Korona salgınının bütün dünyayı kuşattığı ve içinde bulunduğumuz bu mukaddes günlerde ibretli tartışmalara şahit oluyoruz.
Bunlardan biri de Lut kavmini helâk eden eşcinsellik meselesi. Diyanet İşleri Başkanı’nın konu ile ilgili yaptığı bir açıklama sayesinde Lutîlik tekrar gündemde. Artık sadece yetişkin kadın ve erkekler için değil, çocuklar için de yapılıyor bu tartışmalar.
Ahirzamanın fırtınaları dehşetli. “Allahım bizi ahirzamanın fitnelerinden koru!’’ diye sabah ve akşam duâlarımız bu haller için de geçerli elbet...
Hatırlayalım. Ne diyordu âyet? “İçimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden bizi helâk eder misin, Allahım?” (Araf Sûresi, 155-156)
KÜRESEL ÇETE VE ÇOCUKLAR
Sefih medeniyetin insanları tüketirken kullandığı ‘’ticarî’ malzemelerden biri de çocuklar. Reklâmlarda, müzik sektöründe, dizi filmlerde, mankenlikte çocuklar, bebekler, özellikle de kız çocuklar cinsiyetleri ön plâna çıkarılarak “ticarî bir meta” olarak bolca kullanılıyor.
Ülkemizin de imzaladığı İstanbul Sözleşmesi’nin orijinal metninde uzmanların belirttiğine göre, çocukların da cinsel tercihlerinde hür bırakılması gerektiği ifade ediliyor. Yani İlâhî bir gazapla helâk edilen Lut Kavminin ahlâksız alışkanlıkları ‘’özgürlük’’ adı altında çocuklara da sirayet ettirilmeye çalışılıyor.
Zaten günümüz çizgi filmlerini(!) çocuklarınız ya da torunlarınızla beraber dikkatle seyrettiğinizde film kareleri içine yerleştirilmiş bu tür gizli ya da açık mesajları net bir şekilde görebilirsiniz.
ÇOCUKLARA UZANAN MENHUS EL
Özellikle Batıdan bütün dünyaya yayılan akımla, kız çocukları arasında alımlı ve kadınsı görünme, 7–10 yaşlarına kadar inen bir moda durumunda. Bunda en büyük rolü ise medya, kozmetik ve moda sektörü oynuyor.
Amerikalı araştırma şirketi Mintel’in raporuna göre bu yaş grubundaki kız çocuklarının % 63’ü düzenli makyaj yapıyor. Güzellik merkezleri kız çocukları için özel paketler sunuyor.
Amerikan Psikoloji Derneği’nin hazırladığı rapora göreyse dergiler, televizyonlar, video oyunları ve müzik kliplerindeki kadın modeli, kız çocuklarına zarar veriyor. (27 Eylül 2009, Akşam gazetesi)
Kozmetik sektörü de çocukları hedef almış durumda. Kız çocuklarına yönelik dergilerde güzellik, makyaj ve giyim konusunda tavsiyeler yer alıyor. Barbie oyuncaklar, çizgi filmler dişiliği ön plânda olan karakterlerle çocuklara rol model oluşturuyorlar.
Moda sektöründe yer alan genç kızlar, müzik sektöründeki genç sanatçılar, Walt Disney gibi kanallarda yer alan genç dizi oyuncuları kız çocuklarının zihninde şöhret, para ve sevimli olmanın yolunun cinsellikten geçtiği imajını yerleştiriyor.
“Amerikan Psikoloji Derneği raporu bizim toplumumuzu ne ilgilendirir?” diyemiyoruz. Hollywood, bütün dünyaya belli bir kültürü ihraç eden sektör durumunda. Bugün televizyonlarımızda yer alan birçok dizinin, çocuklara yönelik şarkı yarışmalarının orijinal formatları buradan bütün dünyaya sunuluyor.
EVLÂDLARINI DİRİ DİRİ GÖMENLER
Bu durumda anne babaların da bilerek ya da bilmeyerek payları bulunuyor. Uzmanların belirttiğine göre hız asrında, her şeyin çabucak, hızlıca olmasını talep etme anne babaların çocuklarını yetiştirme tarzını da farkında bile olmadan etkiliyor. Çocuklarına mükemmel hedefler gösteren, yetişkin olmayı kalıplar halinde öğreten anne babalar, büyük rollerine erken yaşta girmeye çalışan çocukları ortaya çıkarıyor. Bu durum hem anne baba, hem çocuk için bolca hayal kırıklığı anlamına geliyor.
Çocukluğunu yaşamamış fertler, problemli kişilikler demektir. Oysaki her şeyin zamanında, tecrübelerle, sindirerek yaşanması gerekmez mi?
İşte, çocuklarıyla birlikte haftalardır evde kalan anne babalara korona salgınının öğrettiği derslerden biri de ‘’Yavaşla! Kendi iç dünyan, ailen ve evinle ilgilen!’’ değil mi?
HÜLÂSA
Bediüzzaman Hazretleri’nin “Sefih medeniyet” olarak tanımladığı nefsanî hisleri körükleyen medeniyet anlayışı, “İslâm kadınları esaret altına alıyor. Küçük yaştaki çocukları evlendiriyor!’’ derken, bir taraftan da onları ticarî malzeme olarak kullanmaktan geri kalmıyor!
Ne riyakârlık!