısımda olacağız.

Eeee?

Bize tasavvuf müziği, onlara âlem müziği.

İyi size göre konsept güzel demek ki bu da “ahirzaman iftar sofrası.”

Bardak aynı, çatal aynı hava aynı, Allah’ın (c.c.) buğz ettiği ortam aynı..

Bu da oruçsuz iftar sofrasına bir örnek:

Yer: İçkisiz Restaurant

Düzenleyen: Özel Şirket

Davetli sayısı: 32

Oruçlu kişi sayısı: 3

Masadaki yaş ortalaması: 29

Hasta sayısı: 0

Nefse göre geçerli mazeret: Yoğun iş temposu

Ya Resulullah şimdi anlıyoruz ahirzamanın iftar sofralarını şimdi görüyor ve duyuyoruz. Zenginlerin zengini davet ettiği, fakir ve yoksulların unutulduğu, gösteriş ve israf sofralarını. Evet mazeret çok hem de çok günümüzde... Hastalıkların artması, hızlı ve yoğun iş tempoları, oruç süresinin kışa göre uzun olması ve ahir zamanın sonuna doğru hızla ilerleyişimiz… Her şeyin bozulduğu son dönemlerde Ramazan ayının manevi hayatınında gitgide bozulduğu her senenin bir önceki seneyi arattığı, içinde “açıktan oruç yemeler, saygıdan mahrum ve ilim adamlarının dahi Ramazanın mahiyetini bilmediği veya bilip anlatamadığı içi boş ama dışı çok ama çok süslü Ramazan aylarını geçiriyoruz. Oruç nasıl bozulur, neyle orucumu açsam daha efdal olur, gibi klasik cümlelerin kurulduğu ama “niçin oruç tutuyoruz” sorusunun pek az sorulduğu Ramazanlar…Evet yine saçma sorularla Ramazan’ın o ulvi havasını bir reyting makinasına dönüştüren programlar.

Evet maalesef üzücü bir o kadarda gerçek durumlar. Bir gerçek daha ve biz bir Ramazan ayını girdik ve sonunda ömrümüz yeterse nihayete erdireceğiz. Rabbim bizi önce bayrama sonra bir sonraki Ramazan’a kavuştursun ve bu özel günleri hakkıyla eda eden kullarından eylesin.

Hayırlı Ramazanlar.