"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Teröre karşı olmak

Zafer AKINCI
01 Mart 2016, Salı
İlk önce, terör nereden gelirse gelsin, ırkı ve gerekçesi ne olursa olsun, karşı olmalıdır.

Sonra, genç yaşta çocukları kaçırıp, hem onların, hem de başkaların hayatlarını ve geleceklerini karartan, hiçbir ahlâkî değer taşımayan bu terör örgütüne karşı susmamak gerek.

Ondan sonra, bu örgütün ortaya çıkmasının ve cinayetlerini devam ettirmesinin sebepleri, ihmalleri ve yanlışları üzerinde durulmalıdır. Hem, yapılan yanlışların çoğunun, doksan senedir dayatılan, içerisinde ırkçılık ve İslam düşmanlığı olan bir ideolojiden kaynaklandığı artık görülmelidir. Bu ideolojinin asırlardır süren kardeşliğe verdiği  zarar yetmezmiş gibi, şimdide aynı ideolojinin kürtçülük versiyonu yürütülmekte. İslam’ın getirdiği bu kardeşliği bilen bu terör örgütünün, niye İslam’a düşman olduğu iyi anlaşılmalı.

Biraz, samimi, anlayışlı, insaflı, vicdanlı ve akıllı olanlarla konuşarak birçok problem çözülebilir. Ancak, aklı bir başkasının cebinde olan teröristler ile anlaşmak zordur.  Nasıl ki, yirmi-otuz sene önce istenilenlerin çoğunun, bugün verilmesi ile bir şey değişmedi, bugün de her istedikleri verilse yine değişmeyecek. İstersen o bölgeyi tamamen onlara ver, yine terör estirecekler. En azından, onları maşa gibi kullanan şer güçler bunu yaptıracaklar.

Silâhların konuşulduğu, cinayetlerin işlendiği, hendeklerin kazıldığı yerde, oradaki insanlara hiçbir hizmet götürülemez. Hizmetin, emniyetin ve güvenin olmadığı yerde ise sadece zulüm ve gözyaşı olur. Bazı şeylere kızıp, terör meşrulaştırılmaya çalışıldığında ise bunun duracağı yer artık kestirilemez. Artık, hiçbir şey kontrol altına alınamaz, hiçbir mazlumun hayatı ve hukuku muhafaza edilemez. Devletin olmadığı yerde, kendi hayatlarını ve hukuklarını muhafaza edemeyen insanlarda, kendi terör örgütlerini kurmaya başlar. Bundan dolayı, Irakta, Suriye’de ve birçok İslam ülkesinde, onlarca terör örgütü bu şekilde ortaya çıkmıştır.

Mesele barış ve özgürlükler ise orada, seçilmiş bir belediye başkanı veya siyasetçi, hazırolda bir teröriste hesap verirken, diğer taraftan dönüp, daha fazla özgürlük istiyoruz demeleri inandırıcı olabilir mi? Kendisi, bir terörist karşısında özgür olamayan bir siyasetçi veya teröre teslim olmuş bir aydın, bir başkasına barış ve özgürlüğü nasıl getirecek?

Özgürlükten kast ettikleri, o bölgenin bağımsızlığı ise bu da mümkün değildir. Çünkü bu ülkenin insanlarının, hayatları o kadar içiçe girmiş ve müşterek noktaları o kadar çok ki, bunları nasıl ayırt edeceksin? Bu gün türk olup Diyarbakır’dan vazgeçemeyenler kadar, kürt olup İstanbul’dan vazgeçemeyenler de o kadar çoktur. Hatta bu işin fanatiği olan kürtlerden kaç tanesi acaba, ben Diyarbakır’ın ilerisine yani, akrabalarının, işlerinin ve zenginliklerinin bulunduğu, geçmişte şehitler verdiği bir İstanbul’a, İzmir’e, Antalya’ya gitmeyeceğim diyebilir?

Yine sormak gerekir, o bölgedeki insanları tahrik eden ve PKK yı destekleyen Avrupa ve Amerika gibi ülkeler, onca kavgalarına rağmen bir arada yaşıyor da, bizler niye bir arada yaşamayalım? Avrupa da onlarca devlet, sınırları kaldırdıkları halde, İslam alemini böldükçe bölmeye çalışmaları düşündürücü değil mi?  Kendileri birleşmenin gücünü ve refahını yaşarken, bizlere ise ayrılmanın kinini, nefretini, acısını, güçsüzlüğünü yaşatmalarından ders almayacak mıyız? Bizler, ne zaman hadiselerin geri planını görmeye ve bizleri birleştiren onlarca değeri anlamaya başlayacağız?

Aslında, bu problemlerimizin çözümü uzakta değil, yakınımızdadır. Bu sıkıntılarımızı, ırkçılığı öne alan, akılsız türkçüler veya kürtcüler ile değil, üst ve asıl kimliğimiz olan ve adaleti esas alan İslamiyet ile çözebiliriz. Üstadımız Said Nursî’nin, Kürtlere ve Türklere dediği, milliyetimiz, İslamiyet milliyetidir hakikati, problemlerin çözüm yeridir. Hem de, Allah doğuştan insanları bir yaratmıştır, birilerini suçlu, diğerlerini avantajlı olarak yaratmamıştır. Bunu anladığımızda, bize uzanan iyilik elinin rengine ve ırkına bakmayacağız. Veya bize zarar veren kardeşimiz de olsa, onun ırkının bir öneminin olmadığını göreceğiz. Bunun gibi belki onlarca İslami hakikat, problemlerimizin çözümüne yardımcı olacak. İslam’daki, kardeşlik, adalet, meşveret, af ve merhamet gibi ölçüler bizim ellerimizden tutacak.

Bunlar anlaşıldığında inşallah, o zaman gözyaşları dinecek, yaşanılan birçok sıkıntılar geride kalacak.

Okunma Sayısı: 1470
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı