"Gerçekten" haber verir 01 Mart 2009
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formuİletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Umut YAVUZ

Ortadoğu’nun aradığı tiryak



Ortadoğu sorunu son 50 yılın belki de en değişmez problemi. Hergün haber bültenlerinde defalarca Ortadoğu ile alâkalı savaş, ölüm, kan ve gözyaşı muhtevalı haberler izleriz, dinleriz, okuruz...

Denebilir ki koskoca bir nesil hatta iki nesil birden bu problemler içinde büyüdü. Ancak halen Ortadoğu’daki problemlere kalıcı ve kesin bir çözüm bulunmuş değil. Kalıcı bir çözüm bulunmasının yanı sıra bilâkis problemler gün geçtikçe daha içinden çıkılmaz ve çözümlenemez bir hal almakta. Şüphesiz bu durumun oluşmasında bölge ülkelerinin ve dünyadaki egemen süper güçlerin tutum ve tavırları, tarihsel bazı gerçekler ve gerekçeler ve de kaderin de payı var.

Şu bir gerçek ki Ortadoğu sorunu “ortadoğuluların” eline tam anlamıyla bırakılamadığı için bugüne dek çözümsüz kaldı. Ya radikal uçların yahut bu işten çıkar sağlayan global güçlerin çomak sokması ve el karıştırmasıyla sorun içinden çıkılmaz bir hâl aldı denilebilir.

Peki “Ortadoğulular” bu sorunlar hakkında ne düşünüyor?

İnternette Ortadoğu sorunu ile alâkalı Press TV’nin websitesinde geniş katılımlı bir anket düzenlenmiş. Katılımcıların ekseriyetinin bölge insanı olması ve 15,575 kişilik dev bir anket olması bakımından sonuçlar dikkate değer diye düşünüyorum.

Sözkonusu ankette katılımcılara yöneltilen, Ortadoğu sorununun en temel sebebi olan ve bölgede tehlike arz eden ülke hangisidir şeklindeki soruya tabiî olarak büyük çoğunluk “İsrail” cevabını vermiş. Son zamanlarda kanlı Gazze katliâmı ile gündeme gelen ve zulmü yedi cihan tarafından açıkça bilinen İsrail, anket katılımcılarının yüzde 78’i tarafından Ortadoğu için en büyük tehlike olarak nitelendirilmiş.

Evet İsrail devletinin global güçler tarafından Ortadoğu’da adeta bir tümör gibi yerleştirilmiş olduğunu daha evvel bu sütunlardan dile getirmiştik. Anlaşılan o ki, “Ortadoğu insanı” da böyle düşünüyor.

Ancak bu geniş katılımlı anketi asıl ilginç kılan nokta bu değil. Zira İran merkezli İngilizce yayın yapan Press TV gibi bir medya organının anketinde ortaya çıkan bir başka sonuç, asıl Ortadoğu krizinde gözden kaçırılan diğer bir faktörü gözler önüne sermektedir.

Evet sözkonusu ankete cevap veren katılımcıların yüzde 78’i birinci sorun olarak İsrail’i görürken, yüzde 15’i ise onun tam zıddı olan İran’ı, “Ortadoğu” için en birincil tehlike olarak nitelemiş. Katılımcıların yüzde 15’inin görüşlerine göre İran, “bölgenin stabilitesi” konusunda en temel endişe kaynağı. Geri kalan yüzde 3, Mısır’ı tehlike olarak görürken, yüzde 3’lük bir kesim de bu ülkelerin hiçbirinin tehlikenin temel kaynağı olduğunu düşünmüyor.

Evet İsrail’in bölge barışı için en büyük tehdit olduğu konusunda herkes hemfikir görünüyor. Ancak aynı şekilde İsrail’in panzehiri olduğu iddiasında bulunan ve bölgede bulunan ekseri ayrılıkçı, ekstremist ve mezhepçi hareketlerin temel beslenme noktası olan İran da, bölge halkı bakımından benimsenmiyor ve tehdit olarak görülüyor.

Bu da gösteriyor ki, İran ve benzeri ülkelerin Ortadoğu sorunu için ortaya attığı tezler ve panzehir teklifleri, tarihin de şahit olduğu gibi yaraya merhem olamıyor, bilâkis kanseri arttırıyor, tümörün yayılmasına ve güçlenmesine zemin ve sebep teşkil ediyor.

Demek oluyor ki; bölge insanı bir alternatif arıyor. Artık barış ve refah ortamında yaşamak istiyor. Bunun için de İslâm dünyası bazı merhem ve tiryaklara ihtiyaç duyuyor.

Acaba esasında bütün bir insanlığın ihtiyaç duyduğu bu alternatif tiryak, “Evet, ümitvâr olunuz. Şu istikbal inkılâbı içinde, en yüksek gür sada İslâmın sadası olacaktır!” diye asrın başından müjdeyle seslenen Bediüzzaman Said Nursî’nin, Risâle-i Nur Külliyatı’nda duyurduğu merhem ve tiryaklar değil midir?

Bizce ta kendisidir.

01.03.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (21.02.2009) - Dünyanın en hızlı yayılan dini

  (20.02.2009) - İslâmın yayılması engellenemez

  (17.02.2009) - Seçimlerin galibi Herzl mi?

  (13.02.2009) - En büyük düşman cehalet!

  (08.02.2009) - Türkiye ve İslâm dünyası

  (07.02.2009) - “Barışçıl silâhlar” ve öldürülen masumlar

  (05.02.2009) - Müslümanlar barışa razı ama...

  (31.01.2009) - Kükredi, peki dik duracak mı?

  (28.01.2009) - Ya ittihad, ya ittihad!

  (22.01.2009) - Obama moralleri yükseltti

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  H. Hüseyin KEMAL

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır