"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Suriye savaşındaki İdlip sorunu…

Şükrü BULUT
13 Mart 2020, Cuma
İnsan unutkandır.

Zamanımızın aktüel magazinine bulaşmış insan daha çok unutkan olmuştur. Suriye Savaşı’nın nasıl başladığını, Arap Baharı fitnesinin kimlerce ve hangi gayeye matuf hazırlandığını, şu dokuz senelik sürecin parçalarını ve bu süreçte dünyamızın ilk olarak şahit olduğu terör ordularının mahiyetini unutarak veya nazara almadan; şu son İdlip hadisesi hakkında konuşanlara şaşmamak elbette elde değil.

Önce, Şam-ı Şerif merkezli bu savaşta neredeyse bütün dünyanın savaştığını, bütün dünya ülkelerini alâkadar ettiğinden altı kıt’ada devamlı gündem olduğunu ve dünya devletlerinin (görünüşte) burada ikiye ayrıldığını, Amerikalı ve İngiliz neoconların yaktıkları bu ateşin yan etkileri ile bütün yerküreyi sardığı da görmezlikten geliyoruz.

Daha önce de yazmıştık. Amerika ve Avrupa’daki düşünce enstitülerinden; para hırsıyla yanıp tutuşan bazı sermayedarların yardımlarıyla hazırlanmış projelerin; cehalet ve zaruretle tedenniye maruz bırakılmış İslâm coğrafyasında İdlip’te kördüğüme dönüşmüş problemi; BOP’u nazara almadan ve Arap Baharı sürecini tahlil etmeden çözmenin imkânsız olduğunu, nihayet bütün taraflar gördü. İşi oldu bittiye getirmek isteyen Rusya-İran ve Suriye gördüğü gibi, NATO şemsiyesi altındaki neoliberal neocon ittifakını dâvet eden AKP de gördü. Bu arada, AB adına Trablusgarp üzerinden inisiyatif alan Almanya’da çetrefilliği anlamış oldu. Yani, en az on senelik hadiselerin özeti komşumuzdaki İdlip’e, aynı zamanda bunca katliâm, iç savaş, yara ve berenin iltihap torbası olarak da bakabiliriz. Neocon neoliberal ittifakın Sincan’da Atlantik’e, hatta Amerika ve hatta Avustralya’ya kadar geniş coğrafyalardan topladığı beşyüzbin kişilik sergerdan ordusunun; hayatta kalabilmiş, vatansız ve bir yere kaçamayanların toplandıkları bir saha olarak da bakabiliriz. Belki de Amerika ile AB; burada suça katılmamışlar için ve bilhassa kadın ve çocuklara bir rehabilite planı yapmalıydılar. Mahiyeti meçhul bir maceraya sürüklenmiş bu insanlara “insanca” muhatap olmak gerekirdi. Fakat; İngiltere, Fransa ve Belçika’nın yersiz inatlarıyla bu insanlar çaresizce İdlib’e sığındılar.

İdlip’in Siyasal İslâm kimliği ile AKP’ye bakan bir yönü de; buradaki insanları rejime karşı ayaklandıran AKP’nin sorumlulukları olmalı. Düne kadar, Âlem-i İslâm’ın en saygın cemaatleri arasında yer alan ihvanı, dini siyasetlerinde kullanan siyasetçiler, fevkalâde sıkıntılı bir hâle sokmuştur. Fakat Cumhurbaşkanımızın İdlip üzerinden Suriye Savaşı’nda başa dönme gayretinin arkasında, bir başka husus da olabilir. Yani ilk ortağı olan neoconların telkiniyle, Rusya İran ittifakı’nı bitirerek NATO’nun yardımıyla düşmanı olduğu Beşşar’ı iktidardan uzaklaştırmak... Sarkozy ile başardıkları Kaddafi örneğinde olduğu gibi. Burada; hem İngiltere’nin ve hem de Fransa’nın geleneksel emperyalist ve sömürgeci refleksleri harekete geçtiyse de; AB gerçeği, NATO’da Rasmussen’in koltuğuna Stoltenberg’in oturmuş olması ve Merkel’in artık ıskartaya çıkarması; neoconlara Libya başarısını burada engelledi. Ayrıca; dış politikasında askerlerini bölgeden çekmeyi esas almış Trump’ın Rusya ile karşı karşıya gelmemesi ile birlikte; bu küresel tahribatçı cereyanın nispeten güç kaybetmesi, AKP’nin yanlış atraksiyonlarını elhamdülillah engelledi.

Burada bir gerçeği tekrar hatırlamamızda fayda var. Hem NATO’da, hem AB ve İngiltere’de ve hem de Amerika’da belli bir güce kavuşmuş neoconların tahribatına karşı çıkan Rusya’nın yanında görünmemiz; asla NATO, AB ve Amerika ile olan demokratik ittifaklarımıza zarar vermemelidir, kanaatindeyiz. Suriye Savaşı’nın Astana ve Soçi çerçevesinde hallolamayacağını, kalıcı bir barış için mutlaka AB ile ABD’nin de bu konferans ve anlaşmalara dahil olmaları gerektiğini, ilk günden beri söylüyoruz. Kamuoyunun bu meselede anlama sıkıntısı çektiği nokta; bir barış projesi olan AB ile demokrasi ve hürriyetlere taraftar olan Amerika Birleşik Devletleri’nin; Said Nursî’nin “İkinci Avrupa” ve (İkinci) Amerika” olarak nitelediği; neocon ve neoliberal ittifaklarından ayrıca ele alınmaması ve değerlendirmemesi... Yani şu savaş ve çatışmaların asıl sebebi olan sınıf ve ittifakların boyutlarından toplumun haberdar edilmemesi... İsevî, barışa taraftar ve doğru demokrasi peşindeki Batı ile; emperyalist, deccalist ve sömürgeci Batı’yı formaları, takımları, figüranları, sloganları ve icraatları ile mutlaka birbirinden ayırmamız gerekiyor.

Netice olarak; Erdoğan ve AKP’ye rağmen, bölgesel gerçekler ve bazı müsbet hareket eden aktörler ülkemizi büyük bir felâketin eşiğinden kurtarmıştır. Müslüman Türk ordusu ile Arap ordusunu çatıştırmak isteyenler tekrar açığa düşmüşlerdir.

Okunma Sayısı: 1474
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Osman

    14.3.2020 13:36:15

    Birinci avrupa ve ikinci avrupa yı temsil edenleri tanımalıyız Birinci avrupaya destek olarak İkinci avrupa nın oyunları nı bozalım Dünya ve insanlığın saadeti bu şekilde olabilir. Şunada dikkat edelim bölgede ve dünya da olan hadiseler tesadüf değil hepsi israil hesabı na yapılmaktadırbütün fitne ve fesadı çıkaranlar bunlar ve onların piyonlarıdır

  • Haydar

    14.3.2020 09:37:03

    Konu güzel seçilmiş, daha büyük pencereden bakmak daha iyi olabilir sanırım Türkiye’nin Suriye de yaptığı; 1. Arap baharı rüzgarında yanlış hareket ermek gibi görünsede BOP’u önlemek ve dolayısıyla İsrailin hedefinde olan sözde vadedilmiş topraklara genişlemesini durdurmak. 2. Sürekli tehdit eden terörü ülke sınırları dışında bertaraf etmeye çalışma

  • Hüseyin

    13.3.2020 17:38:42

    Müslüman devletler,topluluklar,gruplar ve bireyler olarak olguyu algıdan , gerçeği yalandan ,marifeti cehaletten , hakkı batıldan, hakikati hamasetten ,jttifakı ihtilaftan ,muhabbeti nefretten fark ve ayırt etmemizi sağlayan aklı; aynel yakin,ilmel yakin, hakkal yakin derecesinde kullanmadığımız müddetçe; içerde çürüme ve yozlaşma dışarda batının gelişmiş teknoloji devlerine ve devletlerine,doğunun kurnaz ve sinsi virüslerine yem olmaktan kurtulamayacağız.Binlerce şehid ve gazi vererek atalarımızın bize emanet ettiği bu topraklardaki zenginliklerden de istifade edemeyeceğız .Bizden istifade ederek büyüyenlerin kapısında ya amele ya öğrenci, ya dilenci veya mülteci olacağız...

  • Mehmet Said

    13.3.2020 14:41:39

    Dünyanın barışa bu kadar muhtaç olduğu zamanda, savaş ve düşmanlıkta ısrar etmenin de bir misyonu olmalı...

  • Ruveyda

    13.3.2020 13:54:42

    Konuyu ele alış biçiminiz sayesinde çok farklı bir bakış açısı kazandım. Kaleminize sağlık. Rabbim zalimlere fırsat vermesin

  • Ahmet Danışmaz

    13.3.2020 11:37:50

    İnşallah bir gün bu acıların tüm sorumlularının hesap verdiğini de görürüz.

  • Nura

    13.3.2020 11:28:32

    Arap Baharı fitnesinin bitmesini istemeyenlerin teşhiri mahiyetindeki yazınızdan dolayı tebrik ediyorum.

  • zelihaik

    13.3.2020 10:40:23

    Elhamdülillah gerçekten dünyamız ciddi bir varta atlattı. Sizin bu kadar yakın takibiniz de hep hakikat noktasından baktırma çabalarınızda bizi oldukça manevi olarak rahatlatıyor. İslam alemi ve hakiki isevileri temsil eden ülkelerin yaşadıklarını sayenizde anlayabiliyoruz. Ve bize hem daha çok dua ve daha çok hizmet etme şevki veriyor. Yoksa dünyaya bir yerlerden üflenen ümitsizlik hastalığı ve atalet tuzağına düşmemek elden bile değil. Risale i nurda okuduğumuz hakikatleri ümit olmadan içimizde yeşertmemiz tek başına mümkün değil. Gazetemize ve cemaatimize ne kadar şükretsek azdır.Yaşasın şahsı manevi yaşasın İslam.Allah razı olsun hepinizden.

  • Oğuz yiğiter

    13.3.2020 09:32:28

    Ve hüve âlâ külli şey'in Kadîr...

  • Hayati

    13.3.2020 01:09:07

    Çok farklı ve orjinal bir bakış açısıyla mesele incelenmiş. Zaman hükmünü icra etmeye devamda.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı