11 Mayıs 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR Mobil İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Aile-Sağlık

Çocuğun başarılı olması için ailede mutluluk olmalıdır

TRABZON’UN Çarşıbaşı ilçesinde Zafer Fen Dershanesi ‘Mutlu Aile ve Başarılı Çocuk’ konulu seminer düzenledi.

Esnaf Kefalet ve Sanatkârlar Odası Kültür Salonu’nda düzenlenen seminere konuşmacı olarak katılan Eğitimci Yazar Arif Kapar, çocukların başarısında mutlu ailenin rolünün büyük olduğunu ve bu sebeple veliye düşen en büyük görevin ise ailede mutluluğu sağlaması olduğunu söyledi. Çocukların yaşı kaç olursa olsun onları mutlaka sevmek gerektiğini ve başarılı çocuk yetiştirmek için altın kuralın, ailedeki mutluluk olduğunu vurgulayan Eğitimci Yazar Kapar, “Evinizde mutluluk olmasını istiyorsanız mutlaka 5 (S) formülü uygulayın.” dedi.

Eğitimci Kapar, 5 (S) formulünü şöyle açıkladı: “Birincisi sofra birliği: Yemek masasında ailece yemek yiyerek kısaca günü değerlendirmek. İkincisi sayfa birliği: Her evde aile en az 15 dakika kitap okumalıdır. Çünkü eğer baba televizyonda maç izliyorsa çocuk ders çalışamaz, bu sebeple ailede herkes kitap okuyarak çocuğun derslerinde başarılı olmasını sağlar. Üçüncüsü seyahat birliği: Bir evde anne-baba sigara içiyorsa sigarayı bırakarak, bir yıllık sigara masrafıyla ailesini tatile götürecek. Dördüncüsü seccade birliği: Baba namaz kılarken çocuğuna da namazı öğretecek. Beşincisi ise sevgi birliği: Ailece her gün birbirinizi sevdiğinizi söyleyin, özel günlerinizi asla unutmayın.” Seminereöğretmenler ve çok sayıda vatandaş katıldı.

11.05.2010


Kanserden ölüm oranları ilk sıralarda yer alıyor

EGE Üniversitesi (EÜ) Tıp Fakültesi Kanserle Savaş Araştırma ve Uygulama Merkezi’nin düzenlediği 15. Ege Onkoloji Günleri’nde kanserle mücadelede gelinen nokta değerlendirildi.

TÜBİTAK’ın katkısı ile İzmir’e gelerek Amerika’da konu ile ilgili yaptığı çalışmaları katılımcılarla paylaşan Oregon Health&Science Üniversitesi’nden Doç.Dr. M. Kemal Sönmez kanserden korunma yolları, gen terapisi ve organik beslenme üzerine açıklamalarda bulundu. Sönmez kanserin kalp hastalıklarından ölüm oranlarının düşmesiyle liderliğe oynadığını belirtti. Türkiye’de ve dünyada kanser hastalığı ile ilgili yapılan çalışmaları değerlendiren Doç. Dr. Sönmez, “Tabi şimdi kanser hastalığı, özellikle kalp hastalıklarındaki ölüm oranlarının düşmesinden sonra birinciliğe oynuyor. Şu anda moleküler ve hesaplamalı biyolojide gelişen bir sürü yenilik kansere uygulanmaya çalışılıyor. Bunda birkaç başarılı gelişme olsa da acı gerçek şu ki; 1950’lerden beri birçok kanser çeşidinde, yani bunca araştırma ve ilaca rağmen, çok büyük ilerlemeler sağlanamadı. Örneğin; akciğer kanseri olursanız kurtulabilme açısından 1950 yılında akciğer kanseri olmuş bir insanla aynı şansa sahipsiniz” diye konuştu.

11.05.2010


İlkbaharı yaşamanın altın formülü

İlkbahari doyasıya yaşamanın altın formülünün, sağlıklı beslenme ve fiziksel aktivite olduğu belirtildi.Tekden Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Duygu Deniz, yaptığı açıklamada, vücudun yeni mevsime geçiş dönemini yaşadığı bahar aylarında sağlığa daha fazla dikkat edilmesi gerektiğini söyledi.

Sağlıklı beslenme programı ve egzersizle birçok hastalıktan uzak kalabileceğine dikkati çeken Deniz, şöyle devam etti: ‘’Birçok akut ve kronik hastalıktan korunmak için özellikle bahar aylarında sağlıklı beslenmeniz ve fiziksel aktivitenizi artırmanız gerekir. Sağlıklı beslenme, vücudumuzun ihtiyacı olan besinleri, yeterli, dengeli, çeşitli ve mevsiminde almakla mümkün olur. Ayrıca gün içinde uzun süre hareketsiz biçimde kalmamak ve yapacağımız düzenli yürüyüşler fiziksel aktivitemizi artırır. Uzayan gündüz süresi ve aktivitelerle birlikte güne sıkı bir kahvaltı ile başlanmalıdır. Öğün atlamamak çok önemlidir. Lifli sebze ve meyvelerin tüketilmesi önerilir. Sağlıklı beslenmede karbonhidrat, yağ ve proteinleri dengeli ve yeterli biçimde almak gerekir. Taze meyve ve sebzelerin tüketilmesi ile vücudun ihtiyacı olan vitamin ve mineraller karşılanabilir.’’ Deniz, mevsiminde üretilmeyen sebze ve meyvenin tüketilmemesini önererek, ‘’Meyve ve sebzeyi mevsiminde tüketmek en doğrusudur. En tabii ve sağlıklı meyve sebze, doğal ikliminde ve zamanında yetişenidir. Suni şartlarda ve hormonlu yetiştirilen ürünler aynı besin değerini taşımaz. Uygun sıcaklık ve çevre şartlarında yetiştirilen sebze meyveler tercih edilmelidir’’ diye konuştu.

11.05.2010


Bahar aylarında daha rahat bir hamilelik için öneriler

GÜNEŞLİ günler, yeşeren ağaçlar ve tekrar canlanan tabiat insan psikolojisini olumlu etkilerken, fizyolojisinde de çeşitli değişiklikler yapmaktadır.

Kış boyunca evlerine kapanan anne adayları da baharla birlikte dışarıya çıkma, güneşten yararlanma ve bol yürüyüş yapma şansını yakalar. Uzmanlar, anne adaylarının baharın getirdiği değişimleri tolere edebilmek için beslenme şekillerine ve bol egzersiz yapmaya özen göstermeleri gerekiyor. İşte bahar aylarında hamileliğinizi keyifli ve rahat geçirmenizi sağlayacak birkaç öneri…

nBaharda beslenme: Bahar ayları ile birlikte meyve ve sebze çeşitlerinin artması anne adaylarının daha sağlıklı beslenmelerine fırsat sağlıyor. Böylelikle hamilelerin ihtiyacı olan vitamin ve mineralleri alma şansı yükseliyor. Uzmanlar bebeğin gelişimi için yeterince protein ve kalsiyum alınmasının da çok önemli olduğunu belirtiyor.

nGiyim tarzı: Havaların ısınmasıyla anne adaylarının kıyafet seçimleri soruna dönüşmektedir. Baharda günlük hayatın ev dışında geçirilmesi, vücut ağırlığının her geçen gün artması ve vücudun mevsimsel değişime uyma süreci anne adaylarının bahara hazırlanmasını zorunlu kılıyor. Bu nedenle baharda kıyafet seçiminde, kendisini iyi hissedebileceği ve kolay hareket edebileceği tercihler yapabiliyor.

nEgzersizin önemi: Bahar aylarında anne adaylarının yapabileceği sporlardan en uygunu yürüyüştür. Anne adayını fazla yormayan yürüyüş, sorunsuz gebeliklerde sağlık açısından da problem meydana getirmiyor.

nAyakkabınızı doğru seçin: Kıyafet gibi günlük hayatta ayakkabı seçimi de hamileler için önemlidir. Çünkü gebelikte vücudun yük dağılımının bozulması, oluşan ödem ve ayak ağrılarının bu tabloya eklenmesi, ayakkabı seçimini daha önemli kılıyor. Uzmanlar hamilelerde ayakkabının 5 cm’den yüksek ya da sıfır topuk olmasının da sakıncalı olduğunu belirtiyor.

nÖdeme karşı öneriler: Hamile bir kadının damarlarında dolaşan kan hacmi yaklaşık %50 daha fazladır. Artan kan hacmiyle birlikte damarlarda da bir miktar genişleme olduğundan fazla olan sıvının bir kısmı doku içinde hücrelerin arasında birikir. Bu duruma ödem adı verilir. Bahar aylarında hamileler ödeme karşı bol su içmelidirler. Sanılanın aksine şişlik durumunda su içmek şişliği arttırmaz tam tersine azaltır.

nBahar alerjilerinden korunma: Tabiatın canlanması ile ot, ağaç ve çiçeklerin açmaya başlamasıyla atmosferdeki polen miktarı da artmaya başlıyor. Özellikle de alerjik bünyeli hamilelerin bünyelerine alerji olduğunu bildikleri ortamlardan ve baharda sık kullanılan kimyasal deodorant ve benzeri ürünlerden uzak durmaya çalışması önemlidir. Hapşırma, burun tıkanıklığı, gözlerde kaşıntı ve sulanma, öksürük ve baş ağrısı gibi belirtiler veren hamilelerde bu belirtilerin uzun sürmesi durumunda doktora başvurmalarında fayda bulunmaktadır.

11.05.2010


Obeziteye gidiş fark edilir

Çocukluğunda obez olanların yüzde 60’ının erişkin yaşlarda da obez olduklarını söyleyen uzmanlar, çocukluk çağındaki önlemlere dikkat çekiyor.

Çocukların sağlıklı büyüyerek hastalıklardan korunmasında ailelerin, hekimlerin ve devletin büyük sorumlulukları olduğunu belirten Amerikan Hastanesi’nden Pediatrik Endokrinolog Dr. Nihal Memioğlu, obezitenin çocuk ve toplum sağlığını olumsuz etkileyen sorunlar arasında ön sıralarda olduğunu söylüyor. “Obezite pek çok hastalığı beraberinde getirir. Ayrıca, çocuklukta obez olan bireylerin yaklaşık yüzde 60’ının erişkin yaşlarda da obez oldukları düşünüldüğünde, çocukluk döneminde önlem almanın öneminin büyüklüğü anlaşılabilir” diye konuşan Dr. Memioğlu, obeziteyle ilgili iolarak şu bilgileri veriyor: “Obezite en basit tanımı ile, vücuttaki yağ dokusunun artışıyla gelişen kilo fazlalığıdır. Ancak her kilo fazlalığı obezite değilir. Obezitenin objektif olarak değerlendirilmesinde vücut kitle indeksi (VKİ) kullanılır. VKİ; kg. cinsinden ağırlığın metre cinsinden boyun karesine bölünmesiyle bulunur. Çocuklar büyüyen varlıklar olduklarından tek bir VKİ değerinden bahsedilemez. Her toplumun kendine özgü hazırlanan, cins ve yaşa göre oluşturulmuş VKİ değerleri kullanılır. Türk çocuklarının değerleri de belirlenmiştir. Çocuğun VKİ yaşına göre yüzde 85-95 ise fazla kilolu, yüzde 95’den fazla ise obezdir.”

11.05.2010

 
Sayfa Başı  Geri

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu

Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Yeni Asya Gazetesi - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat-Promosyon - Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım