Günlerden bir gün şeytanın yolu bir köye düşer. Etrafı kolaçan etmeye başlar. Biraz ötede ineğini sağmakta olan bir kadın dikkatini çeker, uzunca bir süre onu izler.
Bir müddet sonra ineğin az ilerde bağlı duran buzağısını fark eder. Hayvanın yanına gider ve ipini gevşetir.
Sonra tekrar dönüp olacak olanları izlemeye başlar.
Aç olan buzağı, annesinin sağımını beklemeye dayanamaz ineğe doğru koşarken süt dolu kovayı devirir.
Sağdığı sütün ziyan olduğunu gören kadın eline geçirdiği odunu buzağıya vurunca hayvancağız yere yığılır.
Yavrusunun bu şekilde ölümünü izleyen anne inek bir tekme ile kadının ölümüne sebep olur.
O sırada oradan geçmekte olan kayınpeder gelinini tekmeleyip öldüren ineği tüfekle oracıkta vurur.
Babasının elinde tüfeği gören oğul yerde ölü yatan karısını babasının vurduğunu düşünür ve silâhını çekip babasını öldürür.
Kısa bir süre sonra gerçeği anlayan oğul bu olup bitene dayanamaz ve canına kıyar.
Bütün bu olup biteni uzaktan izleyen şeytan, “Ah şu insanoğlu bunca olan şey karşısında yine beni suçlayacak. Halbuki ben buzağının ipini gevşetmekten başka ne yaptım ki” der.
Aynen şeytan gibi sadece bahane üreten insanlar, “ben ne yaptım ki diyenler”, “ben sadece küçücük bir şeyi ihmal ettim” diyen tembeller, “vazifemi yapmasam ne olur, biri gelir yapar diyen” havaleciler, vurdumduymazlar, “bir dane, bir lokma, bir işaret, bir lem’a, bir öpmede” batanlar, ihmalin imha getireceğini unutanlar, küçücük bir düşüncesiz sözle, Kâbe hürmetindeki kalpleri yakıp yıkanlar, “her doğruyu her yerde söylemek doğru değildir.” dersini unutanlar, “Benim küçücük günahımdan kime ne” diyenler, nefret ve öfke tohumları ekenler... Acaba küçük bir şey mi yapmış veya küçük bir ihmal mi etmiş olmaktadırlar?
Hasılı: Bazen küçük şeyler büyük neticeler doğurur. Küçük ihmaller büyük yangınlara dönüşebilir. Küçücük düşüncesiz sözler bütün bağları koparıverir. Küçücük bir virüs koca bedeni devirir. Küçük bir haram dünya- ahiret mahvına sebep olabilir. Riyakârane küçük bir duygu bütün manevî kazanımları yok edebilir.
O halde hem hayırda, hem şerde küçük diye bir şey yoktur. Hele tahribin kolay olması hakikatinden yola çıkıldığında hayatın içerisinde nice küçük gördüğümüz ihmaller, önemsemediğimiz sözler, davranışlar, duygular ne çok ateşler yakmakta, ne çok şeyi öğütüp bitirmekte, ne çok manevî hayatları söndürmektedir.