"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Resûlullah’ı (asm) anlamak

Süleyman KÖSMENE
28 Ekim 2020, Çarşamba
Zor Çağda İstikamet

Bu gün 28 Ekim 2020. Resûlullah’ın (asm) dünyaya teşriflerinin 1449. sene-i devriyesini idrak ediyoruz.

Görev unvanı son peygamber, dini son din, kitabı son kitap! Geldiği günden beri hemen hemen 1500 yıl geçmiş olması insanı düşündürüyor. Bu sonun ucu nereye dayanıyor?

Bu sonun ucu, belli ki kıyamete dayanıyor. Ve belli ki biz kıyamet öncesi çağın insanlarıyız. Biz ahir zaman toplumuyuz. Biz son zamanlar ve zor zamanlar devri insanlarıyız.

Bizim zamanımızda birçok ilcaat önceki asırlardan farklı tezahür ediyor. Dinin de, inançların da, kitabın da, yaşandığı değil, eleştirildiği bir çağ bu çağ! Zor çağ!

Resulullah’ın (asm), “Kıyametten hemen önce karanlık gecenin parçaları gibi fitneler var. Kişi o fitnelerde mü’min olarak sabaha erer, akşama kâfir olur; mü’min olarak akşama erer, sabaha kâfir çıkar.” 1 buyurduğu çağ!

Fitnelerin kol gezdiği, sabah evimizden imanlı olarak çıktığımız halde, akşama imansız veya imanı zayıflamış olarak dönme riski olan bir çağ! İnsanların imandan daha çok imansız felsefeyi din gibi dinleyip itaat ettikleri bir çağ.

Böyle bir çağda Resulullah’ın (asm) ümmeti olmak ve istikamette kalmak nimetlerin en büyüğü olsa gerek!

Çağların Müstakim Direkleri

Peygamberlik zinciri kapandıktan sonra Cenab-ı Hak imamları lütfetmiştir. Her çağ kendi imamıyla güzeldir, kendi imamıyla istikametini korumuştur, kendi imamıyla bir mana ifade etmiştir.

Her çağda, o çağın içinde saklı batıl efkâr ve düşüncelerden ümmeti korumak ve Kur’ân’dan ve sünnetten alınmış o çağa özgü bir cadde ile ümmetin istikametini sağlamak üzere imamlar gelmiştir. Ahmed Yesevîler, İmam-ı Gazalîler, Mevlânâ Celâleddin-i Rûmîler, Şah-ı Nakşıbendîler, İmam-ı Rabbanîler… Bunlardan sadece bir kaçıdır. Ümmetin ve sünnetin müstakim caddesi olmuşlardır. Allah onlardan razı olsun.

İşte Bediüzzaman Said Nursî, bu imamlardan çağımızda gelenidir. Çağımızda ümmeti batıl fikirlerden ve bid’atlardan koruyan, sünnetin ana caddesini gösteren eserler bırakmıştır. Çağımızın envai türlü felsefe gürültüleri içinde, Hazret-i Peygamberin (asm) sözünü ve sünnetini doğru anlamak ve Kur’ân’ı doğru yorumlamak için Risale-i Nurlar bu zor çağda deniz feneri olmuştur.

Dolayısıyla, bu çağda Said Nursî’ye ulaşmak, geçtiğimiz çağlarda İmam-ı Rabbanî’ye, Mevlânâ Celâleddin’e, Ahmed Yesevî’ye ulaşmak demektir. O bunu şöyle ifade etmiştir:

“Hazret-i Mevlânâ benim zamanımda gelseydi Risale-i Nur’u; ben onun zamanında gelseydim Mesnevî’yi yazardım. O zaman hizmet Mesnevî tarzındaydı, şimdi ise Risale-i Nur tarzındadır.”

Yol, Sünnet Yoludur

Dolayısıyla yol birdir, hedef birdir, maksut birdir. Yol, sünnet yoludur. Hedef Kur’ân’ı ve sünneti anlamaktır. Maksut imanı kurtarmaktır. Maksat, ahlâkı, edebi, hayâyı, ar’ı, namusu, vefayı, doğruluğu, dürüstlüğü, güvenilirliği, hakkaniyeti, adaleti, sevgiyi, merhameti, şefkati, saygıyı, nezaketi, nezaheti, diğerkâmlığı ve diğer ahlâkî güzellikleri dinin müsbet çizgisinde yaşamaktır. Yani, ahlâk-ı İslâmiye’nin ve hakaik-i imaniyenin kemalâtını ef’âlimizle izhar etmektir. 2

Çağımızla gelen batıl fikirlerden azade biçimde Allah’a iman etmek, kulluk ve itaat etmektir. Resulullah’a (asm), Sünnet-i Seniyyesini idrak ederek ümmet olmaktır. Resulullah’ın (asm) şefaat-i uzmasına nail olmaktır.

Bütün akılları meşgul eden ve cevaplanmadığında insanların, bilhassa gençlerin Ateizm, Freudizm, Materyalizm, Agnostisizm ve Deizm bataklığına sürüklendiği “Ben kimim? Nereden geldim? Nereye gidiyorum?” sorularına Kur’ân’dan ve sünnetten ikna edici cevaplar vermektir.

Çağımızda istikamette kalmanın bir kolay ve müstakim yolu, Risale-i Nur ile gösterilmiştir. Risale-i Nur, veraset-i nübüvvet sırrıyla bize Kur’ân ve Resulullah (asm) çizgisinde bir istikameti kazandırıyor ve böyle bir istikameti yaşamamıza imkân veriyor.

Müstakim kalmak duâsıyla Mevlid Kandili’nizi tebrik ederim. 

Dipnotlar:

1- Ebu Davud, Fiten 2, (4259, 4262); Tirmizî, Fiten 33, (2205). 

2- Eski Said Dönemi Eserleri, Hutbe-i Şamiye, s. 239. 

Okunma Sayısı: 3271
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı