08 Ekim 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Kültür-Sanat

 

MAHYALARA SİYASET GÖLGESİ DÜŞERSE

Ramazan aylarında minareler arasına asılan “mahya”lardan kalp ve ruhumuza manevî mesajlar sızar. Özellikle tek parti devrinde mahyaların başına gelmedik kalmamış. Gönlümüze manevî mesajlar gönderen mahyalarda ‘Atatürk’, ‘Var ol İnönü’ gibi yazılar da yer almış.

İSTANBUL’UN kurtuluşunun 86. yıl dönümü kutlamaları çerçevesinde tarihî camilere asılan ve bugüne kadar pek görülmeyen mahyalar dikkat çekti. Aslında görüldüğü zamanlar olmuş yakın tarihimizde. Bazı vatandaşlar mahyalarda yer alan ifadelerin sakıncalı olmadığını, bazıları ise demokratik açılım tartışmalarını yaşandığı bir zamanda buna benzer eylemlerin ayrımcılığı körükleyeceğini ifade etti. Süleymaniye Camii’ne asılan ‘Ne Mutlu Türküm Diyene’, Eyüp Sultan Camii’ne asılan ‘Önce Vatan’, Sultanahmet Camii’ne asılan ‘Ordumuza Şükran Borçluyuz’, Yeni Cami’ye asılan ‘Milli Birlik Esastır’ yazılı ibareler önceki geceye kadar yanar halde kaldı. Gelen tepkiler üzerine, önceki gece, mahyaların ışığı söndürüldü. Süleymaniye Camii çevresindeki esnaf, ilk defa Ramazan ve mukaddes geceler dışında ışıklandırılmış mahya gördüklerini ve bugüne kadar da “Ne Mutlu Türküm Diyene” ifadesinin yer aldığı bir mahyaya rastlamadıklarını kaydetti.

Aksiyon’dan Ayşe Adlı’nın yazısında, Prof. Dr. İsmail Kara, Yusuf Çağlar ve Ömer Faruk Şerifoğlu tarafından ‘İstanbul, 2010 Avrupa Kültür Başkenti’ projeleri kapsamında yayımlanacak kitapta ana konu olarak mahyalar işlendiği ifade ediliyor ve kitapta yer alan ilginç bilgilere yer veriliyor.

Prof. Kara, yazılı mahyaların ilk ne zaman başladığının bilinmediğini, ilk örneklerin ‘Merhaba, Merhaba Ya Şehr-i Ramazan, Gufran Ayı, Bismillah, Safa geldin, Elveda' gibi kısa yazılarla başladığını, yazıya geçilmesiyle birlikte mahyaların sosyalleştiğine ve siyasallaştığına dikkat çekiyor ve ekliyor: “Mesajların içeriğinde göze çarpıyor muhteva değişikliği. Özellikle I. Dünya Savaşı, mütareke ve Millî Mücadele yıllarında ‘Yetimleri koru, Şehitlere Fatiha, Hilâl-i ahmeri unutma, Para biriktir, Yerli malı kullan’ gibi yardımlaşma ve savaş mağdurlarını gözetmeye dönük mesajlar, vurgular var. Bu mahyalar bize Türkiye’de siyasî merkez ve toplumun din meselesine nasıl baktığını gösteriyor.” Kitapta yer alan başka bir fotoğraf ‘Müslümanlar Cumhuriyetperverdir’ yazan bir mahyaya ait. ‘Atatürk’, ‘Var ol İnönü’ yazılı mahyaların fotoğrafları da ulaşmış bugüne. “Cami, bütün İslâm tarihi boyunca aynı zamanda siyasî bir kurum. Cuma namazları ve özellikle hutbe çok önemli siyasî unsurlardır.” diyen Kara, laik bir rejim olma kararındaki Cumhuriyet’in mahyaları araç olarak kullanmasını ‘siyasallaşma’ olarak yorumlasa da bu realiteyi Cumhuriyetle başlatmıyor ve “Abdülhamid döneminde, padişahın doğumu minarelere, camilerin aydınlatılmasına intikal ediyor. Siyasallaşma orada da var. Padişah, Ramazanda seferden dönüyorsa ‘Padişahım çok yaşa’ yazıyor bir mahyada” diyor.

Mahyalar, halkın heyecan ve zevkine hitap ederek halkı manevî bir havanın içine sokuyor. 1950’lere kadar zeytinyağıyla yanan kandiller kullanılarak hazırlanan mahyalarda, elektrik kullanılmaya başlanıyor. Bir de tarihî camilerin kontrolü, saraydan Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne geçtikten sonra hangi selâtin caminin mahyasına ne yazılacağına onlar karar veriyor. Ancak bu gün ciddî bir karışıklık var ortada. Tarihî camiler dışındaki camilere hangi şartlarda mahya asılacağını ve bu mahyalarda ne yazacağını düzenleyen bir düzenleme yok. Peki bu yazılara kim veriyor? Cami dernekleri. Onlarda bazen eski günleri hayırla yâd etmeyi zorunlu kılan yazılara yer veriyor mahyalarda. Sahi, Süleymaniye, Eyüp Sultan, Sultanahmet Camii, Yeni Cami’ye asılan mahyaların kararını kim verdi? Merak etmiyor musunuz?

MAHYALARA NELER YAZILMIŞTI

Mahyalara neler yazıldığını Türkiye’de yaşayan hemen herkes az ya da çok bilir. “Bugüne kadar pek görülmeyen mahya yazıları”yla birlikte, mahyalara yazılanları bir sıralayalım. Bakalım yakın tarihimizde yaşanmışlara dair ip içları yakalayabilecek misiniz? İşte yazılardan bazıları: Para biriktir, Merhaba, Merhaba Ya Şehr-i Ramazan, Gufran Ayı, Bismillah, Safa geldin, Elveda, ‘Yetimleri koru, Şehitlere fatiha, Hilal-i ahmeri unutma, Yerli malı kullan, Müslümanlar Cumhuriyetperverdir, Atatürk, Var ol İnönü, Padişahım çok yaşa...

08.10.2009


 

“Deli Dumrul” Mecbur Adam oldu

İSTANBUL Büyük Belediyesi (İBB) Şehir Tiyatroları Ekim ayında ‘’Deli Dumrul’’ hikâyesinin farklı bir bakışla işlendiği ‘’Mecbur Adam’’ oyunuyla izleyici karşısına çıkıyor. ‘’

Mecbur Adam’’ adlı oyun, 7-11 Ekim arasında Kadıköy Haldun Taner Sahnesi’nde, 28 Ekim-1 Kasım arasında ise Üsküdar Kerem Yılmazer Sahnesi’nde seyredilebilecek.

08.10.2009


 

“Dört Mevsim Kastamonu”

KASTAMONU’NUN tabiî güzellikleri ile el san'atlarını tanıtmak amacıyla Kastamonu Valiliği’nce organize edilen ‘’Dört Mevsim Kastamonu’’ fotoğraf ve el san'atları sergisi Başkentlilerle buluştu.

Başbakanlık Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü Sanat Galerisi’ndeki sergide, fotoğrafların yanı sıra, el san'atlarından örnekler yer alıyor. Sergi 11 Ekim Pazar gününe kadar açık kalacak.

08.10.2009

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

Bütün haberler

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.