"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Savrulma ve getirdiği mağduriyetler

Zafer AKINCI
16 Ağustos 2016, Salı
Hakperestliğin gereği olarak, herkesin doğrularını savunduğumuz kadar, bilhassa toplumun genelini ilgilendiren meselelerde, yanlışlar da ortaya konulmaya çalışıldı.

Geçmişte, onlarca yerde haklı olduğumuz ve zulme uğradığımız zamanlarda bile kendilerinden bir destek bulamadığımız, yani doğrularımızın bile yanında olmayanların, doğrularını desteklediğimiz gibi, yanlışlarını da söylemeye çalıştık. Bunu yaparken, biz yine de, hakperestliğimizi kaybetmedik, hiçbir kimsenin tarafgiri ve toptancısı da olmadık. Hem de, bir yanlışın karşısında olurken, faydası olur diye diğer bir yanlışın yanına da yanaşmadık ve bunun yanlış anlaşılacak görüntüsünden bile uzak durduk. 

Gelelim, hizmet ederken savrulan ve darbe teşebbüsünde adı çokça geçenlere. İşin mahiyeti ve işin içinde kimlerin olduğu, zamanla çok daha iyi anlaşılacak. Ancak yaşanılan mağduriyetler herkese dokunduğu için en azından usul ve metod yanlışlıkları üzerinde durulmalı. Verilen ölçülere uyulmayınca, ortalığın nasıl yangın yerine döndüğünü ve insanların nasıl mağdur olduğunu gördük. Üstadımız, istibdattan bahsederken, bunun çeşitlerinden ve ilmî istibdattan da bahsetmektedir. Bu ilmî istibdat, faziletin ve itaatin karışımı ile bir cemaatte çıktığında ise cemaattekileri meşveretten uzaklaştırarak, ortak aklı kullanamaz hale getirmektedir. Bir de buna, yapılan uyarıları ve verilen ölçüleri dikkate almadan, organizeli bir şekilde devlette kadrolaşma eklenince, birçok suistimallerin ve yanlışların kapısı açıldı.

Organizeli şekilde kadrolaşma, hem metod olarak, hem geliş olarak, hem başkaların hakkını zayi etmek olarak, hem çok tavizler verildiğinden, hem kontrolü elde tutmanın zorluğundan, hem şer güçlere alet olma açısından, hem illegal bir yapılanma görüntüsü verdiğinden, hem devlet ile böyle bir yapının karşı karşıya gelmesi kaçınılmaz olduğundan, hem takiyeye mecbur bıraktığından, hem de elmasların cam parçalarına karışması açısından yanlıştı.

Bu gün, doğru veya yanlış hangi hükümet olursa olsun, bürokrasiyi oluşturan, yargı, emniyet ve diğer birimlerin, icraatın meşru araçları olmaktan çıkıp, organizeli ve illegal bir şekilde yapılanarak, gerektiğinde kendisini bir sopa gibi kullanmasını veya kendisine operasyon çekilmesini istemez. Hem, kendi seçtiklerinin elini kolunu bağlayacak böyle bir yapıyı millette istemez. Millet, böyle bir yapıyı istemediğini de tepkileri ile ortaya koydu. Burada herkes bu yapının içerisindedir yaklaşımı doğru olmadığı gibi, böyle bir yapı yok demekte pekte inandırıcı olmaz. Dikkat edilmesi gereken adaletli şekilde muamele edip, suçun şahsiliğine dikkat edilmesidir.

Üstadımız, yapılan hizmetlerde birçok tehlikeyi zikrederken, siyaset ve menfi hareketin tehlikelerinden de çok bahsediyor. Bilhassa müspet hareketin üzerinde çok duruyor ve neticesi şüpheli ve zulme açık şeylerden kaçınılması gerektiğini söylüyor. 

Bu yapılmadığı gibi belirli yerlere gelerek, hizmet etmek adına, sufyani bir rejime şirin görünülmeye çalışıldı, hizmet adına başörtüsünden faize kadar birçok temel meselelerde tavizler verildi, hizmet adına siyasetten ticarete kadar savrulmalar yaşandı ve hizmet adına nicelerin hakları hukukları zayi edildi. Belki de toplumda bu kadar tepki olmasının altında, kaderin payı ile birlikte, burada oluşan mağduriyetlerde yatıyordu.

Ayrıca, onlarca yanlışı göstermeyen ve devam ettiren başka bir yanlışta, kişilere olmadık makamlar ve olmadık misyonlar verip, yaptığı yanlışlara hikmet ve meşruiyet kazandırmaktı. Bu yaklaşımla, İslam’a uymayan zahiri yanlışlar bile karşıdakinin gözyaşlarına ve samimiyetine bakılarak meşrulaştırıldı. Hâlbuki kişinin hidayette olması, her meselede onun yol gösterici olduğunu göstermezdi. Samimide olsa gözyaşları, yapılan yanlışları doğru yapmazdı.

Bilhassa, ehil olmadığı halde kendisine siyasi bir misyon verilmesi, bu doğrultuda bir çok savrulmalara sebep oldu. Kişisel fazilet, ilmi istibdat ve şura’dan uzaklaşmakta buna eklenince, şeriatın muvazenelerine ve düsturlarına dikkat edilmedi. Bazen, şeriatın küçük bir meselesine gözyaşları dökülürken, diğer taraftan taviz verilen esaslar ve zayi olunan hukuklar dikkate alınmadı. Ölçü kaçınca, kısmen de olsa hizmet için kullanılan vasıtalar, hedeflerin önüne geçerek, araç iken amaç oldu. 

Velhasıl, kişilerin belli makamları ve faziletleri de olsa, doğru bir hizmet için bu ahirzamanın en büyük eserlerine uymaktan başka seçenekleri yoktur. Allah, millet olarak akıbetimizi hayırlı kıla, cemaatler olarak ta doğru hizmet etmeyi nasıl ede.

Okunma Sayısı: 2643
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Nadir Özpamukcu

    16.8.2016 18:32:12

    Amin inşaallah yapılan bir cok yanlisinda düzelmesine vesile olur yaşanan hadise,ustad demiyor mu bazan musibetten hayırda çıkar ama bu konuların daha detsylandirilmasi ve sık sık yazılması gerekir diye dusunuyorum

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı