"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Artistler döneminin sonuna gelirken...

Şükrü BULUT
21 Mart 2022, Pazartesi
Bu köşeyi dikkatlice taakip eden okuyucularımızdan bazıları, yaklaşık yirmi sene önce kaleme aldığımız “ARTİSTLER DÖNEMİ” başlıklı yazıyı hatırlarlar.

İnsani hürriyet ve demokrasileri, gayr-ı meşru yollarla gasp ettikleri kapitalle olabildiğince kötüye kullanan NEOLİBERALLERİN yükseliş dönemlerinde kaleme almıştık. Özde Marksist ve zahirde liberal siyasetçilerden bahsetmiştik. Sermayenin belli merkezlerde toplatılmağa başlandığı bu dönemin şöhretli aktörlerin isimlerini… Elbette başrollerde Ronald Reagan olacaktı. Sonra Arnold Schwazenger, Bayan Thatcher, Turgut Özal, Helmuth Kohl, Silvio Berlusconi ve daha niceleri… Siyasete atılan bu artistlerin meslek olarak da artist olmaları gerekmiyordu. Bazıları bilmecburiye kostümlerini giyerek sermayenin desteğinde sahneye çıkmışlardı. Ve kısa zamanda bu artistliğe alışıyorlardı.

Bu artistlere, mevsimin “acı meyveleri” olarak da bakabiliriz. Karl Popper, Milton Friedmann, Hayek ve diğer Marksist feylesofların düşünceleriyle oluşan yalancı bir mevsimin neticeleriydi. Kapital, medya, propaganda, reklam, küresel irtibatlar ve nihayet global hegemonya hedefli projeler, ister istemez artistleri gerektiriyordu. Bediüzzaman’ın; “LİSAN-I SİYASETTE LAFIZ MANANIN ZIDDIDIR” ifadesinin bir nevi pratiğini yapıyorlardı, siyasetteki artistler. Bu düşüncenin temel felsefesini bilemeyenler, küresel sermayenin tetiklediği heyelanlarla kıta değişimleri karşısında şaşırıp kalmışlardı. Ve bu dehşetli gücü ”karşı konulmaz” telakki eden çok devlet idarecilerinin beyanlarını, medyanın arşivlerinden okuyabilirsiniz.

Elbette hakikat böyle değildi. Peygamberimizin haber verdiği ahir zamanda, dinsizlik cereyanları dünyayı zabtederek ilâhlıklarını ilân ediyorlardı. Onların bu maddeci sihir/manyetizmaları karşısındaki şaşkınlar; TAHRİPKÂR DALGANIN geçici olduğunu bilemiyorlardı. İnsan hürriyetleri ve demokrasilerin para ile alınacak kadar ucuz olmadığını bilmeden her şeye maddi fiyat biçenler, insan hayatlarının, kanlarının ve büyük mücahedelerinin üzerine inşa edilmiş demokrasilerin karşılıklarının kan ce can olabileceğini henüz anlamaya başladılar.

Varşova Paktı’nın dağılmasıyla sahneye çıkan ilk artistlerin devamları Sarkozy, Rassmussen, Çöl tilkisi Blair, Merkel, Von den Leyen, Rutte ve Strausçu Amerikalı Şahinlerdi… Daha sonra Rothshildlerin sahneye çıkardığı Macron ve YEŞİLLER GURUBU… Tıpkı bugünlerde; Kiev’in ilk bayan artisti Juliya Timoşenko’nun kaprislerine rağmen Harry Potter kahramanına dönüştürülmeye çalışılan Zelensky gibi… Global Marksist kapitalist sermayenin Galiçyalı Zelensky’i aşırı derecede reklam etmesi, Macron ’un kimyasını bozduğunu, da medyadan öğreniyoruz. Rothschildlerin eski elemanı, boş zamanlarında Zelensky ’nin hareketlerini çalışıyormuş.

Bütün bu artistlerin en önemli ortak özellikleri; neoliberal sermayeye dayanmış olmaları, organize ve pazarlamalarının daha çok Davos üzerinde planlanması, Marksist liberal ahlakı temel almaları, milli devletlere nasyonalist üniformalar içinde savaş açmaları, global ağları ve servislerinin çok kuvvetli olmaları, sosyal devlete ölümcül düşmanlıkları, ellerindeki medya kuvvetiyle karşıtlarına psikolojik baskı uygulamaları, semavi dinlere düşman olmaları, AB’ye olan kin/intikamlarını gizleyebilmeleri, yenilik ve bilimsellik adına yaratılış kanunlarını değiştirmeye kalkışmaları, çoğu sahnelerde düşman karakterlerini de oynamaları ve mutlak rüşvet ve istibdat ile hareket etmeleri olarak öne çıkabilir.

Kendilerini zirvede ve global iktidarlarına ramak kalmış gördükleri bir zamanda, milli devletlerin semavi dinler sabahındaki uyanışı, güneşlerini guruba yöneltti. Hipnotizmanın da bir süresi var. Sineği uzun bir zaman için kartal olarak kabul ettirmek mümkün değil. Ahir Zaman filminin galasında ortaya çıkan bu artistlerin bir başka özelliği ise, ekserisinin Yahudi olmaları. Semavi din olarak Yahudiliği, dinsizliğe karşı müttefikimiz biliriz. Gel gör ki Ahirzaman Peygamberi, her türlü tahribatı oynayacak bu filmin kahramanlarının ekserisinin Yahudi olacağını haber vermiş. Bizim görevimiz sadece “HABERCİ”nin haberini köye duyurmak… O kadar…

Okunma Sayısı: 2903
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Zeliha

    22.3.2022 14:24:56

    Emeğinize sağlık. Allah razı olsun. Aslı da mesele çok açık ve net. Ama din düşmanları aldatma ile iş gördükleri için resmi net göremiyoruz. Zor bir pazılı bir araya getirmek gibi. Gayretinizi tebrik ediyorum

  • Hüseyin

    21.3.2022 13:38:23

    Artistler sadece sinemada değiller, her yerdeler ; ekonomide, sanatta, tıpta, bilimin hemen hemen her alanında, strateji gibi konularda uzmanlık adı altında artistlik yapanlar, yol gösterenler racon kesenler çoktur...parayı, gücü, makamı kapıp artistlik yapanlardan geçilmiyor . Rusya ukrayna savaşında artistlerin meydan okumaları karşısında, mazlumların çaresizliğini seyrediyor insanlık. kuzuların sessizliği filmini izler gibi. artistlerin, yamyamların, medeniyetten, insanlıktan, vicdandan nasibini almamış artistlerin sahneye koydukları kanlı oyunu seyrediyoruz her gün.. Artistler ve bilumum kötülerin, İnsan olma aşamasında olmayan primatlar demokrasinin nimetlerinden yararlanarak bukalemun gibi hareket ederek, gizli ajandalarıyla toplumu artistlikleriyle aldatıyorlar .. Sonrası iyi başlayan kötü biten dramatik filmler ...

  • Sertaç LÜSER

    21.3.2022 12:02:11

    Sineği kartal gibi göstermeye değil,tavus kuşu suretinde insanlara pazarlamaya kalktıkları için,süslü ve hipnotizma ayarında bir müdahale oluyor.Her cenahı bu yönde deneyip eskileri yüz üstü bırakıyorlar.

  • Esma

    21.3.2022 11:07:37

    İnsanlığa zararlı filimlerde oynatılmış bir sürü aktörler, artistler ve medeniyet düşmanlarının hikayesi gibi anlatmışsınız. Allah razı olsun.

  • Hasan

    21.3.2022 08:32:15

    Avrupa siyasetindeki önemli yakın olayları özetleyen bir makale olmuş. Olay aslında kıyamete hazırlık gibi görünüyor.

  • Haşim Özkan

    21.3.2022 08:28:42

    Haberiniz köye ulaşmıştır.Allaha emanet olunuz.

  • Ömer

    21.3.2022 02:47:48

    Büyük resim işte budur. Dar olaylara saplanmadan, gepgeniş bir bakış açısı. Demokrasiyi kötüye kullanarak kendi güdümlerindeki kukla artistleri kapital desteği ile ülkelerin başına şirketlerine CEO atar gibi bela eden bu çetenin en büyük düşmanı, büyük bir halk desteği ile ülkelerini idare eden hakiki liderlerdir. Ne garip ki bu liderler hep bir semavi din ve o dinin mensuplarının samimi desteğiyle ayakta durabiliyor. Demek Davos, DSÖ, BM, NATO gibi uluslar üstü kuruluşlar üzerinden küresel bir hakimiyeti bir nevi rububiyet tasavvur ederek ahmakçasına ilahlıga soyunan bu cereyan efradlarının hakikatte en büyük düşmanları ileride ittifak edecek bu iki semavi dindir. O yüzden kavga, iman ile küfrün kavgasıdır. Turnusol kağıdımız ise lgbt meselesidir.

  • S.topuz

    21.3.2022 02:41:17

    "ON DÖRDÜNCÜ MESELE: Rivayette var ki: "Deccal'ın mühim kuvveti Yahudi'dir. Yahudiler severek tabi olurlar." اَللّٰهُ اَعْلَمْ diyebiliriz ki bu rivayetin bir parça tevili Rusya'da çıkmış. Çünkü her hükûmetin zulmünü gören Yahudiler, Almanya memleketinde kesretle toplanıp intikamlarını almak için Komünist Komitesi'nin tesisinde mühim bir rol ile Yahudi milletinden olan Troçki namında dehşetli bir adamı, Rusya'nın başkumandanlığına ve terbiye-gerdeleri olan meşhur Lenin'den sonra Rus Hükûmetinin başına geçirerek Rusya'nın başını patlatıp bin senelik mahsulatını yaktırdılar. Büyük Deccal'ın komitesini ve bir kısım icraatını gösterdiler. Ve sair hükûmetlerde dahi ehemmiyetli sarsıntılar verip karıştırdılar." Şualar[Y] - 480

  • S.topuz

    21.3.2022 02:36:13

    "Rivayetlerde eşhas-ı âhir zamanın fevkalâde iktidarlarından bahsedilmiş. وَ الْعِلْمُ عِنْدَ اللّٰهِ‌ bunun tevili şudur ki: O şahısların temsil ettikleri manevî şahsiyetin azametinden kinayedir. Bir vakit Rusya'yı mağlup eden Japon Başkumandanının sureti; bir ayağı Bahr-i Muhit'te, diğer ayağı Port Artür Kalesi'nde olarak gösterildiği gibi şahs-ı manevînin dehşetli azameti, o şahsiyetin mümessilinde hem o mümessilin büyük heykellerinde gösteriliyor. Amma fevkalâde ve hârika iktidarları ise ekser icraatları tahribat ve müştehiyat olduğundan fevkalâde bir iktidar görünür. Çünkü tahrip kolaydır, bir kibrit bir köyü yakar. Müştehiyat ise nefisler taraftar olduğundan çabuk sirayet eder." Şualar[Y] - 479

  • Rehanur

    21.3.2022 01:15:52

    Ortak özelliklerinden biri de fıtrata mugayir olmaları, diğeri ise Hıristiyan Müslüman ittifakını baltalamaya çalışmaları olabilir. İnşallah rivayet i Nebevi tahakkuk edecek. Bu hususlar AB muvacehesinde daha net görünmekte.Devam ediniz lütfen.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı