"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

REM 2014 hızlandırılmış eğitimden izlenimler...

Şüheda KALE
31 Temmuz 2014, Perşembe
Ramazanı en güzel nasıl geçirebilirdik, nasıl ihya edebilirdik? Tabiî güzel geçirmek isteyen bulunduğu mekânı, zamanını en güzel şekilde değerlendirebilir. Fakat bir Müslüman için bazı mekânlar vardır; Mekke-i Mükerreme, Kâbe-i Muazzama, Mescid-i Nebevî…
Asr-ı Saadet mekânı… Oralarda Ramazan ayını geçirmenin tabiî ki de tadına doyum olmaz. Rabbim hiç gidemeyenlere hayırlısıyla gidebilmeyi, gidenlere bir daha gidebilmeyi nasib etsin inşaallah.
Benim için, Ramazanı geçirebileceğim en güzel ikinci bir yer oldu hızlandırılmış eğitim. Neden mi dersiniz? Ee geldiğimiz yer bir medrese, amacımız zikir, fikir, şükür desek az kalır. Dolu dolu geçen Risale-i Nur dersleri… Ve de 40 kişiyle beraber yaşamak kolay değildir aslında uzaktan bakıldığında. Ama bizim için bir zevk haline geldi kardeşlerle bir ay aynı ortamda bulunmak. Hatta kimimizin ne zamandır arzuladığı bir program... Zihinlerde belki Ramazan ayı diye zorluklar olabilir düşüncesi vardı. Bu tereddütle gelmişti bazılarımız. Tabiî ki zorluklar oldu. Fakat “Zahmette rahmet vardır” kaidesiyle gönlümüzü rahatlattık. İşte bulunduğumuz mekân tabiri caizse adeta en konforlu bir Medrese-i Yusufiye oldu bizim için.
Gecelerimiz gündüz, gündüzlerimiz gece oldu. Nefsimizin karıştığı, şeytanın uğraştığı zamanlarımız oldu. Programın hızlandırılmış olmasından dolayı da bir yoğunluk vardı. Fakat her zorluğa rağmen her şey çok güzeldi ve çok çabuk geçti. Kimimiz şarktan, kimimiz garbtan, kimimiz şimalden, kimimiz cenubtan  gelmiştik. 33 tesbih tanesiydik adeta; imamemiz Nur Hacınebioğlu ablamız… Ve bizim sağ kolu olarak gördüğümüz Fatma Cin vakfımız… Ve birbirinden tatlı dört tane vakıf temsilcimiz. Kaynaşmak pek de uzun sürmedi. Kısa bir zamanda görülmeye, tadılmaya değer bir uhuvvet ortamımız oldu.
Peki neydi bizim gayemiz? Böyle bir arada toplanmamızın amacı neydi? Herkes okulları bittikten sonra evlerine gitmişken biz neden buraya gelmiştik? İşte biz, Risale-i Nur’u daha iyi idrak edebilmek adına, hizmetimize hizmet katmak adına, dâvâ adamı olabilmek adına toplandık bu nurlu mekânda. Rabbim bizlere nasip etmişti elhamdülillah. Ne kadar şükretsek azdı ya! İnşaallah şükrümüzü, edeceğimiz hizmetlerle yerine getirebiliriz.
Aslında sadece Risale öğrenmek için gelmemiştik buraya. Belki aklımızda sadece o vardı, fakat hayatımıza dair birçok şey öğrendik. İki cihan saadetimiz için… Karşımıza çıkacak olan birçok şey adına… Nefis terbiyesi terapisi aldık bir bakıma. Düşüncelerimi, duygularımı daha saymakla bitiremem belki de. Çünkü kendi adıma çok şey öğrendim bu programda. Cümlelerimle ifade edemem, fakat duâlarımla Rabbime binlerce kez şükrediyorum.
Tabiî herkesin programa dair birçok duygu ve düşüncesi vardı kâğıtlara, kalemlere sığmayan. Fakat biz bu duygu ve düşüncelerimizi kısaca toparlamaya çalıştık.
İşte programımıza dair kısaca hissiyat ve fikriyatımız:
Nur Hacınebioğlu: Cennetasa baharın nesl-i cedidi, şefkat kahramanlarıyla İstanbul’da zamanı dondurmak… Ve ilmek  ilmek örmek haliçesini hatıratın, karşılıklı tahtlarda tekrar temaşa etmek üzere…
Fatma Cin (İstanbul Vakfı): Ramazan-ı Şerif’te unutulmaz program... İhlâs, uhuvvet, iktisat…
Büşra Çağlar (Vakıf Temsilcisi): Tesbihin zikir taneleri, hepinizi çok seviyorum…
Büşra Maden (Vakıf Temsilcisi): Ahir zamanda Nur-i Muhammed’in (asm) dâvâsını sürdürmek duâsıyla…
Eda Maden (Vakıf Temsilcisi): Sevgi, dostluk, muhabbet, Kur’ân hadimleri, uhuvvet, tesanüd…
Zeynep Kütük (Vakıf Temsilcisi): Rem 14 Uhuvvet, büyük bir nimet. Sizi çok seviyorum..
Kübra Kılıçaslan (Afyon): Güzelleşen fıtratlar…
Habibe Gül Çetinkaya (Ağrı): Yeni kardeşlikler edinirsin bazen… Ve onlarla hayatının en güzel anlarından birini yaşarsın.
Rümeysa Kurt (Alanya): Değişim noktası…
Şerife Dağcı (Alanya): Kardeşlik :) Ya Hadii, Ya Hanii...
Büşra Nur Uyanık (Ankara): Hep bir koşturmaca…
Döndü Nur Tokmak (Ankara): Bitme düşüncesi bile beni duygulandıran program…
Rümeysa Nur Söğüt (Ankara): Fedakârlık, sadakat, muhabbet…
Zeynep Zuhal Kavşut (Ankara): Dolu dolu 25 gün.. Ama olur olmaz şeylerle değil! Dâvâ vekilimiz Risale-i Nurlarla dolu güzel 25 gün… Karşılıklı tahtlarda buluşmak ümidiyle…
Betül Şeker (Ankara): Dâvâ kardeşlerim…
Büşra Asar (Ankara): Yeni bir başlangıç…
Büşra Yetim (Bolu): Gece ile gündüzün yer değiştirdiği feyizli günler.
Tuba Demir (Bolu): Kısa sürede öz, kıymetli arkadaşlıklar…
Buse Adalı (Bursa): Güzelliklerin farkına varmak…
Kübranur Çoruh (Bursa): Ve tabiî ki kopmaz kardeşlik bağları…
Mürşide İbileme (Bursa): Feyizli müthiş bir program.
Fatma Can Çakmak (Denizli): Haram da neymiş!
Müberra Güldiken (Elazığ): 33 dâvâ arkadaşı, aynı fikirler…
Şule Yaşar (İstanbul): Cennette karşılıklı tahtlarda oturup izleyeceğimiz çok mutlu 25 gün…
Zeynep Açıkgüloğlu (İstanbul): Rabbim bir daha böyle güzel ortamlarda böyle güzel insanlarla yaşamayı cennette de nasip etsin.
Sevde Canoğlu (İstanbul): Hızlı, samimî, bol kardeşli, Ramazanlı 25 gün …
Elif Büşra Doğan (İstanbul): Hayatımda takılan en güzel lâkabın menşei, fıtrî ..
Ayşe Büşra Dinç (İstanbul): Yeni yeni renkler, yeni yeni desenler, yeni yeni bilgiler…
Büşra Er (K.Ereğli): Sayfalarca tefekkür…
Nurefşan Kuranlı (Kırklareli): İlmin dibine vurduk!
Gülçin Süzgün (Konya): Zeki muhatap ve şefkatli kardeş…
Merve Erduhan (Konya): Meşveret-i umumiye… Kardeşlerimle..
Aslı İlkdoğan (Kütahya): 33 tesbih tanesi, birlik, beraberlik, uhuvvet… Uyku, temizlik, nöbet…
Hatice Özdemir (Sivas): Zaman kavramının anlamını yitirdiği anlar…
Kübranur Kılıç (Sivas): Uykumuz bile ibadet…
Nurefşan Baki (Trabzon): Uhuvvet.
Sevdenur Kasar (Trabzon): Bast-ı zaman yaşadığımız nurlu anlarımız…
Hatice Sümeyra İnan (Mersin): Ramazan, muhabbet, kardeşlik, Risale-i Nur…
Ve paha biçilemeyen dostluklar, kardeşlikler… Bitmesi hiç istenilmeyen muhabbetler… Bu dünyada elbette her güzel şeyin bir sonu var. Fakat biz baki bir âleme çalıştığımızdan  bu âlemdeki sonlara ehemmiyet vermeyerek programımızı bitirdik. Elbette ki kalpte hüzün vardı. Fakat ne demiş Üstad Bediüzzaman Hazretleri: “Böyle dostluk ve kardeşliğin firakı yok, hep visaldir.’’ Rabbim, bu tesbih taneleri arasındaki uhuvvet ipini hiçbir zaman koparmasın, bizlere, yine böyle nurlu mekânlarda, bilhassa Cennetü’l-Firdevs’te buluşmayı nasip etsin inşaallah…
Kendini bu hizmete adamış olan, üzerimizde emeği geçen, bizim için uğraşan, yanımızda olamasa da telefonlarıyla yardımımıza koşan bütün ağabeylerimizden ve ablalarımızdan Rabbim ebeden razı olsun. Bizim için çok uğraştınız. İnşaallah emeklerinizin karşılığını hizmetlerimizle, duâlarımızla yerine getirmeye çalışacağız. Rabbim hizmetimizi daim etsin. DÂVÂ ADAMI olabilmek yolunda ilerlemeyi, her daim nasip etsin inşaallah...

Okunma Sayısı: 3046
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Eda Maden

    11.8.2014 23:27:00

    Kalemine sağlık. Allah razı olsun. Çok güzel yazdırılmış. :):):)

  • zeynep kütük

    2.8.2014 19:58:00

    Allah razı olsun kardeşim.Çok güzel yazmışsın.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı