Evvelâ şunu ifade edelim ki, Rabbimizin emri olan “Vela tezirü vaziretün vizre uhra” âyetini esas ve Bediüzzamanın “Elhubbu fillah velbuğzu fillah” düsturuna riayet ve yine “Elhubbu fisiyaseti velbuğzu fisiyaseti“ dusturundan içtinab ederek şu hakikatlara bakmamız lâzım.
1- Biz, 40 yıldır cumhuriyet, demokrasi, millet meclisi, hürriyet dedik; o kardeşlerimiz “Demokrasi/ Cumhuriyet küfür düzenidir. Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyenler kâfirlerdir” dediler.
SONUÇ: Demokrasi kahramanları, şehitleri, nöbetleri oluşturdular.
2- Biz 40 yıldır F. Gülen’in yanlış yaptığını, dine, İslâma zarar verdiğini söyledik; o kardeşlerimiz “Siz kıskanıyorsunuz, hased ediyorsunuz. Adamlar dünyaya İslâmı götürüyorlar” dediler.
SONUÇ: İzaha gerek yok
3- Biz, Ergenokon dâvâlarında her adı geçenin suçlu olmadığını bunu mahkemeler belirlesin, dedik; o kardeşlerimiz “Bunların hepsi vatan haini siz de Ergenokoncusunuz” dediler.
SONUÇ: Ergenokoncu kimse kalmadı, milyonlarca lira tazminat ödüyoruz.
4- Biz, 2010 yılındaki Anayasa değişikliği bir grubun hazırladığı değişikliktir, ülkeye zarar verir, dedik; o kardeşlerimiz ‘devrim niteliğindeki bir değişiklik’ dedi. Birileri mezardan adam çıkarıp oy kullandıracaktı...
SONUÇ: Birileri Yargıyı (HSYK) ele geçirdi, Türkiye karıştı ve o gün Başbakan “yanlış yaptık” dedi.
5- Biz Kürt Açılımı konusunda, niyet iyi, ama metod yanlış bundan ülke zarar görür, dedik; o kardeşlerimiz “Siz vatanın kurtulmasını istemiyorsunuz hainlik yapmayın” dediler.
SONUÇ: Bütün PKK’lılar silâhları ile ülkeye girdiler. Memleketin doğusunda iç savaş çıktı. 700’e yakın polis jandarma şehit oldu, taş üstünde taş kalmadı, milyonlarca para oraları imara gitti.
6- Biz 17-25 Aralık olayları ile ilgili mahkemeler karar versin, gerekirse meclis araştırma yapsın, dedik; o kardeşlerimiz “Bu iftira, hükümeti yıkma planı, buna destek verenler vatan haini” dediler.
SONUÇ: O Bakanların hepsi hem Bakanlıktan hem de millet vekilliğinden uzaklaştırıldı.
7- Biz Suriye uçağının düşürülmesinde diplomasi dili kullanılsın beylik lâflar ülkeye zarar verir dedik.
O kardeşlerimiz “Bir daha gelirlerse yine düşürürüz. Bize de ‘Rus yandaşları konuşuyor’” dediler.
SONUÇ: Rusya, bizim üç askerimizi şehit etti, 8 askerimizi yaraladı ve ambargo uyguladı. Ülke milyon dolar zarar etti ve Rusya’dan özür dilemek zorunda kaldık.
8- Biz 15 Temmuz hain dabe girişiminin iyi araştırılması gerekir, AT İZİ İT İZİNE karıştı, dedik; o kardeşlerimiz “Siz PDY’cisiniz, hainsiniz” dediler.
SONUÇ: 7 ay sonra bizzat Cumhurbaşkanı kameralar karşısında “AT İZİ İT İZİNE karışır hale geldi” dedi ve bir çok yazar çizer aynı şeyi dile getirir oldu.
9- Biz bir buçuk senedir, “Bu darbe girişimi meselesinde katillerle masumlar, mağdurlar bir tutulmasın” dedik; o kardeşlerimiz “Mağdur yok. Mağdur edebiyatı yaparak onların ağzıyla konuşmayın” dediler.
SONUÇ: 15 ay sonra 11 bin 400 kişinin mağdur olduğu mahkemece tesbit edildi.
10- Biz “Suriye bataklığına girmeyin ülkenin iç işine karışmayın kardeşi kardeşe kırdırılmasında taraf olunmasın” dedik; o kardeşlerimiz “3 ay sonra zalim ESED yıkılacak EMEVİYE Camii’nde Cuma kılacağız, siz hükümeti çekemiyorsunuz” dediler.
SONUÇ: Binlerce Suriyeli Müslüman öldü. Ülke harap oldu. Bizim de milyonlarca paramız gitti, ama ZALİM ESED hâlâ duruyor.
11- Biz eğitim, ahlâk ve terbiye, saygı gittikçe azalıyor boşanmalar artı dedik; o kardeşlerimiz “Eğitimde çağ atladık, altın çağını yaşıyor, dindar gençlik yetişiyor, siz hainlik yapıyor ve bu güzel icraatları görmüyorsunuz” dediler.
SONUÇ: Bizzat Cumhurbaşkanı “Maalesef ve maalesef eğitimde ve kültürde başarılı olamadık” dedi ve ortalık malûm.
12- Biz, Üstadımızın dediği gibi “Yüzde 60-70 tam dindar olmadıkça başa geçmemeli. Tam dindar tam siyasetçi, tam siyasetçi tam dindar olamaz” dedik; o kardeşlerimiz, “Biz hem tam dindar hem de tam siyasetciyiz. 5 vakit namaz kılan hükümet üyeleri var, milletin kahır ekseriyeti Müslüman” dediler.
SONUÇ: Türkiye’nin hali ortada. Yolsuzluğa, rüşvete adı karışmayan, faiz denen belâya bulaşmayan çok az kişi var. (Görevden uzaklaştırılan siyasetçiler, bürok- ratlar, belediye başkanları vb.).