"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Dinî cemaatlerimiz ve Türk gençliğinin eğitimi…

Şükrü BULUT
24 Ocak 2022, Pazartesi
Gençliğimizin problemleri, meselelerinin tanımlanması ve çözümü hususunda; Türkiye medyasında en fazla gayret gösteren cemaatlerin başında Risale-i Nur Talebelerinin geldiğini görmek isteyenler Yeni Asya Gazetesi’nin arşivlerine girebilir ve elli üç senelik neşriyatını ve yayınladığı kitapları inceleyebilirler.

Bu yayınların hemen hepsi de; Bediüzzaman’ın Kur’ân’dan ve hadisten çıkardığı derslere dayanıyorlar. Ve onun gençlik için, kendi Kur’ân tefsirinden derlediği “Gençlik Rehberi” eserinin neşrinden dolayı pir-i fani haliyle ta İstanbul’a mahkemeye nasıl celbedildiğini de öğrenirler… Gençlik meselesinin, Peygamberimizin (asm) Medine pratiğinden hareketle her asırda Müslümanların ilk meselesi olduğunu da hatırlatabiliriz. Peygamberimizin (asm) Suffe Medresesi’nden, Ebu Derda’nın Şam-ı Şerif’e taşıdığı büyük külliyeye kadar, Müslümanların eğitim anlayışında gençlik hep ilk sırayı almıştı…

Tarihte Müslümanlar kadar “gençliğe önem veren” bir başka hareketin de; materyalizmin, sanayi devriminden sonraki örgütlenmesi yıllarına uzanan ve daha sonra Marksizm kimliği ile ortaya çıkan hareket olduğunu biliyoruz. Zamanımızın “fikir meydanına” dökülenleri dikkatlice süzdüğünüzde yine farklı iki görüşle, renkle ve yaklaşımla karşılaşacağımızı biliyorsunuz. Detaydaki metot değişiklerini burada nazara almıyoruz. Münafıklıklarından dolayı Marksist kimliklerini ve semavî din düşmanlıklarını gizleyen “saldırgan” Türk Solunun; bilimsel verileri nazara almadan, genelde Müslümanlara ve özelde dinî cemaatlere yaptığı suçlamanın özünde neyi sakladığını da hatırlayalım. Onların cemaatlere yönelttikleri istibdat, baskı, çağ dışı eğitim, gizlilik, TC’yi ele geçirmek için kadrolaşmak, hayatı yok eden hürriyetsizlik, gizli örgütlenme gibi suçlamalar içindeki bazı unsurlara aşinasınızdır. Zira en az yetmiş senedir duyduğumuz şeyler… Ve bunlarla Müslümanlara “suçluluk psikolojisi” yaşatabileceklerini zannediyorlar.

İnsan mert olmalıdır. Zira yaratılışında bu vardır. Yalan, gizlilik, entrika ve münafıklık şeytanın özelliklerindendir. Dinî cemaatlerdeki “dinî eğitimin doğrularını-yanlışlarını” tartışabilmemiz için, önce Türkiye’nin hayatî ihtiyacı olan hürriyeti ve demokrasiyi konuşmamız gerekmez mi? Türkiye solunun şikâyet ettiği hususların birer sebep ve başlangıç olduğu telâkkisi temelden yanlıştır. Dinî cemaatler, tek partili Kemalizm’in ve daha sonra Kemalistlerle masonların dışarıdan aldıkları destekle sebep oldukları ihtilâllerle yıllardır; ecdatlarının uğruna şehit olduğu mukaddes değerlerin çiğnendiği öz vatanlarında, baskılarla ve zulümlerle bu hale getirilmişlerdir. Yani solun dinî cemaatleri suçladığı hususlar, birer netice olabilir. Dinin hayata aksini yasaklayanların, dindarlara zulüm derecesinde baskı uygulayanların, Bolşevizm ile aynı cinsten yapılmış Kemalizm gömleğini çocuklarımıza zorla giydirenlerin, ecdadımızı ve geleneğimizi itibarsızlaştıranların “Türk gençliğinin eğitimi” meselesinde konuşabilmeleri, yalnızca cehaletimizden kaynaklanıyor. Bin senelik tarihimizi, değerlerimizi, insaniyetimizi, ecdadımızı ve dinimizi nasıl tezyif ettiklerini yeni kuşaklara, yine Kemalistlerin baskılarıyla anlatamadığımızdan konuşabiliyorlar.

Enes Kara intiharı meselesinde öyle veya böyle dinî cemaatleri tenkit edenlerin hepsinin ortak noktası, “demokrasi ve temel hürriyetler” düşmanlığı değil mi? “Hayır, biz başka bir açıdan olaya bakmak istiyoruz” diyenlerin öncelikleri de hürriyet ve demokrasi olmalıydı. Demokrasinin olmadığı yerde adalet de olmaz. Hürriyetin beşiği sayılan Paris’te hukuk alanında çifte doktora yapmış merhum Ali Fuat Başgil’in “Din ve Laiklik” eserini okuyanlar, Kemalistlerin bolşeviklere özenerek ülkemizde yirmi sekiz sene boyunca “din eğitimini” nasıl yasakladıklarını öğreneceklerdir. İnsan olarak en temel hakkımız olan evlâdımızın iyi eğitiminden bizi mahrum eden zihniyetin taraftarları, kalkmışlar dinî cemaatlerin “çocuk eğitimini” tenkit ediyorlar. Ve ilginç olan yanı ise, bunu hürriyet ve demokrasi adına yaptıklarını söylemeleri… İsterseniz sakin bir kafa ile önce anayasamızı okuyalım ve daha sonra da bu metinlerin icbarıyla Millî Eğitim Bakanlığı’mızın ihdas ettiği maddeleri, yönetmelikleri ve tatbikatı gözden geçirelim. Fecaat… ABD’de ve AB’deki demokrasinin, hukukun ve insanî kriterlerin eteğine ulaşamayacak haldeki “12 Eylül zihniyetinin neticelerini” göreceğiz. Bin seneden bu yana Kur’ân’a ve İslâm’a bayraktarlık yapmış bir milletin evlâdı olarak nasıl kelepçelendiğimizi, kanun ile konulan kayıtlarla yürüyemez hale geldiğimizi aklı ve gözü olan herkes görebilir.

Dinî cemaatlerin tek adama bağlı yanlış idarelerini, eğitimdeki yanlışlarını, medeniyetin iyiliklerinden yararlanamamalarını, devlet ile irtibatlarındaki çarpıklıklarını ve bütün milleti kucaklayamamalarındaki arızalarını, ancak hürriyet ve demokrasi ortamlarında konuşabiliriz. Müslümanların cehaletle içine düşürüldükleri istibdat çukurunun da farkındayız. Kaç defadır; dinî cemaatlerimiz rey verdikleri şu hükümetin zamanında insafsızca hırpalanıyorlar, biliyorsunuz. Rey mukabili bazı dinî cemaatlere yardım eden ve siyasetinde ağırlıklı olarak “dini kullanan” AKP hükümetinin, dinî cemaatlere karşı olduğunu bilmiyor muyuz? Dinî cemaatlere kimliklerinden soyutlanmalarını salık veren AKP hükümeti ile başka bir üslûpla onların yurtlarını ve eğitimlerini tenkit edenlerin aynı yerden beslendiklerini bilemeyenlere “Allah basiret versin” diyoruz. Dinî cemaatler karşıtı bu iki zıt kutbun (siyasal İslâm ve Atatürkçülük) buluştukları ortak paydayı da söyleyelim: Demokrasi düşmanlığı… Türkiye’mizde demokrasi olsaydı; ne din, ne milliyet ve ne de ırkçılık siyasî malzeme olarak pazara düşmezdi. Atatürkçülüğe olan samimî tutkuları da AB düşmanlıklarındaki ittifaktan geliyor. Bir başka ortak düşünceleri ise “tek adama” bağlılık. Yalnız bir fark ile… Birisi ölmüş, diğeri ise yaşıyor. Enes Kara olayını en fazla reye dönüştürecek partinin de AKP olduğunu bir yere not edebilirsiniz. Neden mi? Tek adama alıştırılmış bazı dini cemaatler millete güvenemiyor ve demokrasiye de inanmıyorlar. Üflenen korku ile akşamlayıp sabahlıyorlar. “Ya AKP giderse…”

Okunma Sayısı: 2835
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Zübeyir

    3.2.2022 18:31:02

    Harika tespitler, böyle tespitler hadiseleri geniş açılı değerlendiren Nur cemaatine ve yeni Asya’ya nasip olur. Bir çok çarpıtmanın cevabı verilmiş. Bu yazı, yılların birikimini taşıyor, tebrikler

  • Nabi

    24.1.2022 22:44:08

    İktidarını biraz daha uğratmak adına din başta olmak üzere her bir şeyi alet eden/edebilen bu günkü iktidar eline geçirdiği devlet gücünü ve imkanlarınıda adaletsiz hakkaniyetsiz merhametsiz insafsızca tepe tepe kullanmağa devam ettiğini çok açık görmekteyiz.Muaccel (peşin)ücretleri istimal etmek suretiyle insanları,hasseten iş verdiği nimetlendirdiği kişileri midelerinden avlamaktadir.İnsanımız münim-i hakiminin Cenab-ı Hak olduğunu bilmezse zahiri sebeblere kelb gibi bağlanırsa AKP bin hakiki niyetini göremez aldanma/aldatılma türbülansından kurtulup doğru yola girmesi/doğru tercihlerde bulunmasıda o denli zor olacaktır.Önce doğru teşhisi iyi koyup çözümleri de buna göre sıralamak icab etmektedir.Selam ve dua ile Allah C.C. hepimizin yar ve yardımcımız olsun Amin.

  • Nura

    24.1.2022 21:57:18

    Türkiye Solunun demokratikleşmesi gerekiyor, güzel bir Türkiye için. Atatürkçülük ile demokrasinin zıt şeyler olduğunu şimdiye kadar anlamaları gerekiyordu.

  • Osman

    24.1.2022 16:00:07

    Demokrasi adalet hürriyet eğitim bunların olmadığı bir ülkede hiç bir şey Olmaz. Müslümanlar islamı doğru anlamazsa Gençlik elden gider

  • Ömer Tuğrul

    24.1.2022 14:46:14

    Demokrasi olmadan cemaatlerin eğitiminden bahsetmek lüzumsuz. Resmi ideolojinin emriyle anca bu kadar...

  • Sertaç LÜSER

    24.1.2022 11:55:46

    Cemaat ve tarikatler bana dokunmayan yılan mantığından esinlenerek senelerdir gördükleri haksızlıkları görmezden geliyor.Fakat o durumun arkasındaki kemalizm'i göremiyorlar.Dinen her küfre karşı olan müslümanlar,sureti haktanı fark edemiyorlar.Rabbim basiret versin.Yazının özellikle son paragrafı pişmiş olan yemeğin kokusunun artık yedi mahalleden koklandığını fakat ev sahibinin fark edemediğini açıkça beyan ediyor.

  • İhsan

    24.1.2022 11:52:26

    Bazı dini cemaatler, demokrasinin en fazla kendilerine gerektiğini henüz öğrenemediler. Korkuları kendilerine olan itimatsızlıktan ileri geliyor. Bunu şefkatle gidermeye çalışmak da yeni asyanın görevi galiba.

  • Hüseyin

    24.1.2022 11:17:34

    prensiplere kıstaslara göre değil de kişilere biat etme temelinde yetiştirilmiş ve beslenmiş güce ve çıkarlara göre temerküz etmiş gruplarda ferdin farklı düşünmesi düşündüklerini söylemesi eleştirmesi itiraz etmesi kapı önüne konulma gerekçesidir.. Paketlenmiş düşüncelerle beslenen birbirini tekrar eden ezberlerle geçmişte yaşama ve günümüze gelememe hali günümüz gerçekliklerinden kopma  boşluğa düşme, üşüme ve hiç olma hissine neden olur .. Demokrasi bilinci verilmeli bu bilinçle hareket edilmeli..Dijital çağın ve küresel dünyanın problemleri yetmezmiş gibi gençlerini nefes alamaz kapalı bir hayata maruz bırakmamalı tarikat ve cemaatler...

  • Zeliha

    24.1.2022 09:10:07

    Meclisimizin deruhte etti asli vazifesine dönmesini hassaten milli eğitimin tam demokratik hale gelmesini beklemek ve millet olarak bu şuura ermek en büyük emelimiz olmalı. Risale-i Nur un bu derslerini yeni asyamizin bir okul gibi işlemesini şiddetle temenni ediyoruz.

  • Abdulcelil

    24.1.2022 08:28:24

    Aslında Z kuşağı diye tabir edilen gençliğimizin en büyük ve önemli eskiği namaz.. yani kalpte iman zayıf olunca ve ailedeki eğitim eksik kalınca olan oluyor istemediğimiz yönde

  • Hıdır Yıldırım

    24.1.2022 05:26:25

    Mükemmel bir analiz yapılmış. Konu detaylı bir şekilde ele alınmış.Bu tesbitlere katılmamak mümkün değil. Gençleri bu demokrasi ve hürriyet düşmanlarının elinden kurtarmak gerekir. Çünkü bunların gençlere sunduğu reçetenin sancılarını bu millet uzun zamandan beri çekiyor. Yıllardır genclere zehirli bal yedirdiler.Demokrasi ve hürriyete gönül verenlere çok iş düşüyor.

  • H.ibrahim Karahan

    24.1.2022 03:35:45

    Allah razı olsun

  • S.topuz

    24.1.2022 02:52:53

    "Erdoğan giderse halimiz nice olur?" diye korkuya kapılanlar,kendi şahsıyla beraber cümle Seksen iki milyon dokuzyüz doksandokuz bin dokuzyüz doksandokuz kişiyi tezyif edip, aşağılamaktadır. O zaman niye ve hangi kritikle ve değer ölçüsüyle 83 milyon Türkiye Vatandaşı var diye millilik pompalıyorlar MİLLİLER? Bir bilseler ANALAR NELER DOĞURMUŞ ve DOĞURMAKTADIR. Herkesin birden ÇOOOOK ALTERNATİFİLERİ mutlaka vardır. Hiç korkmaya,paniklemeye gerek yok! Sizler rahat olun,müsterih olun. Daha önemlisi HÜR İRADELİ olun. Aklınız kimsenin CEBİNDE olmasın. Seçme ve seçilme HAKKI olan her VATANDAŞ BİR ALTERNATİFTİRRRRR...Lütfen kendimize olan İTİMAT ve ÖZGÜVENİMİZİ muhafaza edelim.

  • Demokrat Avrupa

    24.1.2022 00:30:37

    Zamanında Obama gibi geldi Bush gibi gidecek diyenlere, Erdoğan’ın verdiği cevap şu şekildeydi: “Beni benzetecekseniz şuna buna değil, Atatürk’e benzetin!”. Geçtiğimiz yıllarda da Erdoğan bunu sadece laf icabı değil de, bunu söylerken samimi olduğunu icraatlarıyla da gösterdi, neticede tek adamlık ve demokrasi düşmanlığı Erdoğan ve Atatürk’ün buluştuğu nokta; sadece görünürdeki fark, birisi açıktan dine karşı, diğeri ise dünyevi emelleri için dinini siyasete alet eden…Aslına bakarsak dünyayı ahiretine tercih eden birisi dinini ne kadar sevmiş olabilir ki?

  • SALİH

    24.1.2022 00:22:08

    Kemalizm'in arkasına korkakça saklanıp dinimize ve mukaddes değerlerimize dil uzatanlar, inanç ve ahlaktan nasibini almadıklarından velveleye devam edecekler. Kaleminize ve yüreğinize Rabbim kuvvet versin.

  • Ahmet Said

    24.1.2022 00:18:29

    Adaletli tartışma ve müzakere ortamı ancak demokrasi ile temin edilir ve orada fikirler insanca serdedilir.

  • Mehmet Demir

    24.1.2022 00:16:04

    Kalemine yüreğine sağlık hocam, gerçekten güzel bir makale,Nur ve yeni asya en ideal metodunu uygulamıştır,

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı