“Talebeliğin hassası ve şartı şudur ki: Sözler’i kendi malı ve te’lifi gibi hissedip sahip çıksın ve en mühim vazife-i hayatiyesini, onun neşir ve hizmeti bilsin.”
Üstad Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri’nin “matbuat âlemi ile tezahüre başlamak arzusunu” kırk beş yılı aşkın bir zaman sürecinde ”Risale-i Nur’un medyadaki dili” olma idealiyle yerine getirmeye çalışan Yeni Asya çizgisini ve yayın ailesini daha yakından tanımak, sorularımıza birebir muhatablarından cevap almak için haftalar öncesinden başlamıştık çalışmamıza.
Kafamızda bir sürü soru ve heyecanla çaldık gazete binasının kapısını.
İlk olarak Yeni Asya gazetesinin serüvenini dinledik. “Lahana yaprağı kadar da olsa bir gazetemiz olmalı” diyen Zübeyir Gündüzalp’in öncülüğünde başlamıştı yayın hayatına. 1967’de haftada bir çıkan İttihad gazetesi 21 Şubat 1970’te günlük sayı çıkaran Yeni Asya Gazetesi’ne bırakmıştı yerini. Kuruluşundan bu yana hep hakkı ve hakikati savunuşunu, bu sebeple de bir çok kez kapatılışını, 12 Eylüllere, 28 Şubatlara rağmen dik duruşunu dinledik ağabeylerimizden. Üstadın prensiplerinin değişen olaylarla değişmediğini ve Yeni Asya Gazetesi’nin de Üstadın prensipleri doğrultusunda çıkarıldığını dinledik.
Gazetenin serüveninden sonra namaz ve yemek arası verdik. Sonrasında manşet toplantısına katılma imkânımız oldu.
Manşet toplantısının ardından seminerimize neşriyat hizmetleriyle devam ettik. Özellikle Risale-i Nur neşrinde nelere dikkat edildiğinin üzerinde durduk. Lügatlı Risale-i Nurlar’ın, kelimelerin basımında manaya zarar vermeden titizlikle hazırlanıldığı, yeni tanzim Risale çalışmalarında me’haz kaynakların yanı sıra diğer yayınların da taranıldığı, gerektiği durumlarda diğer yayınlarla irtibata geçildiği gibi konularda bilgi sahibi olduk. 2014 yılında Risale-i Nurlar, getirilen bandrol yasağıyla tekelleştirilmeye çalışılmıştı. Yeni Asya’nın bandrol yasağında tek başına verdiği mücadeleyi dinledik ağabeylerimizden. Yeni Asya’nın verdiği mücadele sonucunda 2016 yılında kalkan bandrol yasağı Üstad Bediüzzaman Hazretleri’nin “korkmayınız, Risale-i Nur yasak olmaz” müjdesini hatırlattı bize.
Yeni Asya Gazetesi’ni ve neşriyatını tanıdıktan sonra Latif Salihoğlu’nun semineriyle devam ettik.
Latif Salihoğlu Ağabeyimizin yaptığı seminer bizi çok derinlere götürdü. Zübeyir Gündüzalp Ağabeyin “Hizmet hizmet derken şahsî dersini unutanın hizmeti muvakkat olur” sözüyle şahsî okumanın ne kadar ehemmiyetli olduğunu bir kez daha hatırladık. Bu zamanın cemaat zamanı olduğunun üzerinde duran Latif Ağabey içtimaî hayatta cemaat olmazsa kaybolma ihtimalimizin olduğunu ve cemaat içinde de meşveretin önemli olduğunu belirtti.