12 Aralık 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Güncel

 

Siyasetin dili kutuplaşmaya götürüyor

TÜSİAD YİK Başkanı Mustafa Koç, kültürel kimlikler ekseninde ortaya çıkan bir kutuplaşma olduğunu belirterek, “Siyasilerimiz söylemlerinin toplumda yarattığı tahribatı görmezden geliyor. Siyasette meydana getirilen gerginlik ortamı her türlü kışkırtmaya uygun zemin oluşturuyor. Gelişmelerden çok ciddi endişe duyuyoruz” dedi.

TÜSİAD: Siyasetin dili kutuplaşmaya götürüyor

TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Toplantısı’nda gündem demokratik açılım ve son günlerde meydana gelen terör olayları oldu. TÜSİAD YİK Başkanı Mustafa Koç, kültürel kimlikler ekseninde ortaya çıkan bir kutuplaşma olduğunu belirterek, “Siyasilerimiz söylemlerinin toplumda yarattığı tahribatı görmezden geliyor. Siyasette yaratılan gerginlik ortamı her türlü kışkırtmaya uygun zemin oluşturuyor. Gelişmelerden çok ciddi endişe duyuyoruz” dedi. Devlet Bakanı Hayati Yazıcı ve Federal Alman Parlementosu SPD Grup Başkanı Frank Walter Steinmeier’in de katıldığı toplantıda konuşan Mustafa Koç, kutuplaşmanın öngörülemeyen ağır sonuçlara sürükleyebileceğini savundu. Koç, şöyle konuştu: “Siyasi ortam sertleştikçe kaybeden her zaman demokrasi oluyor. Demokratik açılımın vazgeçilmez parçası olan seçim barajının indirilmesine ve siyasi partiler yasasına karşı bariz bir mutabakat söz konusu. Endişemiz krizin gölgesinin üzerinden kalkmadığı bir ortamda siyasi iklim üzerinden ekonominin güven baskısı altında kalması. Büyüme için dış finansmana erişimi yetersiz, AB’ye doğru yürüyüş heyecanını yitirmiş bir ülke olarak güven meselesi ekonominin en üst sırasına taşınmalı.”

12.12.2009


 

GÜL: KİM YAPARSA YAPSIN BU BİR PROVOKASYONDUR

Tokat’ın Reşadiye ilçesinde 7 askerimizin şehit olduğu olayın faili meçhul kalmayacağı sözünü veren Cumhurbaşkanı Abdullah Gül şöyle konuştu: “Bu işin zamanı, yeri, yapılış şekline baktığınızda çok alenî bir provokasyon ve bir plan var ortada. Yanlış da anlaşılmasın provokasyon deyince hemen terör örgütünün dışındakiler akla gelir onu söylemek istemiyorum.” Cumhurbaşkanı Gül bir soru üzerine de liderleri toplayabileceğini söyledi.

KÜRT AYDINI BURKAY DERİN YAPIYA DİKKAT ÇEKTİ

İsveç’te yaşayan Kürt aydın ve siyasetçi Kemal Burkay, son şehit haberlerini değerlendirirken çarpıcı açıklamalarda bulundu. Burkay, yaşanan acı olayların arkasındaki “derin yapıya” işaret etti. Öcalan’ın “33 eri biz öldürmedik; saldırıyı üstlenmek zorunda kaldık” dediğini anlatan Burkay, bundan önceki pekçok olayın PKK’ya üstlendirildiğini iddia etti. Burkay, DTP'nin de bu süreçte iyi bir sınav vermediğini belirterek, oyuna gelinmemesini istedi.

SALDIRI KÜRT-TÜRK ERGENEKONU ORTAK

YAPIMI

Katılımcı Demokrasi Partisi Genel Başkanı Şerafettin Elçi de saldırıyla, demokratik açılımı baltalamak ve bir Türk-Kürt çatışmasına zemin hazırlamanın hedeflendiğini söyledi. Elçi, saldırıyı Türk-Kürt Ergenekon’unun birlikte organize ettiğini ileri sürdü. Elçi, Türkiye’de ne zaman ülkenin önünün açılması, hukukun üstünlüğü ve demokratikleşme konusunda bir gelişme yaşansa bu tür olayların ortaya çıktığını söyledi.

GENELKURMAY: PKK ÜSTLENDİ, İDDİALAR

KASITLI

Genelkurmay Başkanlığı İstihbarat Başkanı Korgeneral İsmail Hakkı Pekin ise, Tokat’taki saldırının PKK/KONGRA-GEL terör örgütü tarafından yapıldığının açık ve net olarak belirlendiğini belirtti. Öte yandan, eylemi yapanlar arasında adı geçen DHKP-C örgütü Reşadiye eylemine katılmadığını açıkladı. Örgüt açıklamasında “Söz konusu eylem, tarafımızdan gerçekleştirilmemiştir. Eyleme herhangi bir şekilde katılımımız olmamıştır” dedi.

Gül: Liderleri toplayabilirim

CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül, Tokat da, 7 askerimizin şehit edilmesi olayının kesinlikle faili meçhul kalmayacağını belirterek, “Türkiye gergin bir dönemden geçmektedir. Liderleri Çankaya Köşkü’nde toplantıya çağırabilirim” dedi.

Resmi bir ziyaret için Arnavutluk’ta bulunan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, kendisini takip eden bir grup gazeteciye önemli açıklamalar yaptı. Tokat da, 7 askerimizin şehit edilmesi olayının kesinlikle faili meçhul kalmayacağını belirten Gül, “ Bu işin zamanı, yeri, yapılış şekline baktığınızda çok aleni bir provokasyon ve bir plan var ortada. Yanlış da anlaşılmasın provokasyon deyince hemen terör örgütün dışındakiler akla gelir onu söylemek istemiyorum. Ama dikkati çekmek isterim; Bunun yeri hem coğrafi olarak yeri hem mevkii olarak yeri Anadolu’nun ortasındaki bir mevki olarak yeri hem yapılış şekli hem zamanı çok açık. Türkiye bu oyunlara gelmemesi lazım. Bu işin üstesinden muhakkak kalkmamız lazım. Türkiye gergin bir dönemden geçmektedir. Liderleri Çankaya Köşkü’nde toplantıya çağırabilirim. Bunun açıkçası bir ön çalışmasını yapacağım. Tabi ki yapmayı düşünüyorum. Olabilirliğini görürsem beraber de yapmayı düşünüyorum” diye konuştu.

Herkesi sorumluluk bilinciyle hareket etmeye çağıran Cumhurbaşkanı Gül,” Herkes ama herkes ağzından çıkanı kendi kulağı bir dinlesin. Ayrım yapmadan söylüyorum, herkesin ağzından çıkanı kulağı dinlesin” dedi.

Burkay, ‘derin yapı’ya dikkat çekti

İsveç’te yaşayan Kürt aydın ve siyasetçi Kemal Burkay, son şehit haberlerini değerlendirirken çarpıcı açıklamalarda bulundu. Terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan ile yaptığı bazı konuşmaları aktaran Burkay, yaşanan acı olayların arkasındaki “derin yapıya” işaret etti. Geçmiş yıllardaki tecrübelerine dayanarak, son olayların arkasındakilere ve oynanan tezgâha dikkat çeken Burkay, artık halkın bu oyunlara gelmeyeceğini ve birlik içinde bunların aşılabileceğini kaydetti.

Burkay, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, son gelişmeleri değerlendirirken “Ne zaman çözüm konuşulsa bir yerlerde patlamalar oluyor” değerlendirmesine katıldığını belirterek, şunları kaydetti: “Reşadiye olayı da bana göre bir provokasyon. Başbakan da aynısını söylemiş ve ‘Tertip ve provokasyon’ demişti. Benim bunda hiçbir kuşkum yok. Olay, 1993’deki 33 askerin öldürülmesi olayına aynen benziyor. Biliyorsunuz, o dönemde de bir yumuşama süreci vardı ve Özal eliyle başlatılmıştı. Silahların susturulması amaçlanıyordu, Kürt sorununa bir çözüm bulunması amaçlanıyordu. Hem iç hem de dış kamuoyunda umutlar belirmişti. Gerçekten de çok iyi bir ortam oluşmuştu. O süreç 33 askerin ölümüyle birlikte bıçak gibi kesildi. O zaman da bu olayın bir provokasyon olduğunu düşünmüştüm ve nitekim bizim o dönemde Öcalan ile bir protokolümüz vardı, telefon irtibatımız da vardı. Önemli durumlarda birbirimize telefon açabiliyorduk. Bu olaydan sonra ben kendisine telefonla bu 33 askerin öldürülmesi olayını sormuştum ve bu olumlu havanın, 33 askerin öldürülmesiyle birlikte bozulduğunu söylemiştim. Bunu niye yaptıklarını sorduğumda bana aynen şunları söyledi: ‘Benim de haberim yok ama sahip çıkmak zorunda kaldım’ Bu sürece zarar verdiğini söyledim ona. O da sahiplenmek zorunda kaldıklarını ifade etmişti. Saldırılardan onun bile haberi yoktu. Ama neticede o zamanki yumuşama dönemi bıçak gibi kesilmişti. Özal da çözüm yanlısı bir insandı ama o provokasyon ile çözüm kesintiye uğradı. Evet, şimdi benzer bir durum var. Aktütün’de de, Dağlıca’da da aynı oynandı, benim kanım oydu. Böylesine acımasızca oyunlar oynanıyor, yumuşamayı sabote etmek için.”

‘Saldırı Kürt-Türk Ergenekonu ortak yapımı’

TOKAT'IN Reşadiye ilçesinde 7 askerin şehit düştüğü saldırıya her kesimden tepki yağıyor. Katılımcı Demokrasi Partisi(KADEK) Genel Başkanı Şerafettin Elçi, saldırıyla, demokratik açılımı baltalamak ve muhtemel bir Türk-Kürt çatışmasına zemin hazırlamanın hedeflendiğini söyledi. Saldırının bugüne kadarki PKK eylemlerinden farklı olduğuna dikkat çeken Elçi, saldırıyı Türk-Kürt Ergenekon’unun birlikte organize ettiğini iddia etti. Ergenekon ile PKK’nın birlikte çalıştığını ilk dile getiren isim olan Elçi, Türkiye’de ne zaman ülkenin önünün açılması, hukukun üstünlüğü ve demokratikleşme konusunda bir gelişme yaşansa bu tür olayların ortaya çıktığını söyledi. Elçi, ülkedeki kargaşa ortamından medet uman hem Türk kesiminde hem de Kürt kesiminde insanların mevcut olduğunu ifade ederek, KADEK liderinin, bu güçlerin Ergenekon çatısı altında amaç birliği içinde birlikte çalıştıklarını söylediğini aktardı. Öcalan’ın cezaevi şartlarının bahane edilerek çıkan olayların yanı sıra Tokat’taki saldırının demokratik açılımdan duyulan rahatsızlıktan kaynaklandığını aktaran Elçi, şunları söyledi: “Aralarında organik bağ olma ihtimali çok yüksek. Adeta çıkar birliği etrafında toplumu germede bir çıkar biriliği var. Hatta bir çatıma ortamı hazırlama düşüncesi var. Bazıları Kürt rahatsızlığını gerekçe göstererek varlık nedeni yapıyor. Devlet Kürtlerin haklı ve meşru taleplerini karşılar ve onlar da ‘bu devlet bizim de devletimiz devlete sahip çıkalım’ deme noktasına geldikleri anda bu tür şiddet yanlılarının gereği kalmaz. Yani toplumdan beslenen damarları tıkanır. Dolayısıyla PKK sempatizanlarının sebep olduğu taşkınlıklarla özellikle Reşadiye’deki pusunun aynı merkezden çıktığını düşünüyorum. Bunlar yapılan planların uygulamasıdır. Tam bir provokasyondur. Kitlesel çatışmalara varabilecek bu olay, hem amaç olarak hem uygulama olarak iyi planlanmış. Zamanlaması çok önemli. Türk ve Kürt kesiminin Ergenekonunun koordineli çalıştığını gösteriyor.” Elçi, DTP’nin de bu süreçteki tavrını eleştirdi. DTP’nin bir umut olarak görüldüğünü ancak bu tarihi fırsatı kaçırdığını savunan Elçi, bu partinin Kürtlerin temsilcisi yerine PKK’nın ve Abdullah Öcalan’ın sözcülüğüne soyunduğuna dikkat çekti.

Genelkurmay: PKK üstlendi, iddialar kasıtlı

GENELKURMAY İstihbarat Başkanı Korgeneral İsmail Hakkı Pekin, Tokat’ın Reşadiye ilçesinde 7 askerin şehit edildiği saldırının PKK/KONGRA-GEL terör örgütü tarafından yapıldığının açık ve net olarak belirlendiğini söyledi.Pekin, saldırıyla ilgili bugüne kadar maksatlı, ön yargılı ve haksız çeşitli yorumlar yapıldığını savundu. Pekin, Genelkurmay’daki Basın Bilgilendirme toplantısında teknik tespit imkanlarından faydalanılarak, bu olayın Tunceli bölgesinde bulunan terörist gruba bağlı özel güç birliğine ait 5-6 kişilik bir grup tarafından yapıldığını, yapılan incelemede eylem talimatının Tunceli bölgesinden sorumlu terörist tarafından verildiğinin belirlendiğini ancak eylemle ilgili Zap bölgesinde bulunan “HPG” karargahına da rapor verildiğinin tespit edildiğini bildirdi. Korgeneral Pekin, Reşadiye’deki ilçesinde meydana gelen saldırıyla ilgili bugüne kadar maksatlı, ön yargılı ve haksız çeşitli yorumlar yapıldığını savundu. Korgeneral Pekin, saldırının PKK/KONGRA-GEL terör örgütü tarafından yapıldığının açık ve net olarak belirlendiğini ifade ederek, eylemi gerçekleştiren teröristler ile bağlı olduğu terörist grup arasında 8-9 Aralık 2009’da yapılan telsiz konuşmalarındaki seslerin analizlerinden, eylemi yapan ve eylem talimatını veren teröristlerin tespit edildiğini söyledi.

12.12.2009


 

Genelkurmay kapısı “meslek liseli”lere kapalı

Güvenlikçi ve hizmetli kadrosuna 16 personel alacağını duyuran Genelkurmay Başkanlığı, söz konusu alımlara “Meslek liseleri hariç” şartını koydu.

Genelkurmay kapısı “meslek liseli”lere kapalı Güvenlİkçİ ve hizmetli kadrosuna 16 personel alacağını duyuran Genelkurmay Başkanlığı, söz konusu alımlara “Meslek Liseleri Hariç” şartını koydu. Uygulama, Genelkurmay’ın sitesinde “Genelkurmay Başkanlığı Karargâhı ile bağlı birlikleri için açıktan memur alımı” başlığı ile bir ilan yayınladı. 2’si bayan toplam 14 hizmetli kadrosu için alınacak personelde aranacak nitelikler başlığı altında “Lise mezunu (meslek liseleri hariç) olmak” denildi. 2 bayan güvenlik görevlisi kadrosu için de “Lise mezunu (meslek liseleri hariç) olmak, 5188 Sayılı özel güvenlik eğitim sertifikası almış olmak veya meslek yüksek okulu özel güvenlik ve koruma veya savunma ve güvenlik bölümü mezunu olmak, (boyu 165 cm ve yukarı) olmak” şartı yazıldı. Meslek liselerin de ‘’güvenlik ve sosyal hizmet’’ bölümleri bulunduğu gözardı edildi.

12.12.2009


 

Saldırı, açılımı engellemeye yönelik

BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, Tokat’ta 7 askerin şehit olduğu saldırıyla ilgili, “Bu tür saldırıların hepsi, milli birlik ve kardeşlik projemizi, demokratik açılım sürecimizi engellemeye, baltalamaya, projeyle ilgili umutları ortadan kaldırmaya yönelik saldırılardır” dedi.

ABD ve Meksika ziyaretlerini tamamlayarak yurda dönen Erdoğan, Esenboğa Havalimanında basın toplantısı yaptı. Tokat’taki hain terör saldırısına ilişkin ABD’de açıklama yaptığını hatırltan Erdoğan, “Bu tür saldırıların hepsi, milli birlik ve kardeşlik projemizi, demokratik açılım sürecimizi engellemeye, baltalamaya, projeyle ilgili umutları ortadan kaldırmaya yönelik saldırılardır” dedi.

Güvenlik ve istihbarat birimlerinin Tokat’taki saldırının planlayıcıları, tetikçileri, yardım ve yataklık yapanları ortaya çıkaracaklarını belirten Erdoğan, bölücü terör örgütünün saldırıyı üstlendiğini hatırlattı. Erdoğan, şöyle konuştu: “Bu da ayrı strateji, taktik olabilir. Ama bölücü terör örgütünün o bölgede faklı terör örgütleriyle işbirliği içinde olduğunu geçmişten bugüne uygulamalarıyla biliyoruz. Bu çalışmalarla ilgili güvenlik güçlerimiz, bütün bunlara rağmen, işin gerçek yüzünü de ortaya çıkarabilmek için çalışmalar devam ediyor. Bugün de Genelkurmay Başkanlığımız haftalık basın toplantısında açıklamayı yapmış bulunuyorlar. Bundan sonraki süreçte de yine bu tür olayların, o bölgelerdeki hassassiyetleri artırmak suretiyle devam edeceğini ifade etmek istiyorum.”

MUHALEFETLE BİR ARAYA GELMEYİ

DÜŞÜNMÜYORUM

CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül’ün liderlerle görüşeceğine ilişkin basında yer alan haberlerin hatırlatılması üzerine Erdoğan, böyle bir davete kendisinin katılacağını söyledi. Muhalefetin tavrına yönelik eleştiride bulunan Erdoğan, şöyle konuştu: “Şehitlerimiz üzerinden siyasi istismar konusu yapmak suretiyle hükümeti ihanetle, hıyanetle adeta hakarete maruz bırakan anlayıştan hiç birşey beklemiyorum. Onlarla bir araya gelmeyi arzu etmiyorum. Bu hükümete, bu konudaki hassasiyeti sebebiyle bu tür hakarette bulunan bir anlayışla asla bir araya gelmek söz konusu olamaz.”

12.12.2009


 

Bülent Arınç: Bize düşen görev, failleri bulmak

BAŞBAKAN Vekili, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Tokat’ın Reşadiye ilçesindeki terör saldırısına ilişkin olarak “Bizim görevimiz, bu alçakça saldırıyı yapanları bir an önce yakalayıp adaletin pençesine teslim etmek ve cezalandırılmasını temin etmektir” dedi.

Arınç, Kayseri Valisi Mevlüt Bilici’yi ziyaretinde gazetecilere yaptığı açıklamada, Reşadiye’deki terör eyleminin bütün Türkiye’de gönüllere ateş düşürdüğünü, yedi vatan evladının kalleşçe pusuya düşürülmek suretiyle şehit edildiğini ifade etti. Şehitlerin annelerinin, babalarının ve yakınlarının söylediklerini bütün siyasetçilerin iyi duyması gerektiğini dile getiren Arınç, şunları söyledi: ‘’Görüş mesafesinin çok az olduğu sisli bir zamanda bir virajı tam dönülebileceği bir yerde pusu kurularak işlenmiş, maalesef askerlerimiz silahlarına davranma imkanı bile bulamadan şehit olmuşlardır. Bu işi yapanlar kaçmış. Buralarda takviye güvenlik güçleri göndermek suretiyle aramalar, taramalar, yol kesmeler, kontroller fazlasıyla yapılıyor. Bizim görevimiz, bu alçakça saldırıyı yapanları bir an önce yakalayıp adaletin pençesine teslim etmek ve cezalandırılmasını temin etmektir. Olayı kim yapmıştır, niçin yapmıştır ancak bunları yakaladıktan sonra ortaya çıkabilecektir. Şimdi bize düşen sıkı takip ve iyi istihbaratla yapanları bizzat yakalamak, sadece tetiği çekenleri değil, onlara bu komutu veren onlara hükmeden elleri maşaları, beyinleri de bulabilmektir. Şehitlerimizin kanı yerde kalmayacak.’’

12.12.2009


 

Kaçmaz, savunmasını verdi

SİNCAN 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Osman Kaçmaz, Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nd savunmasını verdi. Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Osman Kaçmaz, Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi’ne geldi.

Kaçmaz, adliyeden ayrılışı sırasında, basın mensuplarının soruları üzerine yaptığı açıklamada, mahkemeye savunmasını verdiğini belirtti. Osman Kaçmaz, şunları söyledi: ‘’Bir yargı mensubu olarak şu anda savunmamı verdim. Bunun yanında gerçekten yargıya bir saldırı var. Biliyorsunuz, 36 hakim ve savcı ‘Ergenekon’ nedeniyle dinlenildi. Bunlara Sayın Bakanımız, ‘herhangi bir şey bulamadık’ diye mektup yazdı. Şimdi takip ediyorum, o 36 hakim ve savcı nasıl bir işlem yapacak. Öncelikle kendi haklarını korumalarını bekliyorum. Çünkü yargıya saldırı sadece bana ya da diğer yargı mensuplarına değil. Öncelikle kendi haklarını korumalarını bekliyorum. Çünkü kendi haklarını koruyamayanlar, vatandaşın hakkını koruyamazlar. Ben böyle düşünüyorum.’’

12.12.2009


 

B, C, D, E planlarımız var

Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, Danıştayın katsayı kararının ardından “B, C, D ve E’ye kadar planları olduğunu’’ belirterek, ‘’Bunu baştan biliyorduk, her şeye hazırlandık’’ dedi. Özcan, ‘’planlarına, sınav sisteminin de dahil olup olmadığının’’ sorulması üzerine, sınav sisteminin ana hatlarıyla aynı kalacağını, sınav tarihlerinin de değişmeyeceğini söyledi.

Özcan: Her şeye hazırlandık

YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, Danıştayın kararının ardından ‘’B, C, D ve E’ye kadar planları olduğunu’’ belirterek, ‘’Bunu baştan biliyorduk, her şeye hazırlandık’’ dedi.

Prof. Dr. Özcan, Hacettepe Üniversitesi Beytepe Kampüsü’ndeki sosyal tesislerde düzenlediği toplantıda, basın yayın organlarının temsilcileriyle bir araya gelerek değerlendirmelerde bulundu. Özcan’ın verdiği bilgiye göre, Danıştay’ın katsayı sistemine ilişkin yürütmeyi durdurma kararından sonra, yapılacak düzenleme 17 Aralıktaki YÖK Genel Kurulunda ele alınacak. Özcan, ‘’B, C, D ve E’ya kadar planları olduğunu’’ ifade ederek, ‘’Bunu baştan biliyorduk, her şeye hazırlandık’’ dedi.

Yeni düzenlemenin, ana hatlarıyla iptal edilene paralel olacağını belirten Özcan, ‘’Sınav sistemi anahatlarıyla aynı olacak, 2010’daki sınav tarihleri değişmeyecek’’ dedi.

Özcan, ‘’katsayı farkı aralığının daraltılmasının da alternatiflerden biri olduğunu’’ ifade ederek, ‘’Biz bize düşeni çarçabuk devreye sokmayı planlıyoruz’’ diye konuştu.

YÖK Başkanı Özcan, bir gazetecinin ‘’Aynı sonuçlar doğuracak karar almak hukuku dolanmak olmaz mı?’’ sorusuna, ‘’Gerekirse hukuku da dolanacağız...’’ cevabını verdi. Özcan, toplantı sonunda, bu ifadesinin ‘’yanlış anlaşıldığını’’ belirterek, ‘’Bizim hile yapmamıza gerek yok. Biz hukuku dolanmayız’’ diyerek, bu sözlerine açıklık getirdi. Danıştay’ın kararının ardından yasal düzenleme yoluna gidilip gidilmeyeceğinin sorulması üzerine, Özcan, ‘’Ben bu yola karşıyım. Bir defa bu bizim işimiz. Biz hallederiz...’’ karşılığını verdi.

Düzenlemelerle ‘’tüm meslek okullarındaki öğrencilerin üniversiteye girmesinin peşinde olmadıklarını’’ anlatan Özcan, en yeteneklilerinin üniversiteye girmesini istediklerini söyledi. Özcan, sayıları yılda 300 bin olan meslek okulu mezunlarından 212’sinin üniversiteye girdiğini de kaydetti.

12.12.2009


 

İş dünyası katılım sürecine iyi hazırlanmalı

İktİsadİ Kalkınma Vakfı (İKV) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Haluk Kabaalioğlu, Avrupa Birliği (AB) katılım müzakereleri sürecinin başarıyla yönetilmesi için Türk iş dünyasının, bu sürece en iyi şekilde hazırlanması, ortaya çıkacak fırsatları ve zorlukları öğrenerek, ileriye dönük planlarını şekillendirmesi gerektiğini söyledi.

TOBB Konferans Salonu’nda düzenlenen seminerin açılış konuşmasını yapan Kabaalioğlu, 3 Ekim 2005 tarihinde resmen başlayan katılım müzakeresi sürecinin toplumun bütün kesimleri için önemli bir değişim anlamına geldiğini belirtti. Prof. Dr. Kabaalioğlu, bu değişimden en fazla etkilenen kesimlerin başında Türk iş dünyasının geldiğini vurgulayarak, AB müktesebatına uyumun, iş yapma ortamını değiştirmekle kalmayacağını, özel sektör için de önemli maliyetler ve fırsatlar getireceğini söyledi. Katılım müzakereleri sürecinin, Türkiye açısından önemine vurgu yapan Kabaalioğlu, ‘’Türk iş dünyasının, AB sürecine en iyi şekilde hazırlanması, ortaya çıkacak fırsatları ve zorlukları öğrenerek, ileriye dönük planlarını şekillendirmesi gerekmektedir’’ dedi. Kabaalioğlu, katılım süreci kapsamında bazı fasıllarda iş dünyasını, daha spesifik ve konjönktürel konularda bilgilendirici çalışmaların yapılması gerektiğini kaydetti.

Bu görüşten hareketle İKV’nin, ‘’Devlet yardımları ve Türkiye’nin AB’ye Uyumu’’ başlıklı semineri düzenlediğini belirten Kabaalioğlu küresel kriz döneminde bir kez daha ortaya çıkan ‘’Devlet Yardımları ve AB’ye Uyum’’ konusunun özel sektör başta olmak üzere Türkiye’nin bütün kesimlerini yakından ilgilendirdiğini ifade etti. Gümrük Birliği’ne üye bir Türkiye’nin antidamping gibi davranışlara muhatap kaldığını vurgulayan Prof. Dr. Kabaalioğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

‘’Biz devlet yardımları konusunda bir mekanizma kuramadığımız için AB ile bu anlamda bir anlaşma ve ortak dil oluşturabilmiş değiliz. Eğer bu mekanizmayı kursaydık, AB’nin Türkiye’den gelen mallara karşı herhangi olumsuz bir tavrı olamazdı. Devlet yardımlarını kontrol edecek bir mekanizmanın olmaması, Türkiye için ilerde daha büyük sorunlar oluşturacaktır. Bu nedenle bir an önce bu anlamda adımlar atılması gerekmektedir.’’

Prof. Dr. Kabaalioğlu, Türkiye ile AB arasında gerçek anlamda rekabet sağlanamazsa Türkiye’nin Gümrük Birliği’ne üye ülkelerin yararlandığı gibi AB fonlarından yeterince yararlanamayacağını kaydetti.

12.12.2009


 

Şemdinli'de çatışma: 3 yaralı

HakkÂrİ’nİn Şemdinli ilçesi kırsalında çıkan çatışmada, ilk belirlemelere göre 3 askerin yaralandığı bildirildi.

İlçeye bağlı Derecik beldesi Koçyiğit Köyü kırsalında arazi arama-tarama faaliyeti sürdüren güvenlik güçleri ile terör örgütü PKK üyeleri arasında çıkan çatışmada, ilk belirlemelere göre 3 asker yaralandı. Helikopterle Hakkâri Asker Hastanesine kaldırılan yaralıların tedavi altına alındığı belirtildi. Çatışmanın devam ettiği bölgeye Hakkâri ile Yüksekova ve Şemdinli ilçelerindeki askerî birliklerden çok sayıda takviye kuvvet gönderildiği, helikopterlerin de havadan destek sağladığı öğrenildi.

12.12.2009


 

6. Alevî Çalıştayı, 17 Aralık'ta yapılacak

AlevÎ çalıştaylarının altıncısı, aralarında Kemal Kılıçdaroğlu, Arif Sağ, Kamer Genç, Bayram Meral, Namık Kemal Zeybek ve Ökkeş Şendiller’in de bulunduğu isimlerin katılımıyla 17 Aralıkta yapılacak.Edinilen bilgiye göre, Rixos Otel’de gerçekleştirilecek çalıştay, Muharrem ayının ilk gününe denk geliyor.

Çalıştayın akşam yemeğinde oruç tutanlar için Alevilerin bu ayda yiyip içmekten sakındıkları yiyecekler göz önünde bulundurularak mönü hazırlanacak. Hayvansal gıdaların yer almayacağı mönü, sebze, pilav ve kompostodan oluşacak. Devlet Bakanı Faruk Çelik, aralarında Kemal Kılıçdaroğlu, Arif Sağ, Kamer Genç ve Bayram Meral, Akın Birdal, Prof. Dr. Cengiz Güleç, Ercan Karakaş, Fikri Sağlar, Derviş Günday, Haluk Özdalga, Prof. Dr Abdurahman Küçük, Ökkeş Şendiller, Namık Kemal Zeybek, Seyfi Oktay, Mukadder Başeğmez, Haşim Haşimi, Hüseyin Tuğcu, İbrahim Yiğit ve Mehmet Moğultay’ın bulunduğu katılımcıları bizzat telefonla arayarak dâvet etti. Alevî açılımını bilgi zemini üzerine oturtmayı hedefleyen çalıştaylar, 6. oturumla sona erecek. Ocak ayında ise şimdiye kadar yapılan bütün çalıştaylardaki bazı temsilcilerin katılımıyla 4-5 gün sürecek bir değerlendirme oturumu yapılacak. Çalıştayda hükümeti Devlet Bakanı Faruk Çelik temsil edecek, moderatörlüğü ise Necdet Subaşı yapacak.

12.12.2009


 

MADEN OCAĞI MEZARLARI OLDU

Bursa’nın Mustafakemalpaşa ilçesindeki maden ocağında meydana gelen göçükte mahsur kalan 19 işçinin vefat ettiğinin anlaşılması, yakınlarının umutlu bekleyişlerini hüzünle sonlandırdı. Olayın duyulmasının ardından bölgeye gelen işçi yakınları, yağışa rağmen sabaha kadar arama-kurtarma çalışmalarını büyük bir heyecan ve umutla izledi. İşçi yakınları, ocakta mahsur kalanların tamamının vefat ettiğinin açıklanmasından sonra büyük bir üzüntü yaşadı. Bakan Ömer Dinçer, ‘’Sanıyorum işçi arkadaşlarımızın bulundukları yerden çıkartılması geç zamanlara kadar sürecek’’ diye konuştu.

Madende facia: 19 işçi öldü

BURSA'NIN Mustafakemalpaşa ilçesindeki maden ocağında meydana gelen göçük sonrası mahsur kalan 19 işçi vefat etti.

Grizu patlaması, Mustafakemalpaşa ilçesine 30 kilometre uzaklıkta bulunan Alpagut Köyü yakınlarındaki Bükköy Madencilik İşletmesi’nde önceki gün saat 19:30 sıralarında oldu. 19 işçi yerin yaklaşık 220 metre altında mahsur kaldı. Ancak patlama sonucu oluşan göçük, işçilere ulaşılmasını engelledi. Çevre illerden ve diğer maden ocaklarından yardım ekipleri kurtarma çalışmalarına katıldı. Çalışmalara katılan 7 işçi zehirlenerek hastaneye kaldırıldı. Hava şartları da çalışmalara engel oldu. İşçilerin kurtarılması için Zonguldak’tan çağırılan ekibin gelmesi beklendi. Ancak ekibi taşıyan helikopter yoğun sis dolayısıyla iniş yapamadı. Geri dönen helikopterdeki kurtarma ekipleri patlamadan saatler sonra karayolu ile Bursa’ya hareket etti. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer de hava şartları sebebiyle olaydan yaklaşık 7.5 saat sonra Ankara’dan Bursa’ya geldi. Bakan Dinçer, patlamanın etkisiyle ocaktaki tahkimatın tamamen çöktüğünü belirterek, o sebeple çalışmaların temkinli bir şekilde sürdürüldüğünü bildirdi. Dinçer, ‘’Sanıyorum işçi arkadaşlarımızın bulundukları yerden çıkartılması geç zamanlara kadar sürecek. Uzman ekipler çalışmalarını sürdürüyor. Zonguldak’tan gelen ekip de çalışmalarını sürdürüyor’’ diye konuştu. Dinçer, olayla ilgili soruşturmanın çok yönlü olarak sürdürüldüğünü belirtti. Bir gazetecinin, ‘’İşçilerden tamamen umut kesildi mi?’’ yönündeki sorusuna Dinçer, ‘’Evet, maalesef görünen o ki yaşamlarını yitirdiler’’ cevabını verdi.

KİMLİKLERİ BELİRLENDİ

MADEN ocağında mahsur kalan 19 işçinin isimleri şöyle: Şenol Kurt, Ali Kazan, İzzet Kuşoğlu, Murat Aydın, Emir Ali Turhan, Murat Hanay, Mehmet Banbal, Seyit Ali Akduman, Mehmet Kuşoğlu, Yusuf Karaca, Erol Boran, Yunis Arçiçek, Ramazan Baştepe, Ertuğrul Demiray, Yahya Arabozan, Erol İkiz, Muammer Aktaş, Ahmet Çetin ve Mehmet Çetin.

GÖÇÜK DİNAMİT PATLATILMASI SONRASI

OLMUŞ

BURSA Valisi Şahabettin Harput, Mustafakemalpaşa ilçesinde maden ocağındaki göçüğün, bir dinamit patlatılmasının akabinde meydana geldiğini söyledi. Harput, dün akşam saat 19.30 sıralarında meydana gelen olaya ilk olarak firmanın kendi kurtarma ekiplerinin müdahale ettiğini, sonrasında Sivil Savunma Müdürlüğü, AKUT, Kütahya, Balıkesir Dursunbey ve Manisa Soma’dan gelen ekiplerin kurtarma çalışmalarına dahil olduğunu bildirdi. Harput, ‘’Ocakta yapılan çalışma sırasında bir dinamit patlatılmasının akabinde malûm göçük meydana gelmiş. Olayın meydana geldiği yer de 220 ila 250 metre derinlikte’’ dedi.

54 yılda, 2 bin 687 kişi öldü

TÜRKİYE Taşkömürü Kurumu (TTK) Genel Müdürlüğü istatistik verilerinden alınan bilgiye göre, kömür ocaklarında 1955-2009 yıllarındaki iş kazalarında 2 bin 687 işçi öldü, 326 bin 321 işçi yaralandı. Söz konusu yıllarda kuruma bağlı müessese müdürlüklerinden Kozlu, Armutçuk, Amasra, Karadon ve Üzülmez kömür ocaklarında ‘’göçük, grizu ve kömür patlaması, karbonmonoksit zehirlenmesi ile metan gazı ve karbondioksit boğulmaları’’ gibi kazalar oldu. Verilere göre, Kozlu üretim bölgesinde 1992’i de 263 madencinin vefat ettiği grizu faciası, Türkiye’de en fazla can kaybı yaşanan iş kazası olarak tarihe geçti. Aynı yıl, grizunun yanı sıra diğer kazalarla birlikte 277 işçi vefat etti, 5 bin 214 işçi de yaralandı. Havza madenlerinde belirlenebilen en eski ölümlü iş kazası 1875’de Ahmet Ağa adlı kişinin vefat ettiği kaza olarak kayıtlara geçti. Taşkömürü kurumunda bu yılki kazalarda 5 işçi öldü, 2 bin 657 işçi yaralandı. Şehirdeki özel kömür ocaklarında ise 3 işçi öldü, 1118 işçi de yaralandı. Kaçak ocaklarda da 4 kişi vefat etti.

UMUT, YERİNİ HÜZNE BIRAKTI

BURSA'NIN Mustafakemalpaşa ilçesindeki maden ocağında meydana gelen göçükte mahsur kalan 19 işçinin vefat ettiğinin anlaşılması, yakınlarının umutlu bekleyişlerini hüzünle sonlandırdı. Olayın duyulmasının ardından bölgeye gelen işçi yakınları, yağışa rağmen sabaha kadar arama-kurtarma çalışmalarını büyük bir heyecan ve umutla izledi. İşçi yakınları, ocakta mahsur kalanların tamamının vefat ettiğinin açıklanmasından sonra büyük bir üzüntü yaşadı. Maden ocağı çevresinde toplanan işçi yakınları, birbirlerine sarılarak gözyaşı döktü.

‘Meclis Araştırması Komisyonu’nun kurulduğu gün göçük

MADENCİLİK sektöründeki sorunların araştırılarak, alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir “Meclis Araştırması Komisyonu” kurulması kararlaştırıldı. Kararın Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiği gün ise Bursa’nın Mustafakemalpaşa ilçesinde maden ocağında meydana gelen göçükte 19 işçi göçük altında kaldı. Resmî Gazete’de karar şöyle duyuruldu: “Madencilik sektöründeki sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98’inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına, bu araştırmayı yapacak Komisyonun 16 üyeden kurulmasına, Komisyonun çalışma süresinin Başkan, Başkanvekili, Sözcü ve Kâtip Üye seçimi tarihinden başlamak üzere 3 ay olmasına ve gerektiğinde Ankara dışında da çalışmasına, Genel Kurulun 3/12/2009 tarihli 26’ncı Birleşiminde karar verilmiştir.”

12.12.2009


 

Kar yolları kapamaya başladı

YURDU etkisi altına alan soğuk hava hayatı olumsuz etkiliyor. Muş’ta etkili olan kar yağışı sebebiyle 9 köy yolu ulaşıma kapandı.

Muş İl Özel İdaresi Genel Sekreter Yardımcısı Sönmez Turgut, yaptığı açıklamada, merkeze bağlı Üçevler grup yolunun ulaşıma kapandığını belirterek, bölgede bulunun Üçevler, Cevizlidere, İnardı, Ağıllı, Ekindüzü, Alaniçi, Arıköy, Sağlık ve Kayalısu köyleriyle ulaşımın sağlanamadığını bildirdi. Bölgenin yüksek kesim olması sebebiyle zaman zaman fırtına ve tipi sebebiyle yol açma çalışmalarında sıkıntılar yaşandığını belirten Turgut, ‘’Muş-Kulp kara yolu güzergâhında Kayalısu bölgesindeki köprü çalışmamız sürüyor. Bu çalışmanın tamamlanmasıyla birlikte söz konusu köylere ulaşım bu güzergâhtan sağlanacak ve şu anda kapalı olan dağ yolunun kullanımına gerek kalmayacak’’ diye konuştu.

“KIRKLARELİ’NDE MEVSİMİN İLK KARI YAĞDI”

Meteoroloji yetkililerinden alınan bilgiye göre, Edirne’de hava sıcaklığının önceki güne göre 4 derece düştüğü, poyrazın etkili esmesi dolayısıyla hava sıcaklıklarının daha da düşeceği ifade edildi. Yetkililer, şehirde bugün en düşük 0, en yüksek 2, yarın en düşük -1, en yüksek 1 derece olacağını bildirerek, geceleri don olaylarına karşı vatandaşların tedbirli olmasını istedi. Öte yandan, dün sabah saatlerinde başlayan kar yağışının bugün de etkili olması bekleniyor. Kırklareli’nde hava sıcaklığının bugün -1 ile 2, yarın -3 ile 1 derece olmasının beklendiği bildirildi. Karla karışık yağmur yağacağını ifade eden yetkililer, Türkiye ile Bulgaristan arasında kara sınır kapısı olan Demirköy’e mevsimin ilk karının düştüğünü kaydettiler.

12.12.2009


 

Bağcılar Belediyesi’nden asker ailelerine maaş

BAĞCILAR Belediyesi, ihtiyaç sahibi askerlerin ailelerine aylık 150 TL “asker maaşı” veriyor.

Bağcılar Belediyesi, ihtiyaç sahibi askerlerin ailelerine 15 ay boyunca “asker maaşı” veriyor. Kurulduğu 1992 yılında başlayan ve tam 17 yıldır aralıksız devam eden uygulama kapsamında şimdiye kadar ihtiyaç sahibi binlerce aileye askerlik maaşı bağlandı. 2009 yılında ise 840 aile askerlik maaşı alıyor. Özellikle, ailesinin geçimini sağlayan ancak vatanî görevini yerine getirmek için işinden ayrılan gençlerin ailelerine yardımda bulunuyor. “Muhtaç Asker Ailesi Yardımı” adı altında verilen yardımdan vatanî görevini yapan Mehmetçiklerin yardıma muhtaç aileleri askerlik süresi olan 15 ay boyunca yararlanıyor. Aylık 150 TL olarak belirlenen yardım için belediye ekipleri müracaatları değerlendiriyor. Yapılan incelemeler sonunda muhtaç aileler belirleniyor.

12.12.2009


 

SGK, ilâçtaki katkı payını kademelendiriyor

SOSYAL Güvenlik Kurumu (SGK), sosyal güvenlik sisteminde gelir ve gider arasındaki farkı azaltmak, hizmet kalitesini beklentilerin üzerine çıkarmak amacıyla 1 yıllık sürede bazı uygulamaları hayata geçirecek.

Buna göre, ilâç katkı payı kademelendirilecek, ucuz tedavi seçeneklerinden katkı payı alınmaması için yasal düzenleme yapılacak. Alınan bilgiye göre, kurum tarafından hazırlanan eylem planında, SGK’nın önümüzdeki günlerde çeşitli alanlarda yapacağı çalışmalar bir takvime bağlandı.

Kurumun sağlık alanında yapmayı planladığı çalışmalarla, ‘’sosyal güvenlik sisteminde gelir ve gider arasındaki farkın azaltılması’’ ve ‘’hizmet kalitesini beklentilerin de üzerine çıkarması’’ amaçlanıyor. Kurumun bu amaçlar doğrultusundaki hedefleri de ‘’sağlık giderlerini disipline etmek’’ ve ‘’hizmet süreçlerini etkin ve verimli hale getirmek’’ olarak belirtildi.

Bu çerçevede, SGK Eylem Planı’nda 1 yıllık sürede hayata geçirilmesi kararı alınan bazı uygulamalar şöyle:

lKurumla anlaşmalı sağlık hizmeti sunucuları bünyesinde çalışan hekimler gerçek zamanlı sisteme kayıt edilerek sağlık harcamalarının kontrol ve düzenlenmesine yardımcı sistemler geliştirilecek.

lSosyal Güvenlik Kurumu optik sözleşmesi yenilenecek.

lOptik ve eczane reçete inceleme usul ve esasları belirlenecek.

lİlâçta kare-kod uygulamasına geçilecek.

lTek bilgisayar programı ile bütün sigortalı malûliyet, iş kazası ve benzeri kayıtları birleştirilecek.

lMEDULA-Reçete Provizyon hayata geçirilmesi.

lFatura inceleme kriterleri branş bazında belirlenecek.

lGlobal bütçe uygulamasına geçiş dönemine ilişkin sözleşmelerin/protokollerin ikincil mevzuat çalışmaları yapılacak.

lKamu iskonto oranları yeniden değerlendirilecek.

lSağlık hizmeti sunucuları sınıflandırılacak.

lMEDULA’dan alınacak veriler doğrultusunda 2009 yılı sağlık harcamalarına ilişkin T.C Kimlik Numarası, il, ilçe, hastane/eczane, doktor, işlem ve ilâç bazında ayrıntılı analizler yapılacak ve değerlendirilecek.

lSağlık hizmeti alınan kurumlarda görev yapan doktorların yaptıkları işlemlerle ilgili belirli dönemlerde kendilerine durumlarını gösterir bilgi gönderilecek.

lKurum dışına sevk işlemleri ile yapılacak diş tedavilerine ilişkin diş tedavi provizyon sistemi yazılımı yapılacak.

AKILLI KART UYGULAMASI

lAkıllı Kart uygulamasına geçilecek.

lKurum ile sağlık hizmeti arasında yapılan sözleşmeler/protokoller yıl sonunda, gerekmesi halinde yılbaşında revize edilecek.

lBütün çerçeve satışları kayıt altına alınarak, kayıt dışılığın önüne geçilecek.

lSağlık Uygulama Tebliğinde yer alan hükümlerin uygulanmasında birliktelik sağlanacak.

lBelirli bir miktarın üzerinde sağlık harcaması olan genel sağlık sigortalısı veya hak sahiplerine aylık veya belirli zaman aralıklarında sağlık harcamalarını bildiren bir sistem geliştirilecek.

lOptik MEDULA Sistemi ile Optik Provizyon Sistemi verimli hale getirilecek.

l-E-reçete uygulamasına geçilecek.

lSağlık hizmetlerinde ödemeye esas rasyonel maliyetler belirlenecek (laboratuvar hizmetleri).

lÖdemeye yönelik teşhis tedavi rehberleri geliştirilecek.

lKişisel sağlık verilerinin korunmasına yönelik çalışmalar yapılacak.

lİlâç katkı payı kademelendirilecek, ucuz tedavi seçeneklerinden katkı payı alınmaması için yasal düzenleme yapılacak.

lSağlık Uygulama Tebliğinde ucuz tedavi seçeneklerini kolaylaştıracak düzenlemeler yapılacak.

lEşdeğer ilâçlarda yüzde 15’e indirilen ödeme bandı, gelişmeler değerlendirilerek daha aşağıya çekilecek.

lSağlık Uygulama Tebliğine ekli bedeli ödenecek ilâçlar listesi güncellenecek.

lKardiyoloji, kalp damar cerrahisi, kulak burun boğaz, üroloji, genel cerrahi, hematoloji, onkoloji, nefroloji, göz hastalıkları, anestezi ve reanimasyon, gastroenteroloji, radyoloji branşlarına ait tıbbî malzemelerin, pozitif listeleri oluşturulacak, birim fiyatları belirlenecek.

12.12.2009


 

Ardahan buz tuttu

Ardahan’da etkili olan soğuk hava hayatı olumsuz yönde etkiliyor. Gece en düşük hava sıcaklığının sıfırın altında 13 derece olarak yaşandığı Ardahan’da araçlar dondu, ağaçlar, okula giden öğrencilerin kaşları, kirpikleri buz tuttu.

Ardahan’da yaşanan soğuklar sebebiyle okula gidip gelmekte çok zorlandıklarını söyleyen öğrenciler, çok üşüdüklerini ifade etti. Kaygan yollar nedeniyle araçların trafikte zor seyredebildiği şehirde, sabah araçları çalışmayan vatandaşlar, motor bölümlerine sıcak su dökerek çalıştırmaya çabaladı. Meteoroloji Müdürlüğü, gündüz en yüksek hava sıcaklığının sıfırın altında 4 derece olarak yaşandığı şehirde, gece en düşük hava sıcaklığının sıfırın altında 13 derece olarak ölçüldüğünü bildirdi.

12.12.2009


 

Şiddetli yağış Bodrum’u vurdu

MUĞLA’NIN Bodrum ilçesinde etkili olan kuvvetli yağış dolayısıyla, Turgutreis beldesindeki bazı otel, iş yeri ve evleri su bastı.

Bodrum Meteoroloji Müdürlüğü yetkililerinden alınan bilgiye göre, önceki gün akşam saatlerinde başlayan ve dün sabah saatlerine kadar aralıklarla devam eden kuvvetli yağış sonucu son 24 saatte metrekareye 80 kilogram yağış düştü. Kuvvetli yağış sebebiyle Turgutreis beldesinin Kemer mevkiindeki bazı otel, iş yeri ile evleri su bastı. Su basan iş yeri ve evlerde yaşayanlar, yağmur sularını itfaiye ekiplerinin yardımıyla temizlemeye çalışıyorlar. İş yerini su basan vatandaşlar, kuvvetli yağışın dükkânlarındaki malzemeleri kullanılmaz hale getirdiğini anlatarak, ‘’Geceden beri iş yerlerimizi basan yağmur sularını temizlemeye çalışıyoruz. Belediye ekiplerini aramamıza rağmen kimse yardıma gelmedi’’ iddiasında bulundu. Odalarını yağmur suyu basan otellerin yöneticileri, kendi imkânları ile tahliye ettiklerini söyledi. Gece boyunca etkili olan kuvvetli yağışın Turgutreis-Akyarlar arasında ulaşımın sağlandığı yola zarar verdiği gözlendi. Yolda oluşan hasarın giderilmesi için jandarma ve belediye ekiplerinin birlikte çalışma yürüttüğü, çalışmalar dolayısıyla ulaşımda zaman zaman aksama yaşandığı bildirildi. Bu arada, Muğla kent merkezine son 24 saatte metrekareye 81 kilogram yağış düştüğü bildirildi.

12.12.2009


 

Fırtına, deniz ulaşımını aksattı

MARMARA Denizi’nde şiddetli poyraz ve yağmur, deniz ulaşımını olumsuz etkiledi. Tekirdağ Liman Başkanlığı’ndan edindiği bilgiye göre, şiddetli poyraz nedeniyle Tekirdağ ile Erdek, Bandırma, Marmara Adası, Avşa ve Karabiga arasındaki deniz seferleri iptal edildi.

Boğazlardan geçmek üzere Marmara Denizi’nde seyreden 67 yerli ve yabancı bandıralı şilep ve tanker ise saatteki hızı zaman zaman 80 kilometreye ulaşan şiddetli poyraz ve sağanak sebebiyle yollarına devam edemeyerek, rotalarını Tekirdağ’ın Şarköy ilçesi sahillerine çevirdi. Geceyi Şarköy sahillerinde geçiren gemilerde bulunan personel, şiddetli fırtına ve yer yer 3 metreye ulaşan dalgalar nedeniyle karaya çıkamadı.

Gece boyunca aralıksız devam eden fırtınanın sabah saatlerinde etkisini azaltmasının ardından yerli ve yabancı bandıralı 56 şilep ve tanker, Şarköy’den demir alarak boğazlardan geçmek üzere hareket ettiler. Aniden bastıran fırtına ve yağmurdan balıkçılar da olumsuz etkilendi. Bu arada Kuzey Ege’de etkili olan poyraz da deniz ulaşımını olumsuz etkiliyor. Alınan bilgiye göre, zaman zaman fırtınaya dönüşen poyraz nedeniyle saat 09.00’daki Çanakkale-Gökçeada deniz otübüsü seferi ile saat 10.00’da yapılması gereken Kabatepe-Gökçeada arabalı vapuru seferi durduruldu. Çanakkale Boğazı ile adalar arasında deniz ulaşımını sağlayan GESTAŞ AŞ yetkilileri, bu sabah saat 07.30’daki Geyikli-Bozcaada arabalı vapur seferinin de yapılamadığını ifade etti. Marmara Denizi’ndeki şiddetli poyraz sebebiyle İstanbul Deniz Otobüsleri A.Ş’nin (İDO) bazı dış hat seferleri iptal edildi.

12.12.2009


 

Yasağa kızdı, minare yaptı

İSVİÇRE’DE minarelerin yasaklanmasından sonra protestolar artmaya başladı. En ilginç protestoyu ise Hıristiyan olan Guillaume Morand isimli İsviçreli iş adamı, Lozan’daki işyerinin üzerine bir minare inşa ettirerek gerçekleştirdi.

Sabah Gazetesi’ndeki haberde tepkisini işyerinin üzerine minare inşa ederek dile getiren Morand, “Bunun gerçek bir minare olmadığı çok açık, bir defa altında cami yok. Ancak her yerden görülebilen bir açıya sahip. Bu minare tamamen protesto amacıyla inşa edilmiştir” dedi. Morand, “Bu bir provokasyon mu” sorusuna ise “Evet bu açık bir provokasyondur” diye cevap verdi. Yasağa yönelik tartışmaların gittikçe büyüdüğüne dikkat çeken Morand, 7.6 milyonluk nüfusa sahip İsviçre’de sadece 400 bin Müslüman bulunduğunu söyledi. Morand, bu konunun bir tek aşırı sağcı parti UDC tarafından gündeme oturtulduğunu ve gerçek olmayan bir sorun oluşturulduğunu açıkladı.

‘MÜSLÜMANLARA JEST OLSUN’

MİNARENİN yapımından sonra 20 dakikada polisin geldiğini, ceza almaktan korkmadığını da sözlerine ekleyen Morand, şöyle konuştu: “Büyük ihtimalle polis bir rapor yazacak ve bir avukattan mektup alacağım. Toplumdan biraz merhamet duygusu umut ediyorum. Hareketimin bütün Müslümanlar için bir jest olmasını istiyorum.” Öte yandan İsviçre hükümeti, şimdilik Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararını bekliyor. Adalet Bakanı, “Mahkemeden büyük olasılıkla minare yasağının din özgürlüğünün ihlâli olduğu yönünde bir karar çıkacak” muhtevalı bir açıklama yapmıştı.

12.12.2009


 

KRİZE, DAYANIŞMA İLE DİRENİYORUZ

GENİŞ aileden çekirdek yapıya geçişe rağmen Türk toplumunun yapısındaki birlik ve dayanışma kültürü, sosyal yardımlaşma vakıfları, sivil toplum kuruluşları, hemşehri derneklerinin desteklerinin, bütün dünyada etkili olan ve Türkiye’de de yansımasını bulan küresel ekonomik krizde ‘’tampon görevi’’ gördüğü bildirildi.

Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adnan Gümüş, Batı ülkelerinde ‘’her koyun kendi bacağından asılır’’ misali kriz dönemlerinde akrabalar ve eş dost arasında yardımlaşma duygularının koptuğunu, oysa Türk toplumunda bunun tam tersi durum yaşandığını söyledi. Türk toplumunun genelinde aile yapısının güçlü olduğunu, ‘’ekmeğin bölüşülmesi’’ kültürünün sürdürüldüğünü anlatan Gümüş, bu durumun da krize karşı direnci arttırdığını, gerçekleştirilen yardımlaşmanın ayrıca moral ve motivasyon sağladığını anlattı. Sağlam toplumsal yardımlaşma geleneğine de dikkati çeken Gümüş, Türk aile yapısındaki birlik ve dayanışma kültürünün yanı sıra vakıfları, sivil toplum kuruluşları, hemşehri derneklerinin desteklerinin de ‘’tampon görevi’’ işlevi ile krizin oluşturacağı olası yıkımın etkisini zayıflattığını kaydetti. Gümüş, memleketlerini bırakıp şehirlere gidenlerin doğup büyüdükleri yerlerle bağlarını koparmadıklarını ifade ederek, ‘’Otogarlarda kırsaldan gelenleri yanlarında çantalar dolusu gıda maddesiyle görürüz. Bunlar arasında kurutulmuş çorbadan, bulgura, una kadar her şey vardır. Bunlar pahalı şehir hayatında dar gelirlilerin bütçelerine önemli katkı sağlıyor. Etkin bir hısım, akraba ekonomisi oluşuyor’’ dedi. Şehirlerde hemşehrilik duygularının daha da güçlendiğine dikkati çeken Gümüş, ‘’Geniş aileden çekirdek aileye geçiyoruz, ancak, bireylerin çevrelerindeki ailenin yanı sıra bir de bu yapı daha da gelişerek hemşehri halkası oluşuyor. Böylelikle işsize, muhtaca, askere gidecek, evlenecek gence, okuyacak çocuklara sahip çıkılıyor’’ diye konuştu.

AİLE BAĞLARI SOSYAL

PATLAMAYI ÖNLÜYOR

Adana Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şaban Baş da ekonomik krize bağlı olarak her alanda başgösteren olumsuz tablonun, toplumda güçlü olan aile bağlarından dolayı sosyal patlamaya dönüşmediğini savundu. Türkiye’deki anne, baba, kardeş gibi akrabalık bağlarının krize karşı ‘’zorunlu dayanışmayı’’ beraberinde getirdiğine de işaret eden Şaban Baş, ‘’İşsizliğin sürekli arttığı, ekonomik göstergelerin her geçen gün daha da bozulduğu bir ortamda insanlar hayatlarını sürdürebilmenin yollarını arıyor’’ dedi. Şaban Baş, bir umut arayışıyla şehirlere göçenlerin yanı sıra hayal kırıklığı yaşayıp köylerine geri dönenlerin de olduğuna dikkati çekerek, ‘’Krizden dolayı büyük şehirlerden kırsala doğru yoğun bir göç yaşandığı biliniyor. Türk insanı, krize karşı aile fertleriyle birlikte direnmeye çalışıyor. Endişemiz, krizin boyutlarının baba ocağını da etkiler hale gelmeden akılcı bir şekilde önlenmesidir’’ diye konuştu.

12.12.2009


 

Gözünden su çıkarıyor

MALATYALI Mustafa Güler, gözünden su çıkarması ile dikkat çekiyor.

Pütürge ilçesi doğumlu 33 yaşındaki Güler, burnuna su çekip gözünden çıkarması ile kendini izleyenleri şaşkınlığa sürüklüyor. Evli ve 6 çocuklu olan Güler, “Küçükken suda yüzerken burnuma su kaçıyordu ve bu suyun gözümden çıktığını fark ettim” dedi. Daha belirgin olması için sütü burnuna çeken Güler, gözünden çıkardığı sütün 23 metre kadar gittiğini belirtiyor.

12.12.2009


 

Poşetler, carettaları boğuyor

DENİZE atılan naylon poşetlerin caretta caretta kaplumbağalarının boğulmasına sebep olduğu bildirildi. Poşetleri deniz anası zannederek yemek için ağzına alan deniz kaplumbağalarının nefessiz kaldığı, bu yüzden de öldüğü belirtildi.

Almanya’nın Kuzey Ren Westfalya eyaleti Essen şehri Dünya Doğal Yaşamı Koruma Vakfı (WWF) Başkan Yardımcısı Ekolog Michael Tom, dünyada deniz kaplumbağaları ölümlerinin yüzde 65’nin denize atılan evsel ve sanayi atıkların olduğunu ifade etti. WWF’nin 2008 yılı verilerine göre dünya genelinde 220 deniz kaplumbağasının öldüğünü belirten Tom, bunun 143’nin naylon poşetler yüzünden meydana geldiğini söyledi.

12.12.2009


 

Ceza yeme, kayısı ye

MALATYA’DA bir tesis, astığı levha ile hem sürücüleri uyarıyor, hem de kayısı tüketimini teşvik ediyor.

Malatya - Ankara karayolu TEDAŞ Müdürlüğü mevkiinde şehirler arası yol kenarına astığı, “Ceza yeme, kayısı ye” yazısı ile dikkat çeken bir tesis, sürücülere aşırı hız yapmamaları ve ceza yememeleri noktasında uyarıp, Malatya’nın dünyaca meşhur kayısısını yemesini de tavsiye ediyor. Dünyada en fazla Türkiye’de, Türkiye üretiminin de yüzde 80’inin karşılandığı dünyaca meşhur Malatya Kayısısının birçok yararı var.

12.12.2009


 

Ormanlara yılbaşı koruması

EDİRNE Çevre ve Orman Müdürlüğünce, yılbaşı öncesi kaçak çam kesimlerini önlemek amacıyla özel ekipler oluşturuldu.

Edirne Çevre ve Orman Müdürü Abdullah Bülbül, yılbaşı öncesinde ormanlardaki güvenlik önlemlerinin artırıldığını söyledi. Bülbül, kaçak kesim yapılmasının önüne geçmek ve ormanları 24 saat gözetim altında tutmak amacıyla 8 koruma timi oluşturduklarını belirtti. Edirne sınırları içindeki ormanların korunması için orman muhafaza memurlarının da yıl boyunca çalıştığını vurgulayan Bülbül, ‘’Bu ekip, ormanlarımızda denetimlerin daha etkin hale getirilmesi, yaz aylarında yangınla mücadele, kış aylarında ise çam ağaçlarının yılbaşı nedeniyle kesilmesini önlemek amacıyla oluşturuldu. Ekipler şu anda teyakkuz halindeler’’ dedi. Bülbül, vatandaşlara yılbaşı için ağaç kesmemeleri çağrısında bulundu.

12.12.2009

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

Bütün haberler

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu

Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim - Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl