İstanbul trafiği sadece yaşattığı stresle değil, hava kirliliği sebebiyle de insan sağlığını tehdit ediyor. Özellikle Mecidiyeköy, Beşiktaş, Bağcılar, Esenler gibi ilçelerdeki otobüs duraklarında pandemi bitse bile maske kullanılması öneriliyor.
Karbonmonoksit, bütadien 13, aromatik hidrokarbonlar, formandehit, benzen, nikel, arsenik ve daha başka pek çok kanserojen kimyasallar… Bunları bile isteye teneffüs eder miydiniz? Cevaplar muhtemelen olumsuz olacaktır, ancak büyük şehirlerde yaşıyorsanız sokağa çıktığınız her gün bu kimyasallara maruz kalıyorsunuz. Sebebi de trafikte seyreden araçlar ve onların egzoz gazları.
Dünya Sağlık Örgütü’ne göre dünyada her yıl 7 milyon insan, kirli hava sebebiyle erken ölüm riskiyle karşı karşıya. İstanbul gibi mega kentlerde yaşayanların en büyük problemlerinden biri trafik ve yakın gelecekte bu soruna bir çözüm görünmüyor. Dünyanın pek çok metropolünde olduğu gibi İstanbullular da öldürücü boyutlara ulaşabilen bu kirli havayı solumak zorunda kalıyorlar.
Trafik, İstanbul’un en büyük kirletici faktörü
Bugün büyük şehirlerdeki hava kirliliğinin başlıca sebebi uzmanlara göre trafik. Artık ölümcül boyutlara ulaşmış bu tehlike, yüksek katlı binaların da artmasıyla şehirlerde hava kalitesi bakımından olumlu bir tablo çizmeyi imkânsızlaştırıyor. Uluslararası Hava Kirliliği Önleme Birliği Başkanı Profesör Selahattin İncecik’e göre trafikteki en kirletici unsur dizel araçlar.
“İstanbul’da 4.5 milyon araç var. Bunun 3.2 milyonu otomobil. Ve bu otomobillerin yüzde 40’ından biraz daha fazlası dizel, diğerleri de benzinli araçlar. En önemli problem dizel araçlardan geliyor. Bugün bütün dünya dizel araçlarla ilgili tedbirler almaya başladı. Bu tedbirlerin başında büyük şehirlerin merkezlerinde dizel araçları sokmama kararı var.”
İstanbul’da raylı sistem yetersiz
Trafik kirliliğini azaltmaya elektrikli araç kullanımını arttırmakla başlanılabileceğini söyleyen İncecik, trafiği revize etmenin de etkili bir yöntem olabileceğini söylüyor. İncecik’e göre, İstanbul’daki raylı sistem alt yapısını geliştirmek, hava kirliliğinin başlıca sebebi olan trafiğin de doğrudan azalmasını sağlayabilir.
“İstanbul şehri 5 bin 400 metre karelik alanda kurulmuş, nüfusu 16 milyona erişmiş dünyanın 23. mega şehri” diyen İncecik, buradaki mevcut uzunluğu 221 km olan ray sisteminin yetersiz kaldığını, bu büyüklükte bir şehir için en az 800 kilometre ray uzunluğu gerektiğini anlatıyor.
İstanbul’da maske kullanılması gereken bölgeler var
Pandemi bitse de maske kullanımına özellikle Mecidiyeköy, Beşiktaş, Bağcılar, Esenler gibi ilçelerde maske takmaya devam edilmesi gerektiğini söyleyen İncecik, özellikte otobüs duraklarında beklerken maskeyle oturmak gerektiğiyle ilgili uyarıda bulunuyor. “Duraklarda beklerken maskeyle oturun. Araç egzozlarından çıkan partikülleri solumayın. Bugün pandemi bitse dahi bunun yine devam ettiğini görüyoruz. Dolayısıyla bu kadar yoğun bir araç trafiği varken bu konuda bizim kendimizi korumamız gerek. Tedbirler alınana kadar geçirilecek zaman bizim aleyhimize işleyen zamandır. Dolayısıyla kendi tedbirimizi almamız gerekiyor.”
“Yüksek binalar rüzgârı kesiyor”
Prof. Dr. İncecik’e göre, trafiğin yanı sıra İstanbul’da sayısı 100’ü aşan ve gittikçe artan yüksek katlı binalar da hava kirliliğini tetikliyor. “Yüksek binalar da ciddî bir sorun. Özellikle bunların arkasında kalan vorteks bölgeleri oralarda kirliliğin daha fazla yığılmasına yol açabiliyor. Bunu çok kişi yaşamadan anlayamıyor. İstanbul’un tabiî yüksek binaları da belli yerlerde toplanmış vaziyette. Örneğin Maslak bölgesi bu konuda öne çıkıyor. Maslak bölgesinde böyle bir şey var.”
Kaynak: TRT Haber