13 Ağustos 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Dergilerimiz

Basından Seçmeler

Ordumuzun büyüme şifresi...

TSK, “Kuvvet 2010” adlı kuvvet yapılanması çerçevesinde Jandarma ve Sahil Güvenlik Komutanlıkları dahil 820 bini bulan asker sayısını azaltmayı planlıyordu ki böylece değişen tehditlere uyum sağlayacak, sayıca az ama vuruş gücü yüksek silahlarla donatılmış çevik ve esnek bir ordu kurulsun. TSK’nın, 27 Nisan 2007 muhtırası gibi müdahalelerle siyasete sürekli karışması, günümüz koşullarında bir ordu için elzem olan yeniden yapılanıp, küçülmeye gitmesini mümkün kılmadı. Ergenekon davaları kapsamında, Şener Eruygur gibi kimi dört yıldızlı emekli generaller ile muvazzaf askerlerin, asli işleri olan ordunun çağın gereklerine göre hazırlanması yerine anayasal düzeni yıkma suçlamalarıyla yargılanıyor olmaları, TSK’nın, Türkiye’nin bekası için sivil demokratik denetime tâbi tutulmasının hayati bir konu olduğunu gözler önüne serdi.

Aslında demokratikleşme yolunda ilerleyen ülkelerde, siyasi otorite ve muhalefet partilerini de temsil eden parlamentolar, kendilerine bağlı kurumlardan biri olan silahlı kuvvetlerin, günün ve geleceğin şartlarına göre yapılanmalarını sağlayacak yasal alt yapıyı hazırlarlar, bütçelerini denetleyip, hesap verebilir konuma gelmelerinin ve böylece şeffaflaşmalarının önünü açarlar. Bunun adına da orduların demokratik sivil denetimi denir.

Seçilmişler, bu görevlerini yerine getiremedikleri içindir ki halen vatandaşın korktuğu bir ordusu var. Korkuyor zira, daha dört askerî müdahalenin travmasını atlatamamış topluma, iki yıl önceki 27 Nisan e-muhtırası ile yeni bir darbe indirildi.

Korkularla beslenmiş ve beslenmekte olan toplumlar, fikirlerini özgürce söyleyemedikleri içindir ki içlerindeki yaratıcılık vasfı körelir, çağı atlayamaz, istikrarsızlık içinde boğuşup durur.

Şeffaflığın olmadığı ortamlar puslu havadan beslenir, demokrasiyi benimsemiş toplumlarda konu bile edilmeyecek kimi toplantı sonuçları, bizde gündemin baş maddesini oluşturur, iş, aş, ekonomik kalkınma yoluyla sanayileşme gibi hayati konular gündemin alt sıralarına itilirler.

Örneğin, ağustos başında yapılan ve general ve amirallerin terfi ve emekliliklerinin görüşüldüğü olağan YAŞ toplantısından çıkan sonuçlar, her yıl olduğu gibi bu yıl da gazetelerin birinci sayfalarında haber olarak yer buldu ama haber oluş şekli sorunluydu. TSK, özerk konumunu sürdürdüğü ve kamuoyuna bilgi verme yükümlülüğünü yerine getirmeme keyfiyetini sürdürdüğü içindir ki, YAŞ sonuçlarının ancak şifresini çözme arayışları içine giriyor, gerçek durumu yansıtamıyoruz.

Keza, Ergenekon soruşturması kapsamında adları, ciddi şüphe uyandıracak şekilde geçen kimi askerlerin terfi ettiklerini öğreniyoruz. Ya da orgeneral sayısının (yeniden) 15’e çıktığını öğreniyoruz, İlk kez Genelkurmay İkinci Başkan Yardımcılığı kadrosunun oluşturulduğunu öğreniyoruz. Kimi gazeteler, bu kararı Genelkurmay Başkanlığı kadrosunun güçlendirildiği şeklinde yorumlamış.

İşin aslı ise şöyle; birkaç yıl önce, NATO’nun yeniden yapılandırılması çerçevesinde, İzmir’deki ittifak karargâhı lağvedilince TSK’nın bir orgeneral kadrosu açığı oluştu zira bu karargâhın Türk komutanı orgeneral rütbesindeydi. 2004 yılında yapılan reformlar çerçevesinde MGK Genel Sekreterliği görevi de sivile geçince, bir orgeneral kadrosu daha boş kaldı.

NATO karargâhının lağvedilmesiyle ortaya çıkan bir orgeneral açığı, kısa adı EDOK olan Eğitim ve Doktrin Komutanlığı rütbesi or’a yükseltilerek kapatıldı. MGK genel sekreterinin sivilleşmesi ile doğan bir orgeneral açığı da, ağustos başında yapılan YAŞ toplantısında, Genelkurmay İkinci Başkan Yardımcılığı kadrosu oluşturularak kapatıldı.

Anlayacağınız, bu kadro oluşumu, ihtiyaçtan ziyade açıkta kalan orgeneral kadrolarının doldurularak, sayının yeniden 15’e çıkartılmasından ibaret.

Türkiye’de çeşitli rütbelerde yaklaşık 340 general var. Türkiye ile aynı nüfusa sahip Almanya’nın, toplam asker sayısı yaklaşık 250 bin iken bizim ordu mevcudumuz (Neredeyse yüzde 90’ı mecburi askerlik hizmeti yapanlar olmak üzere) yaklaşık 820 bin ve bu sayı bazen yılda 1 milyona çıkabiliyor.

Gerçi, üniversite ve yüksek lisans eğitimi yapan gençlerin sayısı arttıkça, her yıl askere giden sayısında da bir azalma var. Bu nedenle TSK’nın, tek tip askerlik uygulaması üzerinde çalışma başlattığı ve böylece üniversite mezunları için altı ay olan kısa dönem askerlik uygulamasını kaldırmaya hazırlandığı belirtiliyor. Belki de böyle bir çalışma hiç yok ya da uzun vadede yürürlüğe girebilir. Ama, gençler üzerinde öyle bir panik yarattı ki bu haber, kısa dönem uygulamasının kalkabileceğinden ürken pek çok üniversiteli genç, bu yıl içinde askere yazıldı. Bu da psikolojik harekâtın bir parçası olsa gerek.

Sonuçta, Türkiye’nin 340 generale ve zaman zaman 1 milyona ulaşan askere ihtiyacı var mı?, bu konu kamuoyunun yanısıra siyasi otoriteler ve parlamento tarafından ciddi şekilde sorgulanmalı. Ordunun, kendi planlarına da ters düşecek şekilde küçülmek yerine sürekli büyümesinin şifreleri, ancak demokratik sivil denetimi sağlandığı zaman çözülür.

Türkiye’de Kürt sorununa çözüm iradesi de bir oluşsa, TSK’nın sürekli büyümesinin de gereksizliği ortaya çıkar ve ülkenin bekası için gerekli sayıca az ama vurucu gücü yüksek çevik bir silahlı kuvvetlere sahip oluruz.

Lale Sarıibrahimoğlu

Taraf, 12.8.2009

13.08.2009

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.